| Dinle şunu: Peterman'ın uşakları beni imza gününden zorla dışarıya attılar. | Open Subtitles | اسمع الآتي، يأمر بيترمان أنصاره أن يطردوني جبراً من حفل التوقيع. |
| İnsanlara imza vermekten mutluluk duyarım her zaman her yerde: | Open Subtitles | بالطبع , يسعدني التوقيع لأي أحد في أي وقت ومكان |
| Elimizdeki tüm kaynakları kullanmadan bu programın idam emrini imzalamak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد التوقيع على مذكرة موته حتى نستنزف كل المصادر الممكنة |
| Bu imzayı okumak mümkün değil. Doktorun adı ne? | Open Subtitles | أنا لا أستطيع قراءة التوقيع من هو طبيبك؟ |
| Bu yüzden, merak ediyorduk da son dilekçemizi imzalar mıydın? | Open Subtitles | لذا، كنا نتساءل إذا كنت تودُ التوقيع على أحدث عرائضنا |
| Bağış belgesi üzerindeki imzası. | Open Subtitles | انظر،هنا , ، التوقيع على وثيقةِ التبرّعَ. |
| 24 Temmuz tarihli belgedeki bu imza dikkat çekici farklılıklar gösteriyor. | Open Subtitles | هذا التوقيع على وثيقة 24 يونيو يظهر بعض الاختلافات بشكل واضح |
| Çoğunlukla imza günlerinde, ki kitap yazarsan onu da hiç önermem. | Open Subtitles | خاصة عند التوقيع على الكتب ولا أنصح بذلك إن ألفتِ كتاباً |
| Eğer bana şirketini satarsan bunu sana imza hediyesi olarak vereceğim. | Open Subtitles | إذا كنت تبيع لي شركتك، أنا سوف أعطيك هذا كهدية التوقيع. |
| Bak, vergi dairesinden ve çocuk vakfından kısa süreli borç almam gerekiyor ama senin iznin olmadan alamıyorum çünkü ikinci imza senin. | Open Subtitles | لا أريد إلا قرضاً قصير الأجل من حساب التقاعد ووديعة الولد لكن لا يمكنني الحصول عليه إلا بإذنك بصفتك شريكة في التوقيع |
| Şifrenin altındaki bu kod orada bir çeşit imza olarak duruyor. | TED | تلك الشفرة هناك اسفل الترميز كنوع من التوقيع |
| Kazancının kayıtlarını tutmak için imza yerine parmak izi kullanıyordu. | TED | تستخدم بصمات إبهامها بدلًا من التوقيع لتسجل أرباحها. |
| Acaba Lord hazretleri bu iki mektubu imzalamak lütfunda bulunurlar mıydı? | Open Subtitles | أتمانع التوقيع يا سيدى على هاتين الرسالتين ؟ |
| Bu maddeyi imzalamak cenneti yaşamak gibi. | Open Subtitles | التوقيع على الفقرة 14 مثل التوقيع لدخول الفردوس |
| "Elimi bandajla, arabanın kapısına şıkıştığını söyle, bu imzayı açıklar." | Open Subtitles | الضمادة على يدي لأنني أغلقت باب السيارة عليها ، وهذا سيفسر سبب عدم تطابق التوقيع |
| Onun için, bu öğleden sonranın konser programını imzalar mısınız? | Open Subtitles | هل يمكنك التوقيع لها على برنامج حفل هذا المساء ؟ بالتأكيد |
| İmzası her neyse suda kaybolmuş olmalı. | Open Subtitles | ايا كان التوقيع الذي تركه فغالبا قد غسل بسبب الماء |
| - Son sayfayı imzala gitsin. | Open Subtitles | مجرد التوقيع على الصفحة الأخيرة في الأسفل، يا عزيزتي |
| Şimde, sadece, şurayı imzalaman gerekiyor sonra o tamamen senin olacak. | Open Subtitles | الآن، يجب عليك فقط التوقيع هنا وستكون السيارة لك بالكامل |
| Pentagon ona onay verdi, ama gizlilik anlaşmasını imzalamayı reddediyor. | Open Subtitles | تم تصفيتها من قبل البنتاجون,ولكنها رفضت التوقيع على اتفاقية الخصوصية |
| Lisede bunu yapmaya hiç vakit bulamadığın için... yıllığımı imzalayabilir misin diye sormak istiyordum. | Open Subtitles | بما أنك لم تكوني مشهورة أيام الثانوية كنت أتساىل إذا يمكنك التوقيع على كتابي السنوي |
| Eğer okuyup,anladınız ise şurayı lütfen imzalayın. | Open Subtitles | إذا قرأتي وفهمتي كل المعلومات يمكنك حينها التوقيع هنا |
| Her iki taraf da imzalamadan önce nihai anlaşmayı yedi gün elinde tutmalıdır. | Open Subtitles | لا بد أن يتسلم الطرفان الاتفاق النهائي بيديهما لمدة 7 أيام قبل التوقيع |
| Video dersin için izin kâğıdını imzalamamı ister misin? | Open Subtitles | اوه , اه , هل تريدين مني التوقيع على ورقة قبولك في النادي الفيديو ؟ |
| Bu formu imzalamanız gerekiyor. | Open Subtitles | أحتاجُ منكِ فقط التوقيع على هذا النموذَج |
| Başkomiser, o imzaya ihtiyacımız var yoksa tüm batı sahili buzla kaplanacak. | Open Subtitles | كابتن، نحتاح لذلك التوقيع وإلا فإن الساحل الغربي بأكمله سيكون مغطى بالجليد |
| Hangi koşullar altında yazıldığını bilmiyoruz, tek bildiğimiz, notun üstünde bulunan kan ve imzanın Albay O'Neill'e ait olduğu. | Open Subtitles | لا نعلم هذه الظروف التى كانت مدونه فقط مجرد التوقيع والدم الذى وجود على المفكرة للعميد أونل |