Kanlarını aynı kanser hücrelerinin halısına döktün, şimdi tüm tabağı temizleyebilirsin. | Open Subtitles | تَقطُر دمهم على نفس بساط الخلايا السرطانية، فيمكنك تطهير كامل الطبق. |
Ekmek tabağı düzenin sol üst köşesine ve tereyağı bıçağı özel bir açıyla, tekrar ağzı içeriyi gösterecek şekilde, tabağın içine konur. | TED | طبق الخبز يوضع أعلى يسار التجهيز، وسكين الزبدة يوضع على الطبق بزاوية، مرة أخرى، و شفرتها تشير إلى الداخل. |
Özellikle bu yemek deniz mahsüllü şampanya. | TED | وهذا الطبق بالتحديد هو شمبانيا و طعام بحري |
Howard'ın yaptığı üçüncü ve belki de en önemli şey, Platonik yemek algısına karşı gelmesiydi. | TED | الشئ الثالث الذي فعله هاورد , ربما الأكثر أهمية, أن هاورد تصدى لنظرية الطبق الأفلاطوني. |
Yok, hazırım zaten. Giriş yemeği soğuk servis edilecek, yukarıda hazır. | Open Subtitles | لا، أنا مستعدة الآن، الطبق الأول بارد لذلك تم تقديمه مسبقاً |
Bayan Sullivan, bu bir tabak, bunun için bir çocukla kavga edilir mi? | Open Subtitles | هذا الطبق أو غيره لا يستحق أن تتعاركين مع طفلة مسكينة من أجله |
Tatlım, bunlardan biraz al ve ekmekle beraber tabağa koy. | Open Subtitles | عزيزي، ضع بعضاً من هذه على الطبق مع بعض الخبز |
Bu inanılmaz siyah demirden satır bu yemeğin gerçek sırrıdır. | Open Subtitles | هذا الساطور المدهش ذو الحديد الأسود. السر الحقيقى لهذا الطبق |
Büfe tabağı 12.50 dolar. Şeftali, erik, portakal ve muz var. | Open Subtitles | الطبق الواحد يكلف 12.5 دولار فيه خوخ وبرتقال وموز |
– tabağı altı hafta önce kırdım! – Peki ya bardak? | Open Subtitles | – لقد أوقعت هذا الطبق منذ 6 أسابيع – ماذا عن الكأس ؟ |
tabağı saat yönünde döndürüyorsun çapraz kesiyorsun... | Open Subtitles | تبدأين بإداره الطبق .عكسعقاربالساعه. .تقطعينبشكلقطرى. |
Bir tepsiden yemek toplarını almaları gerekiyordu. | TED | كان عليهم استرداد كريات الغذاء من الطبق. |
Bu yüzden bana General Tso'nun tavuğu ve bu logoyu Bütün bunlar evrenle ilişkilidir. Ama bu yemek de yaklaşık 10 yıl sürdü | TED | حتى لي ،دجاج الجنرال تسو و هذا الشعار هم جميعاً متصلون بشكل كوني. ولكن هذا الطبق أيضاً استغرق نحو ١٠ اعوام |
Ama yüksek yetkiler, ve çokça yemek zamanı istiyorum. Gerçekten çok yemek zamanı. | Open Subtitles | لكني أريد حالة الأولوية ووقت الطبق وقت الطبق الجاد |
Beyler, hani dediğim şu yumurta yemeği muhabbeti vardı ya? | Open Subtitles | يا جماعة هل تعرفون الطبق البيض الذي كنت أتحدث عنه؟ |
Önce salatayı, sonra ana yemeği yiyeceğiz. | TED | سنتناول السلطة أولاً، ثم الطبق الرئيسي لدينا. |
tabak kalsın, Scarlett. Eminim mutfakta, aynısından daha vardır. | Open Subtitles | لا تخدشي الطبق يا سكارليت أنا متأكد أن هناك المزيد في المطبخ |
Fiyat yoktur. Bu kulüpte yemenin en düşük fiyatı tabak başına 200.000 dolardır. | Open Subtitles | لا يقل سعر الطبق الواحد في هذا النادي عن 200 ألف دولار |
Bir demet maydanozu o tabağa koyma fikri onundu. | Open Subtitles | وكانت فكرته أن يضع غصن بقدونس على الطبق. |
Hanım önce ana yemeğin sevis edilmesini istiyor. | Open Subtitles | سيدتي تريد أن يُقدم الطبق الرئيسي أولاً. |
O çanak, teknolojik bir çöp... tıpkı toplayıp durduğun diğer teknolojik döküntüler gibi? | Open Subtitles | هذا الطبق هو قطعة أخرى من قذارة التكنولوجيا لذا إبتعد بمخزونك من القذارة التكنولوجية. |
Büfteğim tabakta soğuyor. | Open Subtitles | لدى طبق لحم بقرى ب80 دولار سيصبح باردا فى الطبق |
En azından misafirlere öncelik tanı, ve tepsiyi doldur. | Open Subtitles | على الأقل أعطي الضيوف الخيار الأول. إملأ الطبق مرة أخرى |
Tum metal esyalar tepsiye konulmali. | Open Subtitles | يجب أن توضع كلّ الأغراض المعدنيّة في الطبق |
Evet, onları evde yapıyorlar. yemeğe tamamen farklı bir lezzet katıyor. | Open Subtitles | أنهم يعدوه بأنفسهم بحيث النكهة لا تفارق الطبق |
Bu etikten çok görüntü içindir, fakat bir piknik masasında değilseniz, tabağın altında hiçbir şey olmaması nadir görülen bir şeydir. | TED | إن هذا يتعلق بالمظهر أكثر من الآداب، لكنه من النادر ألا نرى شيئا تحت الطبق إلا إذا كنت تأكل على طاولة نزهة. |
Tyler, elli tabağını tamirde kullandığımız yapıştırıcı kokusundan öldü. | Open Subtitles | هو ابخره الغراء الذي استخدمناه للصق ذلك الطبق |
Ben yoldaki ışıkları kapatırken sen de git anteni tamir et. | Open Subtitles | أصلح الطبق إلى أن أشغل النور في المقطورة |
O iğrenç yemekten bir şey yemedi bile. | Open Subtitles | إنه لم يأكل حتى أى شىء من هذا الطبق الكبير |