| Endüstrinin bir kesitininin yanı sıra yeni nesil yükselen yıldızları da çektim. | TED | قمت بتصوير جزء من الصناعة، فضلا عن الجيل القادم من النجوم الصاعدة. |
| Her şey mantıklı geliyordu, çünkü birinci nesil Amerikalı olarak etrafım göçmenlerle çevriliydi. | TED | كل ذلك منطقي بالنسبة لي، لأنني كأمريكي من الجيل الأول، كنت محاطًا بالمهاجرين. |
| TED izleyicilerinin en çok ilgisini bu çok küçük, 10 ila 125 MW'luk yeni nesil reaktörler, çekecektir diye düşünüyorum. | TED | أعتقد أن أكثر مايثير اهتمام حضور تيد سيكون الجيل الجديد من المفاعلات صغيرة جداً، تولّد حوالي 10 إلى 125 ميغاواط. |
| Fakat gelecek jenerasyon daha iyi ve daha hızlı olacak. | TED | ولكن الجيل الجديد سيصبح أفضل بكثير وأسرع إلى حد كبير. |
| İki tane birinci kuşak ve bir tane ikinci kuşak dişi. | Open Subtitles | أثنين منهم من الجيل الأول والاخر من الجيل الثانى وهي أنثى |
| Onlar sevgiyi, büyüyü, güzelliği, kökenimizin tarihini ve felsefesini gelecek neslin vücutlarına yazdılar. | TED | كتبوا بها الحب السحر الجمال تاريخ و فلسفة نسبنا على أجساد الجيل التالي |
| Bu selülozik, çayırdaki çimenlerden elde edilen ikinci nesil biyo-yakıtlar. | TED | ذلك السليولوز ، الجيل الثاني للوقود الحيوي من عشب البراري. |
| Yeni nesil ağır silahların ithal edilmesi önemli bir olay. | Open Subtitles | هو مشروع حكومي يهدف لإختيار الجيل القادم من الطائرات الحربية. |
| Sizce tekilliği tecrübe edecek ilk nesil biz mi olacağız? | Open Subtitles | هل تعتقد بأننا سنكون الجيل الأول من تجربة التفرد ؟ |
| Bu bileklik birçok yeni özellik içeren yeni nesil bir alet. | Open Subtitles | هذا المراقب هو جهاز الجيل الجديد مع تشكيلة ميزات التتبع الجديدة |
| Bir nesil hızlıca ileri gidelim: bu tek sınıflı bir okul binası, Oak Grove'da, babamın gittiği tek sınıflı bir okul. | TED | وبالنظر الى الجيل الذي تلاه وهذه صورة لاحدى المدارس .. اواك جروف حيث تعلم والدي في غرفة مدرسية |
| Şu anda daha da ilerlemiş bir teknolojiye bakıyoruz, daha ileri yazıcıların kullanıldığı bir sonraki nesil. | TED | أحد صور التكنولوجيا الأكثر تقدماً في الوقت الحالي، الجيل الجديد من التكنولوجيا لدينا، هي الطابعات الأكثر تعقيداً. |
| Çin'de bu nesil arasında okuma-yazma bilmeyenlerin oranı %1'in altında. | TED | معدل الأمية في الصين من بين هذا الجيل تحت واحد في المئة. |
| Yeni jenerasyon EVA'lar ve donanımlarının üretilebilmesi için kullanılan bir test tipi birim. | Open Subtitles | كان وحدة التجريبية تهدف إلى الحصول على البيانات لتطوير الجيل المقبل من إيفا. |
| Bu nasıl olabilir? O ilk jenerasyon'dan. İkisi de İlk jenerasyon'dan. | Open Subtitles | كيف يمكن هذا، إنه من الجيل الأول كلاهما من الجيل الأول |
| Tıpkı Verne'in Poe'dan ilham alması gibi Verne'in hikayesi de ilk kuşak roket bilimcilerine ilham olmuştur. | TED | ومثلما تأثر فيرن بـ إدغار بو لذا، فإن قصة فيرن الخاصة ستستمر في التأثير وإلهام الجيل الأول من علماء الصواريخ. |
| Amerika'yı kötü bir gelecek bekliyor ve sen bu zavallı neslin bir parçasısın. | Open Subtitles | أعتقد ان امريكا تخبئ مستقبل سئ لك وانت جزء من هذا الجيل السئ |
| Y nesli tamamıyla çevrimiçi teknolojilerle uyumlu. | TED | الجيل الحالي مرتاح جدا لتقنية الانترنت. |
| New York gibi bir yerde büyüyen birinci nesilden birinin kendi yerini bulmasının kolay olacağını düşünebilirsiniz. | TED | وقد تفكرون بأن الترعرع في مكان مثل نيويورك، سيكون من السهل على مواطن من الجيل الأول أن يجد له مكاناً. |
| Ve belki diğerlerinden daha iyi hareket edenler çocuklarını sonraki nesillere taşımakta daha şanslı olacaklar. | TED | وربما كان أولئك الذين يتحرّكون على نحو أفضل من غيرهم لديهم فرصة أكبر لإيصال أبنائهم إلى الجيل القادم. |
| Ve bugün burada gördüğünüz yusufçuklar hemen dışarıda, kampüsün içinde, bu jenerasyonun gençliği. | TED | واليعاسيب التي ترونها اليوم في الخارج، في الحرم الجامعي، هي نسل هذا الجيل. |
| Bu jel yağ emdirme ameliyatından sonra yara izi kalmaması için kullanılır. | Open Subtitles | حسناً هذا الجيل يستخدم موضعيًا لمنع تكون الندبات بعد شفط الدهون ولكن |
| Bugün bu bilgeliği her kültürde ve her yerde kullanabilir, bir sonraki nesle birlikte başarabileceklerimizi gösterebiliriz. | TED | يمكننا استخدام هذه الحكمة اليوم، أعتقد، في كل ثقافة، فى كل مكان، مُمَرِّرين إلى الجيل القادم ما يمكننا القيام به معًا. |
| Sen yeni kuşağın en akıllılarındansın, ama sadece birkaç yıldır sokaklardasın. | Open Subtitles | انتى احد اذكى الجيل الجديد لكنك كنتى فقط فى الشارع لمدةسنة |
| Evet, bugün insanlık tarihinde en muhteşem toprak mücadelesiyle yüzyüzeyiz: 9 trilyon insanı beslemek ve doğrulanabilirlikle ve adaletle ve doğrulukla yapmalıyız aynı zamanda gelecek nesiller için evrenimizi korumalıyız | TED | نحن اليوم أمام واحد من أكبر التحديات لدينا في كل تاريخ البشرية: الحاجة لإطعام 9 مليار شخص وذلك بشكل دائم ومنصف وعادل، وبنفس الوقت حماية كوكبنا لهذا الجيل والأجيال القادمة. |
| Şu an ki nesilde çocuklara bakıp çok el bebek gül bebek büyütülüyorlar nelere sahip olduklarını bilmiyorlar, ayrıcalıklı bir nesil yetiştiriyoruz gibi şeyler düşünüyor musun? | TED | هل ننظر إلى الجيل القادم و نفكر أن أطفالنا مدللون ولا يدركون النعم التي لديهم, هل نربي جيلا ذو إمتيازات.. |
| Yani, yeni jenerasyonu tamamen yeni bir yolla aramıza alabiliriz. | TED | نحن قادرون على جذب الجيل الجديد بطريقة جديدة تماماً |
| Next Generation sırasında onları görmek içimi yakıyor. | Open Subtitles | لأن رؤيتهم تحزنني خلال فيلم ستار تريك الجيل الجديد آمين |