Peki, ama yine de kusmağı istemene sebep olan duygular hakkında konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | لقد أقرفني حسناً ، لكن ما زلتُ أريد الحديث عن المشاعر التي لديك |
Sırf bunun hakkında konuşmak istemem, sizin tarafınızdayım demek değil. | Open Subtitles | رغبتي في الحديث عن ذلك لا تعني أنني متحالفة معك |
Hala babandan bahsetmek için çok erken olduğunu düşünüyor musun? | Open Subtitles | أمازلت تعتقد أنه من المبكر جداً الحديث عن والدك ؟ |
Tek tarafı olan şeyler hakkında konuşmayı gerçekten çok isterim. | TED | كم أود الحديث عن أشياء ليس لها سوى بعد واحد. |
Oliver'ın önünde sizinle Nina hakkında konuşmaya devam etmek istemedim. | Open Subtitles | حسناً، لم أشأ أن تواصلا الحديث عن نينا أمام أوليفر |
Belki de bu konuda konuşmak istemiyordur. | Open Subtitles | ربما انه لا يشعر مثل الحديث عن هذا الامر. |
Üç delik yumruk yada standart ölçüler hakkında konuşmak ister misin? | Open Subtitles | يمكنني الاستمرار أتريدين الحديث عن الورق المخرّم أم ورق الحجم القانوني؟ |
Ancak beyin hakkında konuşmak farklı, onu görmek farklı. | TED | لكنّ الحديث عن الدماغ أمرٌ يختلف تماماً، عن رؤيته. |
Maddesel şeyler hakkında konuşmak konusunda gerçekten iyiyiz, ama duygular hakkında konuşmada gerçekten kötüyüz. | TED | نحن بارعون حقاً في الحديث عن الأمور المادية، ولكننا فاشلون للغاية في الحديث عن المشاعر. |
Bugün tasarım hakkında konuşmak istiyorum, ama bizim genel olarak düşündüğümüz manada tasarım değil. | TED | اليوم أود الحديث عن التصميم، لكن ليس التصميم كما قد نفكر فيه عادة. |
bugün, modern hayattaki en büyük problemlerimizden biri hakkında konuşmak istiyorum, çok fazla seçenek olması problemi. | TED | اليوم اريد الحديث عن احد اكبر مشاكل الاختيار في عصرنا الحديث الا وهي مشكلة الحمل الزائد للاختيار |
Siyasette, rastgele seçimin meşruluğunun yeniden keşfi son zamanlarda çok yagın hâle geldi, öyle ki hakkında konuşmak için birçok örnek mevcut. | TED | إعادة الحديث عن الاختيار العشوائي في السياسة أصبح شائعًا في الآونة الأخيرة، هناك الكثير من الأمثلة للحديث عنها. |
İşten bahsetmek kafama ağrılar sokuyor. Daha ilk buluşmamız, içip eğlenelim hadi. | Open Subtitles | الحديث عن العمل يثير صداعي بما أنه لقائنا الاول فقط لنشرب ونستمتع |
Özele girmek istemeyip bana çıkıştıktan sonra bu kadar aileden bahsetmek ilginç. | Open Subtitles | كل هذا الحديث عن عائلتي عند ذلك مؤخرا وبخ لي عن الحدود. |
Bak, bu konu hakkında konuşmayı bırakıp işe koyulsak nasıl olur? | Open Subtitles | إسمع، أيمكننا التوقف عن الحديث عن هذا والعودة إلى العمل فحسب؟ |
Taşıyıcı annelik ya da evlat edinme hakkında konuşmaya başladığım an kafayı yedi. | Open Subtitles | لكن الثانية لقد بدأت الحديث عن تأجير الأرحام أو التبني، انه استثنائي للتو. |
Evet, haklısın. Bu konuda konuşmak istemiyorum. | Open Subtitles | بلى, هذا صحيح, لا أرغب في الحديث عن هذا. |
Eğer bunu yapacaksak en azından başka bir şey hakkında konuşabilir miyiz lütfen? | Open Subtitles | اذا كنا ذاهبين لفعل هذا .. هل نستطيع الحديث عن شي اخر. ؟ |
Gece demişken, siz ikiniz aksi söyleninceye dek gece vardiyasında çalışacaksınız. | Open Subtitles | بمناسبة الحديث عن الليل كلاكما ستتوليان النوبه الليله حتى إشعار آخر |
Daha ne kadar gerçekten ciddi olan bu konu hakkında konuşmaktan kaçınacağız? | Open Subtitles | إلى متى سنقوم بتجنب الحديث عن هذا الشيء الجدي الذي حصل ؟ |
Gerçekten sıradan bir şey ile ilgili konuşmak istiyorum, sadece sıradan kum. | TED | أريد الحديث عن شيء عادي جدا، فقط عن رمل عادي. |
Kafamda birkaç olasılık var. Um, ama bunu daha sonra konuşabiliriz. | Open Subtitles | هناك بعض الإحتمالات الواضحة لكن ربما يمكننا الحديث عن هذا لاحقاً؟ |
Fakat bazı insanlar şimdiye kadar hayatlarında olan her bir şeyden bahsetmeyi sevmezler. | Open Subtitles | لكن بعض الناس لا يريدون الحديث عن كل شيء حدث لهم في حياتهم |
Paige, biliyorsun ki dava hakkında konuşamam. | Open Subtitles | بيج، وانت تعرف لا أستطيع الحديث عن هذه القضية. |
Evet, zavallı mutsuz Bay Floyd konusunu kapatalım. | Open Subtitles | نعم كف عن الحديث عن المسكين غير المحظوظ فلويد |
Burada normal bir sivil nüfustan söz etmek mümkün değil. | Open Subtitles | بالكاد يمكن للمرء الحديث عن سكان مدنيين عاديين |