| Bunu bana dediğinde, birden, ondan nasıl intikam alabileceğimi anladım. | Open Subtitles | عندما قالت لي هذا واتتني فجأة فكرة كيفية الإنتقام منها |
| O Leo bilmiyor ve o ancak bizi tanıyor istediği ve intikam. | Open Subtitles | هي لا تعرف ليو وهي بالكاد تعرفنا وكل ما تريده هو الإنتقام |
| İntikam almak için Walt'un güvenliğini tehlikeye atacağımı mı ima ediyorsun? | Open Subtitles | هل تلمح على أني اقدم رغبتي في الإنتقام على سلامة والت؟ |
| Ne kadar yazık ki sen kaderini yerine getiremeyeceksin ya da bunca yıl sonra karına yaptıklarım için intikamını alamayacaksın. | Open Subtitles | من المؤسف أنكِ لن تصلين لتلك المرحلة، أو أنه بعد كل هذه السنين، لن يتسنى لك الإنتقام لما فعلتُه لزوجتك. |
| Ne istiyorsunuz, intikam mı, durmayın, ama hiçbir işe yaramayacak. | Open Subtitles | ماذا تريد؟ الإنتقام هيا تفضل,لقد فعلت ما يجب على ِفعله |
| İntikam dolu fantastik bir çocuk, ve şimdi onları bu yapıyor. | Open Subtitles | كان يتمني الإنتقام و هو طفل و الآن هو يحقق اُمنيته |
| Dikkatimizi vermemiz gereken şey sana bunu yapan adamlara ufak bir intikam olmalıdır. | Open Subtitles | الشيء الذي علينا التركيز عليه هو الإنتقام من الأولاد الذين فعلوا هذا بك |
| Senin hareketin. Patron ona ihanet ediyor ve intikam istiyor. | Open Subtitles | حركتك، عجباً، أنا أفكّر أنّ الرئيس خانه وهو يريد الإنتقام. |
| Ve hala Sung Cha Ok'tan intikam almak istediğini de biliyorum. | Open Subtitles | وأنا أيضاً أعلم أنك مازلت .تريد الإنتقام من سونغ تشا أوك |
| Kayıp bir havaalanı karşılaması için intikam arayacağımı mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | اتظنون بأني وعدت الإنتقام لأنكم نسيتوا إستلام وديعه من المطار؟ |
| İntikam almayı ben seçmedim. Bunların hiç birini ben seçmedim. | Open Subtitles | أنا لم أختر طريق الإنتقام لم أختر أيا مِن هذا |
| Aile mülkünün varisi olmanı engelleyemem, ve hayatım boyunca seni sıkıntı içine sokmak benim almak isteyeceğim bir intikam şekli değil. | Open Subtitles | لا يمكنني منعك من أن ترث تركة العائلة وقدرتي على إزعاجك وأنا على قيد الحياة ليس الإنتقام الذي أختار تنفيذه اليوم |
| Geçmişe takılıp kalan ve intikam için hayatlarını tehlikeye atan adamlar var. | Open Subtitles | هُناك رجال عالقين في الماضي و يضعون حياتهم في خطر لأجل الإنتقام. |
| Sadece 40 eyalet ve DC'nin intikam pornosuna dair yürürlükte yasaları var. | TED | حاليا اربعون ولاية فقط بالإضافة للعاصمة لديها بعض القوانين فيما يخص الإنتقام الإباحي |
| "du. Eğitim kolay değildi. Ama bu itici bir güçtü. Çünkü ailem için intikam almak istiyordum. | TED | لم يكن التدريب سهلاً. لكن ذلك كان قوى محركة. لأنني أردت الإنتقام لأسرتي. |
| Evet, veya Teğmen Ritter'ın intikamını almak için fırsat koluyor. "İnsan saldırı?" Ka. | Open Subtitles | صحيح , أنه كذلك يبحث عن الإنتقام للوتنت ريترز لا نحن لانريد الهجوم يقول أن حملنا لأسلحتنا ومعداتنا تجعلنا مخيفين. |
| Cehennem Tanrıçaları öç tanrıçalarıdır! Gözyaşları kanlıdır, ve saçlarında yılan vardır. | Open Subtitles | الفيوريس آلهة الإنتقام دموعهم من الدماء ولديهم ثعابين بدلاً من الشعر |
| Fakat zulmü bilmeyeceklerdi, ya da ihaneti, ya da intikamı. | Open Subtitles | ولكنهم لايعلمون شيئا من القسوة أو الخيانة أو الإنتقام |
| Bu olağanüstü intikamın beyni ve organizatörü. | Open Subtitles | التى قامت بتنظيم هذا الإنتقام الذى هو فوق العاده |
| Çete bağlantılı, intikama dayalı, kişisel bir şey olabilir. | Open Subtitles | قد يعني ذلك وجود صلة بعصابات ، دافع الإنتقام أو أمور شخصية |
| Revenge'deki Madeleine Stowe'a benziyor. | Open Subtitles | مثل (مادلين ستو) في مسلسل "الإنتقام". *Revenge* |
| Her neyse, bu dakikadan sonra örgütten intikamımı alacağıma yemin ederim. | Open Subtitles | على أية حال، أقسمت على الإنتقام من المنظمة في تلك اللحظة |
| Neden oldukları zararın tam öcünü almak için haklarım dahilinde davranacağım. | Open Subtitles | أتمنى بأن يكون من حقي الإنتقام لما سببوه من ضرر |
| Derler ki, kalbi intikamla dolu olan bir adam iki mezar kazmalıymış: | Open Subtitles | يُقال ان رجلاً يملئ قلبه الإنتقام من المفترض أن يُحفر له قبران |
| Ya da belki de, hayatta intikamdan daha fazlası olduğunu görmeni istedi. | Open Subtitles | لقد أرادكِ فقط أن تري، أن هناك أشياء أخري بالحياة، غير الإنتقام. |
| - İntikam olabileceğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحنُ نعتقدُ بأنَّ هذا كلهُ ناجمٌ عن روحِ الإنتقام |
| Oğullarının ölümünün kaza olmadığına inanıyorlarsa, misilleme yapılmasını isteyebilirler. | Open Subtitles | إذا صدقوا ان موته لم يكن حادث انهم يريدون الإنتقام |
| Adamlarına bunu Section 20'nin yaptığını ve babanın ölümünün intikamının alınması gerektiğini söyle. | Open Subtitles | أخبر جماعتك أن القسم 20 فعلوا هذا وأنه يجب الإنتقام من وفاة والدك |
| Ödeşme zamanı, sürtük. | Open Subtitles | نعم. إنـّه وقت الإنتقام ، أيتها العاهرة. |