Ve hastanelerde çalıştığımız model ve başka bir sürü farklı binada çalıştığımız modeller, açık havayı dışarıda tutmak için. | TED | والنموذج الذي نشتغل به في المستشفيات، وكذلك في الكثير والكثير من المباني المختلفة، من أجل ترك الهواء الطلق خارجا. |
Oda gazla dolmuştu, Ben de onu açık havaya çıkardım. | Open Subtitles | الغرفة كانت مليئة بالغاز لذلك جذبتها للخارج حيث الهواء الطلق |
Gerçi kırsal alan ya da açık alansa biraz daha çok alıyorum. | Open Subtitles | لو كان المكان بعيداً أو في الهواء الطلق أتلقى المزيد من المال |
temiz hava ve güneş altında... 7 ağır silahlı muhafız gözetiminde... kendisi gibi 2 mahkumla birlikte egzersiz yapıyor. | Open Subtitles | حيث يتمرن مع اثنان آخرين من السجناء في الهواء الطلق و أشعة الشمس تحت مراقبة آمنة لسبع حراس مسلحين |
Güzel bir ikindiydi, temiz havada olmak ferahlatıcıydı. | Open Subtitles | كانت فترة بعد الظهر مبهجة وكان التنزه في الهواء الطلق مريحاً |
silah sesini duyduğumuzda, elinde bir bıçakla bizim odada başımda duruyordu. | Open Subtitles | لدى دويّ الطلق الناريّ كان واقفًا لديّ في غرفتنا حاملًا سكينًا. |
Bugün, siz kızlardan dışarı çıkıp açık havada oynamanızı istiyorum. | Open Subtitles | اليوم ، أريدكن أن تذهبن للخارج و تمرحن بالهواء الطلق |
İyi oluşturulmuş. açık bir şekilde umumi bir kabul salonu. | TED | إنها بالتأكيد غرفة في الهواء الطلق العام. |
açık havada tropik bir cennete gerçekleşen başka bir konferansta, kahvaltı büfesindeyim ve bir çift yanıma yaklaştı. | TED | في مؤتمر آخر، كان في الهواء الطلق في جنة استوائية، وأنا في المائدة المفتوحة لوجبة الإفطار، يقتربُ زوجان مني، |
Yakın tarihte yapılan bir kazıda çıkarılan heykel Adriyatik'te bir adada, açık hava müzesindeydi. | Open Subtitles | التمثال كان في الهواء الطلق في المتحف الموجود في جزيرة الأدرياتيكي. غادرا فورًا لمشاهدته. |
Düşünüyorum da bir sporla uğraşsam, açık hava ve biraz egzersiz, bana iyi gelirdi. | Open Subtitles | وفكرت لو أنني تعلمت رياضة أخرج للهواء الطلق وأمارس التمارين سيكون مفيداَ ل |
Ama ben havalandırması iyi olan açık alandaki etkisini merak ediyorum. | Open Subtitles | لكنني بصدد الحديث عن مكان في الهواء الطلق |
temiz hava akşamdan kalmalığa sandığım kadar iyi gelmiyormuş. | Open Subtitles | الهواء الطلق ليس مفيدا لدوار ما بعد الشراب. |
Bir yarış pistinde, temiz havada rahtlamak için daha çok zaman. | Open Subtitles | وقت أكثر للاسترخاء في الهواء الطلق في مضمار السباق. |
Burası çok güzel, yemyeşil, temiz hava. | Open Subtitles | الريف جميلة للغاية, الكثير من الهواء الطلق وبشدة الخضورة |
Yalnızca bir defa kötü adamlar güneşli ve temiz havası olan bir yerde savaşmak istesin. | Open Subtitles | فقط لمرة أريد أن أقاتل أوغاد يعيشون تحت ضوء الشمس وفي الهواء الطلق |
temiz havalı bir yerde oturuyorsun, ayrıca yağsız et yiyorsun. | Open Subtitles | أنت تعيش في الخارح على الهواء الطلق و تأكل اللحم المبهر |
Bilardo odasında bizi dinliyordu. silah sesini duydu ve öldüğünü sandı. | Open Subtitles | كانت تستمع إلينا ، و سمعت الطلق الناري و ظنت أنه قد مات |
silah sesi daha fazla olabilir. | Open Subtitles | أعتقد الطلق الناري يُمكنُ أَنْ يَكُونَ أعلى. |
Kurşun bu binanın çatısından geldi, tutulan bölgenin 180 metre dışından. | Open Subtitles | الطلق الناري آتي من السطح ـ 200 ياردة خارج محيط المكان |
Yasalar gereği tüm silahla yaralanma olaylarını rapor etmem gerek. | Open Subtitles | وأنا ملزمة بالقانون أن أكتب تقريراً عن إصابات الطلق الناري |
- Yani önce alarmı duymadan nasıl uyanıp ateş edebilirdiniz ki? | Open Subtitles | أعني كيف يوقظك الإنذار لو جاء الطلق أولاَ ؟ |
Bayan taze buna ne diyor peki? | Open Subtitles | اوه,و كيف تشعرلسيده الهواء الطلق اتجاه هذا؟ |