"الشاهد الوحيد" - Traduction Arabe en Turc

    • Tek tanık
        
    • tek tanığı
        
    • tek görgü
        
    • tek tanığımız
        
    • başka şahidi yok
        
    • tek şahidi
        
    • tanık olan tek kişi
        
    Eğer bu adamı sen öldürmediysen, ...Tek tanık sen oluyorsun. Open Subtitles إذا لم تقتل هذا الرجل، فأنتَ الشاهد الوحيد
    Koca davadaki Tek tanık Bay Burton. Open Subtitles السيد بورتن هو الشاهد الوحيد في هذه القضية
    - Ne? - Asla sorgulamayı başaramadığımız Tek tanık kim? Open Subtitles من الشاهد الوحيد الذي لم نستطع استجوابه قط؟
    Bana bıraktığınız tek tanığı kendi tarzımda sorgulamama izin vermelisiniz. Open Subtitles يجب عليك السماح لى باستجواب الشاهد الوحيد الذى قمتم بتركه فى طريقى
    tek görgü tanığı olan kulüp bekçisi, saat 22'de vardığınızı söylüyor. Open Subtitles الشاهد الوحيد الذي يمكنك أن تقدمه هو بواب النادي حين وصلت الساعة العاشرة
    Saraydaki katliamla Escobar'ı birleştirecek tek tanığımız o. Open Subtitles انها الشاهد الوحيد القادر علي ربط بابلو ايسكوبار بعمليه الهجوم علي قصر العداله
    Mars'ın ve Dünya'nın senden başka şahidi yok. Open Subtitles أنت الشاهد الوحيد من المريخ و الأرض
    Tamam Zanna kurallarına göre Tek tanık çocuk değil mi? Open Subtitles حسنًا, وفقًا لقوانين الـ "زانا" الطفل هو الشاهد الوحيد, صحيح؟
    Geriye kalan Tek tanık, haklı ya da haksız olarak adı bu işe karışmış olan Bakan, Christopher Bailey. Open Subtitles ...الشاهد الوحيد الباقى هو الرجل الذى. الذى سواء بطريقة صحيحة ام خطأ قد اعطى بأسمه للقضية كله اسم فضيحة بايلى
    Tek tanık, yakınlardaki bir güvenlik kamerası. Open Subtitles الشاهد الوحيد هو كاميرا أمنية قريبة
    Tek tanık sensin, o yüzden uzak dur. Open Subtitles أنت هو الشاهد الوحيد. لذالك ابعد يديك.
    Gel yumurtanı ye. Yardım etmeliyim. Tek tanık benim. Open Subtitles أمي، يجب أن أساعده، أنا الشاهد الوحيد مثل ذلك الفتى في الفلم مع (هاريسون فورد)
    Yardım etmeliyim. Tek tanık benim. Şu Harrison Ford filmindeki gibi. Open Subtitles أمي، يجب أن أساعده، أنا الشاهد الوحيد مثل ذلك الفتى في الفلم مع (هاريسون فورد)
    O Tek tanık. Open Subtitles انه الشاهد الوحيد
    Sanırım nerede olduğumun tek tanığı akşam yemeği için derisini yüzdüğüm domuz. Open Subtitles ‫أخشى أنّ الشاهد الوحيد على مكاني ‫هو الحيوان البري الذي سلخته
    Şu an, babanın ve ablanın kaçırılması olayının tek tanığı sensin. Open Subtitles الاّن أنت الشاهد الوحيد على حادث الاختطاف
    Şu an, babanın ve ablanın kaçırılması olayının tek tanığı sensin. Open Subtitles ريتشارد حتى الاّن، أنت الشاهد الوحيد على اختطاف والدك وشقيقتك
    1 yıl önce 2 tane liman idaresi polisini öldürdü ama beraat etti çünkü aleyhindeki tek görgü tanığı evinin dışında 6 el vurulmuş halde bulundu. Open Subtitles منذ عام, قتل اثنان من عناصر حفظ نظام المرفأ ونجا من الأمر لأن الشاهد الوحيد ضده قد اطلق النار عليه 6 مرات امام شقته
    Sonra... kimliğini saptayabilecek tek görgü tanığı öldürülüyor. Open Subtitles ثمّ، الشاهد الوحيد الذي يُمْكِنُ أَنْ ميّزْه مقتولُ.
    Ama üçüncü bir yuva bulduk, ve bizim tek tanığımız o olduğu için, oraya gidip onunla konuşmalıyız. Open Subtitles لكننا وجدنا للتو مآوى ثالث لقناص، وإنه الشاهد الوحيد الذي لدينا، لذا علينا أن نذهب إلى هناك ونتحدث إليه
    Mars'ın ve Dünya'nın senden başka şahidi yok. Open Subtitles أنتِ الشاهد الوحيد من المريخ والأرض
    Suçun tek şahidi, kızımız kurbanı ısırmış. Open Subtitles الشاهد الوحيد على الجريمة لدينا. عضت مركز فيينا الدولي،
    Diyelim ki buna tanık olan tek kişi artık yok. Open Subtitles ... فلنفترض فحسب أن الشاهد الوحيد لم يعد موجوداً

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus