"إذا لمْ" - Traduction Arabe en Turc

    • Eğer onu
        
    • Eger
        
    • Şayet
        
    • Ama eğer
        
    • etmezsen
        
    Eğer onu tanıyıp tanımadığını bile bilmiyorsan niye öldüresin ki? Open Subtitles إذا لمْ تكوني تعرفين كيف عرفته، فما كان دافعكِ لقتله؟
    Eğer onu bulmasaydınız, kan kaybından ölebilirdi. Open Subtitles إذا لمْ تعثر عليها حينما فعلت ذلك، لكانت ستنزف حتى الموت.
    Eger geri çekilmezsem yiyecek saklama kabini bana karsi kullanacaklar. Open Subtitles المُسرّب سيُسلّم حافظة الطعام إلى السُلطات إذا لمْ أتراجع.
    Sanirim bu konuyla ilgili konusmamiz lazim. Eger sakincasi yoksa özel olarak. Open Subtitles أوَتعلمين، أعتقد أنّ علينا التحدّث حيال هذا، على إنفراد إذا لمْ تكوني تُمانعين.
    O da dedi ki Şayet her şeyi kapatmazsam bizi ifşa edecekmiş. Open Subtitles قالت لي أنّه إذا لمْ أغلق كلّ شيءٍ، فإنّها ستكشفنا.
    Ama eğer bu soruşturmayı benim yürütmemden rahatsız oluyorsanız dışarıya çıkıp herkese nedenini söylemekte serbestsiniz. Open Subtitles لكن أوتعرف؟ إذا لمْ تكن مُرتاحاً بقيادتي لهذا التحقيق، فمُرحّب بك الخروج للخارج وإخبار الجميع بالسبب.
    Mayoyla rahat etmezsen çıplak da olur. Open Subtitles إذا لمْ تكوني مُرتاحة في ملابس السباحة يُمكنكِ السباحة عارية.
    Eğer onu geri almazsak üstü kapanan olayı halka duyururum. Open Subtitles إذا لمْ نسترجعها، فإنّي سأكشف أمر التغطية بأكمله.
    Eğer onu sen öldürmediysen, neden kaybolmak için bu kadar uğraştın? Open Subtitles إذا لمْ تقتلها، فلمَ حاولت الإختفاء بشدّة؟
    Eğer onu hemen bulamazsak, her türlü öldü demektir. Open Subtitles في كلّ الأحوال ستعتبر ميّتة إذا لمْ نعثر عليها في الحال.
    Eğer onu dikkatli bir şekilde yönetmezsek, felaket riski kaçınılmaz. Open Subtitles إذا لمْ نُسيطر بحذر، فيُمكن أن نُخاطر بوقوع كارثة.
    Eğer onu buraya kadar getirmemiş olsaydınız böyle bir şey asla yaşanmazdı. Open Subtitles إذا لمْ تحضروه معكم يا رفاق إلى هنا ما كان ليحصل أيّ من هذا
    Ama Eger Jane ile bulusmazsaniz ögrenecekler. Open Subtitles لكنّهم سيعرفون إذا لمْ تُوافق على لقاء (جاين).
    Eger çözülmezse endiselenme Don. Open Subtitles إذا لمْ تختفِ، فلا تقلق يا (دون)،
    Eger gitmezsen Red John oldugunu varsayacak. Open Subtitles إذا لمْ تأتِ، فسيفترض أنّك (ريد جون).
    Şayet kolay şeyleri yapamazsan o zaman hayatın zorlukları karşısında ne yapacaksın? Open Subtitles إذا لمْ تستطيع فعل الجزء السهل إذاً ، ماذا ستفعل عندما تحدث الأشياء ؟
    Şayet oyunculukta yeteneğim yoksa vaktimi aktör falan olmakla harcamak istemiyorum. Open Subtitles لا أريد تضيع وقتي أحاول أن أكون ممثل أو شيء ما . إذا لمْ أملك الموهبة لهذا
    Şayet öyle yapmazsak nasıl bir ortak oluruz ki? Open Subtitles وأيّ نوع من الشركاء سنكون إذا لمْ نفعل؟
    Hayır, Ama eğer bu işi doğru bir şekilde yapamazsak onlar bizi bulacak. Open Subtitles كلاّ، لكنّهم سيجدونا بالتأكيد إذا لمْ نفعل هذا بشكل صحيح.
    - Sana zarar vermek istemiyorum Ama eğer nasıl çalıştığını söylemezsen bundan çekinmem. Open Subtitles اسمع، لا أريد إيذائك، لكنّي سأفعل إذا لمْ تُخبرني كيف تعمل.
    Ama eğer resimde olmazsan arada mesafe olursa... Open Subtitles لكن إذا لمْ تكن جُزءاً من الصُورة، لو كانت هُناك بعض المسافة...
    Eğer bana yardım etmezsen birileri onu yok edebilir. Ve masum insanlar ölür. Open Subtitles إذا لمْ تُساعديني، فقد يُدمّرها شخص ما، وأناس أبرياء سيموتون.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus