Kanını almak için ikna etmeye çalışıyoruz ama zorla alamayız. | Open Subtitles | سنحاول ثانيةً إقناعه على سحب الدم لكن لا يمكن إجباره |
Gitmemesi için ikna etmeye çalıştım kimsenin savaşı olmadığını söyledim ama dinlemedi. | Open Subtitles | حاولت إقناعه ألّا يذهب أخبرته أنها حرب للا شيء, لكنه لم يستمع |
Bir oyunun yapımcıIığı konusunda onu ikna etmeye çalışıyorum. Onu severim. | Open Subtitles | أحاول إقناعه لإنتاج مسرحية ، أعتقد أنه سيرضى |
onu ikna etmelisin. | Open Subtitles | أعلم بأنه عنيد, ويجب أن تحاولي إقناعه بإنها أفضل طريقة للقيام بذلك |
Üç gün, onu ikna edebilmemiz için yeterli değil. | Open Subtitles | ثلاثة أيام هو وقت قصير لتكون قادرا على إقناعه |
Aslında... Onu aynı tarafta olduğumuza ikna etmek için konuşmak istiyordum sadece. | Open Subtitles | أردت التحدّث إليه لأحاول إقناعه بأننا على جانب واحد |
Onu ikna etmeye çalışmak, nefesinizi boşa harcamaktan öteye gitmez. | Open Subtitles | أنت تهدر أنفاسك في محاولة إقناعه بفعل شيء |
Şöyle bir göz attım. Dedim ki, iyi olmuş ama göndermeyip yarına kadar bekleyelim. Göndermemesi için ikna etmeye çalıştım. | Open Subtitles | وألقيت نظرة عليها وقلت أنها جيدة، ولكن دعنا لا نرسلها الآن ولننتظر حتى الغد وحاولت إقناعه بعدم إرسالها |
Gördün mü, o işi bitirmek istiyor, yani iş sadece onu ikna etmeye geldi. | Open Subtitles | أترى، يريد أن يحرز هدفا، لذا إنها مسألة إقناعه بأن |
İkna etmeye çalışmak falan... | Open Subtitles | أتعرفين ما أقصد؟ أحاول إقناعه ، هل تعلمين؟ |
Binayı alması için onu ikna etmeye çelıştım. | Open Subtitles | حاولت إقناعه لشراء المبنى الذي كنا فيه. لم انجح. |
İç İşleri Bakanlığında beraber çalışmaya ikna etmeye çalıştım. | Open Subtitles | حاولت إقناعه بأن يأتي للعمل في الأمن الداخلي معي |
Eminim ki,bahçe işlerinden başka şeyler içinde onu ikna edebilirsin. | Open Subtitles | حسنا، أنا متأكد من أنك قادر على إقناعه كي يقوم بأشياء أخرى إلى جانب امور البستنة. |
Bence, o olmadan davayı çözemeyeceğimize onu ikna etmeliyiz. | Open Subtitles | فإنّه يجب علينا إقناعه بأنّنا لا نستطيع حلّ القضية من دونه |
onu ikna edemedin mi? | Open Subtitles | أستستمر في محاولة إقناعه العدول عما سيفعله؟ |
Onu birkaç tane içki yuvarlamak için ikna etmek ne kadar zor olabilir ki? | Open Subtitles | إقناعه بتناول القليل من الشراب ليس صعباً إلي هذا الحد |
Bırakın konuşayım. Belki de biz... onu rızasıyla çıkmaya ikna edebiliriz. | Open Subtitles | دعني أتحدث به,ربما يمكننا إقناعه بالرحيل طوعا |