"اتفاق" - Traduction Arabe en Turc

• anlaşma
• anlaşmamız
• Anlaştık
• anlaşmaya
• anlaşması
• anlaşmayı
• anlaşmasını
• anlaşmıştık
• anlaşmadır
• anlaşmanın
• anlaşmam
• sözleşme
• iş
• antlaşma

1945 yılında Batılı müttefikler, Sovyetlerle yazılı bir anlaşma yapmıştı.
،في 1945 وقّع الحلفاء الغربيون على اتفاق مكتوب مع السوفيت

Seninle anlaşma yapıyoruz fakat, eğer füze daha önce patlarsa, iptal edeceğiz.
نحن نحاول عقد اتفاق معك, ولكننا سنسحبه لو أصاب الصاروخ هدفه أولاً.

Tek lazım olan şey anlaşma. Parti başına 4,95$'ya ne dersin?
نحن فقط بحاجة إلى اتفاق بالجملة لنقل 4.95 دولار للكيلو غرام؟

Hala bir anlaşmamız olduğunu sanıyorum. Bu noktada zaten fazla seçeneğin yok.
أعتقد أننا ما زال بيننا اتفاق ولكنك ليس لديك اختيارات كثيرة الآن

Bana bir şey vermen lazım ki anlaşmamız olduğunu bileyim.
لابد أن تخبرني شيئا مماتعرفه حتى أتأكد اننا على اتفاق

Anlaştık mı yoksa notu gönderip adamlarının kökünü mü kazıyacağız?
هل حصلنا على اتفاق أم نرسل الرسالة ونقضي على رجالك؟

Umut edelim de bir anlaşmaya varsınlar ve bizi bir süre serbest bıraksınlar.
دعنا نأمل أنهم يمكنهم التوصل إلى اتفاق وان يتركونا لحالنا لفترة من الوقت.

Ve ben de sana savcının ofisinden bir dokunulmazlık anlaşması ayarlayayım.
و سوف أساعدك على إيجاد اتفاق الحصانة مع مكتب المدعي العام.

Barış olsaydı, işe geri dönerdim... ve biz de anlaşma için yeniden konuşabilirdik.
لو حدث اتفاق سلام، فسأعود للعمل ويمكننا التحدث مرة أخرى عن عقد صفقة.

Çok daha değerli bir adamla yeni bir anlaşma yapabilirim.
أرغب في عقد اتفاق آخر.. مع رجل ذو مكانة أعظم..

Daladier ve İngiliz aptalı Chamberlain, Hitlerle bir anlaşma için istekli.
دالادييه وأنه معتوه الإنجليزية تشامبرلين حريصون للتوصل الى اتفاق مع هتلر.

Savaşa bir son vermek istiyorlarsa bir tür anlaşma falan imzalamalılar.
.. إن كانوا يريدون إيقاف القتال ، فعليهم أن يعقدوا اتفاق

Böyle sıkı bir serseri olmasanız bile sizinle bir anlaşma yapmazdık.
لن نقوم بعقدِ اتفاق معك حتى لو لم تكن شخصًا شحيحًا

Hafif suçtan yakaladığım herkes standart bir anlaşma teklifi alır.
كل من أمسك به متلبساً بجنحة يعرض عليه اتفاق معياري

Yani, gördüğünüz üzere, şu anda bu sorunun cevabı üzerinde anlaşma sağlanamadı, bu anlaşmayı sağlamaya yakın bile değiliz.
لذا، يمكنك أن ترى، الآن لا يوجد اتفاق حول هذا السؤال، ولم نقترب من ذلك حتى.

Kahretsin! anlaşmamız vardı!
انظر, لقد سلمتك الأمر, اللعنة عليك ولدينا اتفاق

Maalesef komutanınız AshIey-Pitt ve benim bir anlaşmamız var.
الضابط المسؤول عنك الرائد أشلي بيت وأنا لدينا اتفاق

anlaşmamız vardı. Takımı yönetmeme karışmayacaktın.
لدينا اتفاق, لا يمكنك التدخل بإدارتي للفريق

Hayatım, seninle on yıl sonra burada buluşacağım. Anlaştık mı?
حبيبتى ، سوف أقابلك هنا بالتحديد بعد عشرسنوات ، إنه اتفاق

anlaşmaya vardık gibi görünüyor. Bu işi tamamlamak için sabırsızlanıyorum.
. يبدو أن لدينا اتفاق هنا . اتطلع الى فعلها

Eyaletin en iyi dedektiflik şirketiyle 3 yıllık bir gözetleme anlaşması.
إنه اتفاق مراقبة لـ3 سنوات مع أفضل وكالة تحقيق في الولاية

Christine'in Kahire toplantısını hazırlıyorum da aklıma anlaşmayı garantileyecek bir fikir geldi.
أنا الإستعداد اجتماع القاهرة كريستين وكان لي الفكرة التي يمكن ابرام اتفاق.

Kuzey Kralı eski üçüncü olan son anlaşmasını yeni yaptı.
وملك الشمال الثالث في القِدْم وتم التوصل إلى اتفاق نهائي.

anlaşmıştık. Sadece silahımı bulmama yardım edecektin.
كان لدينا اتفاق ، كنت ستساعدني في العثور على مسدّسي

Stacy ve Liz'e gelince... anlaşma anlaşmadır.
أما بالنسبة إلى ستايسي و ليز حسنا.الاتفاق اتفاق

Müvekkilinizin, her hangi bir anlaşmanın, tam manasıyla iş birliği yapmasına bağlı olduğunu anlaması gerekiyor.
على موكّلك أن يعلم أنّ أيّ اتفاق يتوقّف على تعاونه التامّ

Generalle bir anlaşmam vardı.
أصغِ إليّ، كان هنالك اتفاق بيني وبين اللواء

Bu koalisyon herkesin kaliteli göz bakımına erişmesini sağlamak adına harekete geçen 53 devlet başkanıyla sözleşme yapmak için bir araya geldi.
وقد اجتمعت هذه التحالفات هذا العام، لعقد اتفاق مع 53 رئيس حكومة، التزموا الآن باتخاذ إجراءات نحو توفير العناية بالبصر والعينين للجميع.

Lojistiği halletmemiz gerek ve o iş de henüz bitmedi.
حسناً، لدينا اتفاق مع الخدمات اللوجستية لكن ذلك لم يحصل

Eğer gerçekten onun kardeşi isen seninle bi antlaşma yapabiliriz.
إذا أنت أخيهـا حقاً، يمكننا إذن أن نتوصّـل إلى اتفاق