Yani iyileşmek için, dış dünyaya açılan kapıları kapatmak mı lazımmış? | Open Subtitles | أيعتقد إذن أن الطريقة الوحيدة لفعل ذلك بعزلهم عن العالم الخارجي؟ |
Yani, bir gemide olmak ilk kez olan bir şey değil. | TED | إذن أن تكون القناة على سفينة فهي ليست أول مرة. |
Yani şimdi bu bilimadamının Kinsey'i vurduğunu mu düşünüyoruz? | Open Subtitles | حسنا , هل أنت تقترح إذن أن هذا العالم قتل كينزي |
Yani düşüncen, ruhu bir şekilde önce Martha'yı zapt etti, sonra da bana mı geçti? | Open Subtitles | أتظنين إذن أن روحها تمكنت بطريقة ما من السيطرة على مارثا ومن ثم إنتقلت إلي |
Yani bu insanları çarpan bir silah değildi diyorsun, ha? | Open Subtitles | هل تعتقد إذن أن ما صعق هؤلاء الأشخاص بالكهرباء، لم يكن سلاحاً؟ |
Yani bana soylediginize gore, sıkılacagım, sonra sıkılacagım ve sonunda, hayatımı sıkılmıs olarak noktalayacagım. | Open Subtitles | تريدين مني إذن أن أشعر بالملل ،ثم أشعر بالملل ثانية وأخيراً أشعر بالملل مجدداً ولكن هذه المرة إلى الأبد |
Yani, vahşi bir hayvana dönüşebileceğine mi inanıyorsun? | Open Subtitles | أتعتقد أن بوسعك إذن أن تتحول إلى حيوان مفترس؟ |
Yani evliliğimizden haftada iki günlük izin mi istiyorsun? | Open Subtitles | إذن أن تخبرني بأنك تريد استراحة ليومين في الأسبوع من زواجنا |
Yani bir anlamda burası sadece bir kastı ve düşüncenin tamamı ve diğer önemli şeyler şuradaki deliklerde mi gerçekleşiyordu? | Open Subtitles | كان الاعتقاد إذن أن كل هذا مجرد عضلة و كل الأفكار و الوظائف تحدث في هذه الفتحات |
Yani planın kadın için ödül almak, öyle mi? | Open Subtitles | خطتك إذن أن تحصل على الجائزة مقابل أسيرتك |
Anlıyorum. Yani siz batıya açılmak istiyorsunuz lakin Vatikan geminizi çaldı. | Open Subtitles | أفهم ذلك، تود إذن أن تبحر للغرب لكن الفاتيكان استولوا على سفينتك |
Evet, Yani evebeylerinin de herkes gibi hata yapabileceğini kabul etmeli. | Open Subtitles | لا بأس، عليها إذن أن تقبل حقيقة أنّ والديها يرتكبان أخطاءً، كحالِ الجّميع. |
Yani diyorsun ki, Yani diyorsun ki, öğretmenlik yaparsam, böylesine harika şeyler yapabilecek miyim? | Open Subtitles | إذن أن تقول لي أنني لو قمت بالتدريس فسأكون قادرا على فعل شيء رائع مثل هذا ؟ |
Yani, bence siz güvenilir olmak zorundasınız. | TED | عليك إذن أن تكون جديرا بالثّقة. |
Bedel budur. Yani konuşmak ölümcül müdür? | Open Subtitles | هذا هو الثمن - إذن أن تتكلم يعني أن تموت؟ |
Yani UNICEF'in dolandırıcı olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | تقول إذن أن الـ يونيسيف محتالين؟ |
Peki, patlayıcılarla ilgili her yeri araştıralım, Yani... bina inşaat alanları, askeri üsler, gübre toptancıları. | Open Subtitles | . جيد ، فعلينا إذن أن نراقب أي مكان يتعامل مع المتفجرات الخطرة ..مواقع البناء ، القواعد العسكرية . و تجار الأسمدة بالجملة |
Yani Marslı olmaya hiç gerek yok. | Open Subtitles | فلماذا أحتاج إذن أن أكون من المريخ؟ |
- Fahişelere gidiyorsun Yani - Hayır, fahişelere gitmiyorum. | Open Subtitles | إذن أن تضاجع العاهرات - لا، أنا لا أفعل - |
Yani bu Jasper Franklin'in amacının liman terörü olabileceğine mi inanıyorsunuz? | Open Subtitles | إذن أن تعتقد أن (جاسبر فرانكلين) قد يكون لديه نوايا إرهابية؟ |