"الأسد" - Traduction Arabe en Turc

    • Leo
        
    • aslanı
        
    • Lion
        
    • aslana
        
    • aslan
        
    • aslanla
        
    • aslandan
        
    • aslanlar
        
    • aslanların
        
    • aslanım
        
    • aslanlara
        
    • aslanının
        
    • Esad
        
    • Arslan
        
    • aslanın
        
    İster Libra ister Leo olsun, bir imzamız olacak. Open Subtitles مهما كانت أبراجنا, الميزان أو الأسد, أنا لن أتراجع
    Leo ve ben ödül avcısı taklidi yapabilir ve Tyler'ın bizde olduğunu söyleyebiliriz. Open Subtitles الأسد وأنا يُمْكِنُ أَنْ أَتظاهرَ بصفة صيّادي الوفرةِ ورأي الذي عِنْدَنا تيلر.
    Leo acil bir arama olduğunu söyledi. Merak ettim.. Open Subtitles الأسد قالَ بأنّه كَانَ نداءاً مستعجلاً، أنا قُلِقتُ.
    Bu yüzden nehrin sol yakasında aslanı bırakmalıyız ve antilopun sağa geri gitmesi gerekiyor. TED لذا نحن بحاجة لبقاء الأسد في الضفة اليسرى وعودة الحيوان البري للضفة اليمنى
    İngiliz aslanı, çayını Almanya'da yapılmış fincanlarda içecek. Open Subtitles الأسد البريطاني يشرب الشاي بأكواب قد صُنعت بألمانيا
    Sonra çobana hayvanat Lion House hayvanat bahçesinde iş verdiler. Open Subtitles وبعد ذلك أعطوا الرجل العمل فى منزل الأسد بحديقة الحيوان
    Genel olarak şekli, bir aslana benziyor ama daha kaslı ve daha ağır. Open Subtitles هيئته بشكلٍ عام تشبه إلى حدٍ ما الأسد لكن بعضلات أكثر وحجم أضخم
    Sadece Leo'dan beni en kısa zamanda geri göndermesini iste. Open Subtitles فقط يَطْلبُ مِنْ الأسد إعادتني بأسرع ما يمكن.
    Bana geri Leo gönderene kadar bu noktada durmak için gidiyorum. Open Subtitles سَأَقِفُ في هذه جداً بقعةِ حتيك تُعيدُ الأسد لي.
    Leo ve ben yani Biz, sadece iyi yapıyoruz. Open Subtitles نحن، الأسد معنى وأنا، يَعْملُ فقط غرامة.
    Leo'nun beni işe neden çağırmadığı belli oldu. Open Subtitles لا عَجَب الأسد مَا أخبرَني إلى تعال للعَمَل.
    Bir müttefik göreviydi... Kod adı: Leo 47 norte. Open Subtitles هي كانت مهمّة تحالف، الأسد تعيين 47 نورت.
    Şuradaki adamın adı Leo Kreutzer. Open Subtitles ذلك الرجل هناك، ذلك الأسد كريوزير.
    Öldürdüğüm aslanı hatırlıyor musun? Open Subtitles الأمر الأكثر من ذلك هل تذكرين الأسد الذى قتلته؟
    Hatırlıyor musun? aslanı avlamak için sadece bir mızrağı olan ormandaki çocuğu. Open Subtitles هل تذكر البرنامج في التلفزيون حول أفريقيا ذلك الفتى برمح فقط يصطاد الأسد
    Eğer takım halinde çalışırlarsa bir aslanı bile korkutacaklarını anlayacak kadar zeki oldular. Open Subtitles ذكي بما فيه الكفاية ليعرف أن لديه فرصة أكبر في إخافة الأسد إذا ما عملوا كفريق
    Yani şu reklamlara baksan, Lion King var, Chicago, Hamilton. Open Subtitles أعني, انظر لكل اللوحات الإعلانية. لدينا الأسد الملك شيكاغو, هاميلتون
    Öğretmen öğrenciye, yaşlı aslan genç aslana karşı. Open Subtitles التلميذ ضد أستاذة الأسد العجوز أمام الأسد الشاب
    aslan çenesini gevşetince, bakıcı adam hareketsiz bir şekilde yere düştü. TED أخيرًا عندما أرخَى الأسد فكيه، انزلق المروض إلى الأرض، بلا حراك
    Arenada aslanla karşı karşıya kalmadığınız sürece de haleniz olmayacak. Open Subtitles و هذه لن تأتى حتى يلقوا بك فى الحلبة مع الأسد
    Isırığının, bir aslandan yedi kat büyük olmasına rağmen ondan daha az güçte olduğu hesaplanmıştır. Open Subtitles الحسابات إستنتجت ان عضتها كانت أقل قوة من عضة الأسد على الرغم من كونه سبع مرات أكثر ثقلاً
    aslanlar zayıf doğan yavruyu öldürür ama benim ailem yapmaz. Open Subtitles بكبرياء الأسد, يقتلون المولد الأصغر, لكن هذا ليحدث في عائلتي
    Ama yine de aslanların dahi sakındığı bir otçul vardır. Open Subtitles مع ذلك، هنالك واحد من آكلة الأعشاب حتى الأسد يعطيه مساحة واسعة
    Ben siyah aslanım, sen de altın olan. Open Subtitles انا الأسد الأسود انا ستكون الواحد الذهبي
    Yapsaydım, bu aslanlara şapka takamazdım, gece nöbeti de tutamazdım, Open Subtitles لم أكن لأضع قبعة على الأسد أو أخرج في مراقبة
    Ama dağ aslanının nasıI hissettiğini düşün. Open Subtitles لكن تخيّل كيف يشعر الأسد الجبليّ.
    Hafiz Esad'ın Suriye'yi kontrol altına almasıyla başladı. Ülkenin, buğday ve arpa gibi şeylerde kendine yetebiliyor olmasını istedi. TED عندما تولى الأسد مقاليد الحكم في سوريا، فقد قرر حينها أنه ينشد الإكتفاء الذاتي في أشياء مثل القمح والشعير.
    Tıpkı Arslan ve ceylan gibi köpekbalığı ve fokun da şiddete dayalı bir ilişkileri olmuştur. Open Subtitles مثل الأسد والظبي القرش وعجل البحر تعايشا كلاهما في علاقة متناسقه وعنيفه
    Beni aslanın ve ayının pençesinden kurtaran Tanrı... ..bu iğrençlikten de kurtaracaktır. Open Subtitles الرب الذي أنقذني من مخالب الأسد والدب سوف ينقذني من هذا الرجس

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus