| Hayatının geri kalanıyla başka bir şey yapmak istersen bana gel. | Open Subtitles | أتريد أن تستفيد من بقية حياتك؟ إن أردت ذلك، تعال لرؤيتي |
| Eğer imzalamamı istersen burada pullu, adresi yazılmış bir zarf var. | Open Subtitles | إن أردت منّي أن أوقع عليها، فإليك مظروفاً عليه طابع بريدي |
| Eğer şefinin buraya sabahtan gelmesini istiyorsan ve ofisini bıraktığı gibi dağınık bulursun, | Open Subtitles | لذا إن أردت أن يأتي قائدك صباحاً ويرى مكتبه غير مرتب كما تركه |
| Eğer bu ligde oynamak istiyorsan birkaç değişiklik yapman gerekecek. | Open Subtitles | إن أردت الوصول لهذا المستوى، فيجب أن تقوم ببعض التغييرات |
| Eğer istersen buna 6. his diyebilirsin. | Open Subtitles | حسنا .. إطلق عليها الحاسه السادسه إن أردت |
| Belki ama kendinizi uzun sürecek acılardan ve yalvarmalardan kurtarmak istiyorsanız, ki dualarınızı sadece sizi öldürdükten sonra kabul edebilirim,... | Open Subtitles | ربما، لكن إن أردت أن تحمي نفسك من الألم الكبير والإستجداء المطول وبعدها سأكون فقط أستجيب لصلواتكم وذلك بقتلكما معاً |
| Siz de geldiğinize göre, benimle gelmek isterseniz harika olur. | Open Subtitles | لكن بما أنك هنا، إن أردت القدوم، هذا سيكون رائعا. |
| Ne olursa olsun, okulumuzun öğrencisi olduğuna göre, gelmek istersen gelebilirsin. | Open Subtitles | على اية حال، منذ انت طالبة في مدرستنا.. تعالي إن أردت.. |
| Bak, istersen... İstersen bunu ben hallederim. Yani eğer rahatsız olacaksan. | Open Subtitles | أنصت، أستطيع تولّي هذا لوحدي، إن أردت إنّ كنت غير مرتاحاً |
| Bana gerçekten teşekkür etmek istersen departmanım gerçek bir departman değil. | Open Subtitles | حسنا إن أردت ان تشكرني فعلا فأن قسمي ليس بقسم فعلا |
| Hey, Rebecca'ya bakıcılık yapmak istersen ben Nate ile giderim. | Open Subtitles | إن أردت يمكنك البقاء مع ريبيكا وسأذهب أنا مع نيت |
| Sonra Çin'e yelken açabilirsin. İstersen tam tersi yoldan dönersin. | Open Subtitles | وبعدها تُبحر إلى الصين، وتعود من الجانب الآخر إن أردت. |
| Büyükannemin dediği gibi "bir kutunun güneşe atıImasını istiyorsan bunu kendin yap. " | Open Subtitles | كما قالت جدتي إن أردت أن تلقي بصندوق في الشمس فعليك فعلها بنفسك |
| Konuşacak bir şeylerin olmasını istiyorsan, yazdığı kitaba göz atmak isteyebilirsin. | Open Subtitles | ربما تود قراءة كتابه إن أردت أن تجد ما تتحدث عنه |
| Manning gibi insanlara zarar vermek istiyorsan, çevresindeki insanları bulursun. | Open Subtitles | إن أردت الثأر من مانينج عليك العثور على من حوله |
| Bekle biraz, evlat. O arabayı kullanmak istiyorsan üstüne düşeni yapmalısın. | Open Subtitles | انتظر يا فتى، إن أردت الاستمرار بالقيادة يجب أن تتحمل المسؤولية |
| O dışarıda. Eğer istersen, onu gönderebilirim. | Open Subtitles | إنها بالخارج، إن أردت إصرافها فسأفعل هذا |
| Ve Eğer istersen, gerçek aileni araştırabiliriz. | Open Subtitles | إن أردت ذلك يمكننا الاستعلام عن والديك الحقيقيين |
| Hayır! Eğer size yardım etmemi istiyorsanız, burada ne yaptığınızı açıklamanız... | Open Subtitles | كلا، إن أردت أن أساعدك بما تفعله هنا، فيجب أن توضح.. |
| Ve onları yapmak istemedikleri birşeyi yapmaya ikna etmek isterseniz, bu çok zordur. Gelecekteki teknoloji hakkında düşündüğümüz zaman | TED | وهكذا إن أردت إقناعهم للقيام بأمر لا يرغبون به، ستجده صعبا. وهكذا حين نفكر في التكنولوجيات المستقبيلة، |
| Eğer bir görüşe daha ihtiyacın olursa başka volkan yapan çocuklara sormalısın. | Open Subtitles | إن أردت رأياً آخر فعليك أن تسأل فأحد الفتية الأخرون سيبني بركاناً |
| Bir yere gitmek istiyorsun, konuşmaya başlasan iyi olur. Ne geçmişi? | Open Subtitles | إن أردت الذهاب للمكان فعليكَ البدء بالتحدّث أي تاريخ مشترك ؟ |
| Eğer isterseniz bu vadiyi bütün askerlerden güvenli hale getirebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك أن تجعل هذا الوادى أمن من أى جنود إن أردت أيضا. |
| Bak dostum... İstesem seni, tarama cihazını ve bu çirkin kuleyi uzaya gönderebilirim. | Open Subtitles | انظر يا رجل، يمكنني إرسالك أنت وفاحصك وبرجك القبيح لأي مكان إن أردت |
| Güzel. Başına ciddi bir bela açmak istemiyorsan buradan uzak dur. | Open Subtitles | جيد ، إبق بعيدة عن ذلك إلا إن أردت مشكلا حقيقيا |
| Şu andan itibaren bir şey yapmanı istersem ilk sana soracağım. | Open Subtitles | لذا من الآن فصاعدا ، إن أردت فعل شيء سأسأل أولا |
| Eğer bir şeylerin doğru olmasını istiyorsam kendim yapmam gerekiyor. | Open Subtitles | إن أردت القيام بشيء بشكل صحيح فعلي القيام به بنفسي |
| İkinci sebep ise şu, bence evrenle ilgili yeni bir şey keşfetmek istediğinizde evrene yeni bir açıdan bakmanız gerekir. | TED | ولكن رقم اثنين، أنا أؤمن أنهُ إن أردت اكتشاف شيء جديد بخصوص الفضاء، لابد أن تنظر إلى الفضاء، بطريقةٍ جديدةٍ. |
| İş görüşmesinde, asker cenazesinde falan da olur ya da ne düşünüyorum, hey, bilirsin bir gün şehir meclisine üye olmak isteyebilirsin. | Open Subtitles | أو ربما مقابلة عمل أو مأتم عسكري أو كنتُ أفكر أتعلم إن أردت أن تصبح نائباً في مجلس البلدية في يوم ما |