"السار" - Traduction Arabe en Turc

    • iyi haber
        
    • - İyi
        
    • tarafı
        
    • Ama iyi
        
    • güzel haber
        
    • haberi vereyim
        
    İyi haber, bunun yalın olması ve kötü haber ise zor olması. TED والخبر السار هو أن هذا سهل، والخبر السيء هو أن هذا صعب.
    İyi haber şu ki halihazırda bunun için çalışanlar var. TED الخبر السار هو أن هناك أشخاصًا يعملون لهذا الغرض حاليًا.
    Evet, iyi haber, gelip benimle B Biriminde çalisabilirsiniz. Gerçekten mi? Open Subtitles حسناً، الخَبَر السار هوَ، أنهُ يُمكنكُم العَمَل لَدي في الوَحدَة بي
    - İyi haber, Renny'nin kanı değil. Open Subtitles لقد حددت الدم على ذلك ؛ والخبر السار هو انه ليس لرينى
    - İyi haber kızlar. Öyle ya da böyle, herkes sikişecek. Open Subtitles ،إليكما الخبر السار يا آنساتي بطريقة أم بأخرى الجميع سيُنكح
    İşin iyi tarafı, biz kaybolalı aramaya başlayacakları kadar uzun bir zaman oldu. Open Subtitles الخبر السار أننا غبنا لوقتٍ طويل بما يكفي، لذا فإنّهم قد بدأوا البحث عنّا الآن.
    Ama iyi haber siz iki aşk kuşunu bir araya getirebilirim. Open Subtitles لكن الخبر السار أنا قادر على جمع شملكُم يا طيور الحب
    güzel haber şu ki, bu nedenle bu varsayım doğru değil. TED الخبر السار هو أن هذا السيناريو لا يعمل ، إنه غير صحيح.
    Babamı arayıp güzel haberi vereyim. Open Subtitles ينبغي أن أهاتف أبي وأطلعه على الخبر السار
    Bay Foster, kan tahlilleriniz geldi ve iyi haber, hamile değilsiniz. Open Subtitles سيّد فوستر وصلتنا نتيجة فحص الدم والخبر السار أنك لست حاملاً
    İyi haber,karının doğum günün için sana oral yapmayı kabul etmesidir. Open Subtitles الخبر السار هو قبول زوجتك أن تمص قضيبك في عيد ميلادك
    Neyse, iyi haber şu ki, proje gayet iyi bir durumda. Open Subtitles والخبر السار هو أن المشروع هو في حالة جيدة. جاك سعيد.
    İyi haber şu ki eğer ticari olarak uçuyorlarsa önce parayı indirmeleri gerekecek. Open Subtitles الخبر السار هو لو سافروا على الطيران التجاري سيكون عليهم تفريغ النقود أولاً.
    - İyi haber şu ki, zorla girmemişler. Open Subtitles الخبر السار هو ، أنهم لم يكونوا في المكان. ماذا؟
    - İyi haber şu ki füzenin 5 haneli bir durdurma kodu var. Open Subtitles حسنا، والخبر السار هو، هذا الصاروخ لديه خمسة أرقام رمز قتل المضمنة.
    - İyi haber şu ki füzenin 5 haneli bir durdurma kodu var. Open Subtitles حسنًا، الخبر السار هو أن القذيفة بها نظام إبطال تفعيل مكون من خمسة أرقام
    İyi tarafı şu, kurt konuşabiliyor. Open Subtitles حسناً، الخبر السار أنّ بإمكان الذئب التحدّث.
    Kolaylaşmıyor ama iyi haber şu: denemeyi bırakıyorsun bir yerden sonra. Open Subtitles لم يحدث ذلك، ولكن الخبر السار هو ، يمكنك إيقاف المحاولة.
    Tamam güzel haber, şu anda boş bir randevumuz var. Open Subtitles حسناً، الخبر السار هو أن لدي موعد متاح هنا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus