Ama Jack adadan kaçtı ve o tek kurşun hala duruyor. | Open Subtitles | لكن جاك تمكن من الهروب من الجزيرة ولازالت تلك الطلقة معه |
Yaptığın o atış beni hayatta kalanların gözünde bir korkak olmaktan kurtardı. | Open Subtitles | تلك الطلقة التي أطلقتها أنقذتني من أن أكون جباناً قبل أن أنجو |
Bu vuruş, 0,22 kalibre mermi kadar güçlü ve bir mermiyi havadayken gözünüzle yakalamaya çalışırsanız, bu imkânsız. | TED | قوة هذه اللكمة تماثل قوة رصاصة كاليبر عيار 0.22، وإذا حاولت أن تلتقط الطلقة أثناء طيرانها بعينيك، فإن الأمر مستحيل، |
Saat 20:10'da silah sesi duyduk ve sonra kapıyı kırdık. | Open Subtitles | لقد سمعنا الطلقة حوالى الثامنة و10 دقائق ثم حطمنا الباب |
Polisin söylediğine göre 7 metreden ateş edilmiş, daha uzaktan değil. | Open Subtitles | , فان الطلقة اطلقت من على بعد 25 قدم لا أكثر |
- Şanslısın ki kurşunu tam isabet ettiremedim. - İsteseydin yapabilirdin. | Open Subtitles | ــ أنت محظوظ لأنني أخطأت الطلقة ــ أعتقد بأنك عصفت بي |
Bundan dolayı, yazılması bir kaç gün süren ve internet üzerinden yayılan bu uygulama kurumların yerleşmiş geleneğine bir çeşit uyarı atışı gibi. | TED | حسنا التطبيق الذي يستغرق بضعة أيام لبرمجته ومن ثم ينتشر بشكل فيروسي، ذلك نوع من الطلقة المنحنية لمؤسسات الحكومة. |
kurşun organlarımı parçalamış. Hamile kalabilmemin neredeyse imkansız olduğunu söylediler. | Open Subtitles | مزقت الطلقة أحشائي قالوا أنه سيكون مستحيلاً تقريباً أن أنجب |
Tony patlamayı durdurup onu bir silahtan dakikada 3000 mil hızla çıkan kurşun gibi uzaya yönlendireceğimize bahse girdi. | Open Subtitles | توني يراهن بأننا يمكننا أحتواء قوة الأنفجار وتوجيهه إلى الفضاء مثل الطلقة من البندقية بسرعة 3 الألف ميل بالدقيقة |
Ceset kurşun yarasını saklamak için kesilirken katil, kemiklerin doğal eğimini izlemedi. | Open Subtitles | عندما قُطّعت الرفات لإخفاء الطلقة النارية، لم يتبع القاتل الإنحناء الطبيعي للعظام. |
Evet, kurbanın kulağını neredeyse koparan atış bulduğunuz tüfeğe uygun bir silahla yapılmış ama ölümcül vuruş 22 kalibreden gelmiş. | Open Subtitles | أجل والضحية كان يصاب في أذنه برصاصة عيار أكبر متوافق مع البندقية المكتشفة لكن الطلقة القاتلة جاءت من عيار 22 |
Sahne 193, ikinci atış Kennedy'yi gırtlağından vuruyor. | Open Subtitles | الكادر 193 , الطلقة الثانية تصيب كينيدي في الحلق من ناحية الأمام |
İki tüfek bulunduğunu kanıtlayan atış bu işte. | Open Subtitles | هذه هي الطلقة التي تثبت أنه كان هناك اثنين من البنادق |
Bunu yakından ateşlersen, mermi beni ve uçağın gövdesini tereyağından geçer gibi deler. | Open Subtitles | لو أطلقتى النار من قريب , ستعبر الطلقة جسدى الى جسم الطائرة كسكين فى زبدة |
Silahtan her mermi atımında, merminin etrafında, kullanan kişinin D.N.A'sı da gönderilir. | Open Subtitles | فى كل وقت يتم اطلاق طلقة الطلقة ايضآ مميزة بالبصمة الوراثية |
Evet, herkes silah sesini duyduktan hemen sonraydı. Benimle salondaydı. | Open Subtitles | نعمو بعد سماع الطلقة مباشرة لقد كانت معى بالغرفة الاستقبال |
Evet. silah sesini duyduğumda ona çarptığımı sandım. | Open Subtitles | نعم ، أعتقد أننى ارتطمت به حين سمعت هذه الطلقة |
Üçüncüsü, tanıklar Bay Graham Rogers, Bay Thomas Callahan ve Bay ve Bayan Paul Lukash- aslında ateş edildiğini gördüler. | Open Subtitles | ثالثا، الشهود – السيد جراهام روجرز السيد توماس كالاهان والسيد والسيدة بول لوكاش بالفعل شاهدوا الطلقة تضرب |
Peşimizdeyseler, ilk ben ateş etmek isterim. | Open Subtitles | إذا طاردونا , أريد أن تكون الطلقة الأولى لى |
Eğer bir savaş olacaksa, ilk kurşunu biz sıkmış olabiliriz. | Open Subtitles | حسنا، إن كان هناك حرب فسنكون نحن الطلقة الأولى فيها |
İlk atışı kaçırması için benim şanslı olmama dua et. | Open Subtitles | او ان اضل طوال الليل اصلي كي اصبح محظوظا ولا تخطئه من الطلقة الاولى |
İlk atıştan sonra sürgü geri çekildi ve sonra sıkıştı. | Open Subtitles | بعد الطلقة الأولى , الشريحة عادت ومن ثم علقت |
Anne eğer biri valiye ateş ederse kurşunun önüne atlamak zorunda mısın? | Open Subtitles | أمي ، لو شخص أطلق النار على العمدة ، هل ستتلقين الطلقة بدلاً عنه؟ |
Şunun namlusunu sırtına iyice gömersem hiç kimse silahın sesini duyamaz. | Open Subtitles | أعتقد أنني لو دفنت هذا المسدس لعمق كافي في ظهره فلن يسمع أحد صوت الطلقة. |
Öldüren atışın yörüngesinden, katilin yalnız hareket ettiği düşünülebilir fakat henüz bir suç ortağı veya komplo saptayamadık. | Open Subtitles | مسار الطلقة القاتلة يقترح بأن القاتل يعمل وحيداً, لكن لم يمكننا حتى الآن أن ننفي وجود شريك أو مؤامرة. |
silah ateşi boş ortakyaşam bölümünden geçerek omuriliğine zarar vermiş. | Open Subtitles | لقد مرت الطلقة عبر فجوة الـ"سيمبيوت" وأصابت عمودك الفقري |
İlk atışla sonuncusu arasında geçen süre yedi saniyeydi. | Open Subtitles | الوقت المنقضي من الطلقة الاولي الي الأخيرة كانت سبع ثواني. |