"الغابة" - Traduction Arabe en Turc

    • ormandan
        
    • ormanı
        
    • ağaçların
        
    • orman
        
    • ormanlık
        
    • ormanın
        
    • ormanlar
        
    • Forest
        
    • ormanları
        
    • Woods
        
    • ağaçlık
        
    • ormanların
        
    • ormanda
        
    • ağaçlar
        
    • ormanlarda
        
    Önce ormandan başka bir örnek alıp tam bir karşılaştırma yapacağız. Open Subtitles سناخذ عينة اخرى من الغابة ونقارنها قبل ان نفعل اي شيء
    Bazen ormandan bir kulübe alıp buralardan gitmenin hayalini kuruyorum. Open Subtitles احيانا احلم فقط بشراء كوخ في الغابة وفقط ارحل بعيدا
    Geldim çünkü,ormalık bir yere gideceğiz derken gerçekten ormanı kastediyorsun sanmıştım Open Subtitles اعتقدت انك عندما قلت اننا سنأتى للغابة فأنك كنت تعنى الغابة
    18 ay boyunca, polis ve sivil halk ormanı defalarca araştırdı. Open Subtitles لمدة 18 شهر الشرطة و المواطنين بحثو فى الغابة عدة مرات
    o beni gölgelerin olduğu ağaçların yanına götürmek istiyor, ancak izin vermem. Open Subtitles يريد سحبي إلى الغابة حيث الظلال في كل مكان، لكني لن أتركه.
    Evet, ağaçlar ormanların temelidir fakat bir orman, gördüğünüzden çok daha fazlasıdır ve bugün, ormanlara bakış açınızı değiştirmek istiyorum. TED نعم، إن الأشجار هي أساس الغابات، ولكن الغابة هي أكثر بكثير مما نراه، وأريدُ اليوم تغيير طريقة تفكيركم حول الغابات.
    ormandan ayrılmaya ve şehirde ebediyen beraber olmaya karar vermemizin sebebi buydu. Open Subtitles ولهذا السبب قررنا ان نترك الغابة وأن نعيش سوياً للأبد في المدينة
    Keşif için dönen ilk adam ormandan sesler geldiğini söylemiş. Open Subtitles بأن الرجال الذين عادوا أبلغوا عن أصوات قادمة من الغابة
    Bir maymun ormandan hayvanat bahçesine yerleştirilince mikrobiyomuna ne olacağını bulmak istiyorduk. TED أردنا معرفة ما يحدث للنبيت الميكروبي لدى قرد عندما يُنقل من الغابة إلى حديقة الحيوان.
    Kırmızı tişörtlü bir kadın ormandan dışarı koşmuştu. TED و ظهرت من الغابة امرأة ترتدي قميصًا أحمر
    Dünyadaki tüm hayvanat bahçelerindeki tüm orangutanlardan daha fazla orangutana sahip olunca, şu an bile her yavruya karşılık altısı ormandan kayboluyor. TED وجود أكثر من كل القردة فى حدائق الحيوانات في العالم مع البعض، تماماً كضحايا لكل طفل فقد إختفى ستة من الغابة.
    Yağmur ormanı araştırmaları için 10 milyon dolar yardımda bulunuyorum. Open Subtitles سأعطيهم عشرة ملايين دولار كمنحة لعمل أبحاث في الغابة الممطرة.
    Bu insanlar ormanı en nadir görülen hayvanlardan biriyle paylaşıyorlar. Open Subtitles هؤلاء الناس يشتركون في الغابة مع ساكن مراوغ بدرجة كبيرة.
    Ya paralı askerler hala ormanı terk etmedilerse? Gitmem gerek. Open Subtitles من يدري إذا ما كان المرتزقة قد غادروا الغابة فعلاً؟
    Yağmur ormanı pek geçit vermediği için papağanlar ya yeşil örtünün üstünde kalıyor ya da nehir yataklarını takip ediyor. Open Subtitles الغابة في الغالب لا يمكن اختراقها, و الببغاوات إما البقاء في المظلة أو اتباع الأنهار التي تشق طريقها من خلاله.
    Biri bir ceylanı yaralamış, zavallı şey yaralı haliyle ağaçların arkasına kaçmış. Open Subtitles شخص ما صدم غزالاً وذلك المسكين فر هارباً نحو الغابة وهو مجروح
    Şöyle düşünebiliriz; yanan yama bölmeler, diğer kısımların orman olarak kalmasına yardım ediyordu. TED فكروا بالموضوع بهذه الطريقة ساعدت الرقع المحترقة بقية الغابة في أن تصبح غابة
    Dün şehir dışında, ormanlık alanda bir ceset bulunmuş. Ensesinde barkodu olan biri. Open Subtitles بالأمس عثر على جثه في الغابة خارج المدينة كان لديها رمز على الرقبة.
    Sentetik bir ormanın, gerçeğine göre önemli bir avantajı var: boyut. TED لدى الغابة الاصطناعية ميزة هامة عن الغابة الحقيقيّة من ناحية الحجم.
    Altı yaşındayken bir gün balta girmemiş ormanlar hakkında bir kitap okumuştum. Open Subtitles ذات مرة، عندما كنتُ في عمر السادسة قرأتُ كتاباً عن الغابة البدائية
    Ve güneşin kırmızı renginden Forest Glade'e Barış gelir. Open Subtitles وقبل غروب الشمس القرمزي يأتي السلام إلى الغابة الفسيحة
    Ben küçük bir çocukken, eğer yapabiliyorsa ormanları korumasını istedim. Open Subtitles حينما كنتُ طفلة صغيرة طلبتُ منه أن يقوم بحماية الغابة
    Pekâlâ. O, hokeyin Tiger Woods'u gibiydi. Open Subtitles حسنا, لقد كان مثل نمر الغابة بالنسبة للهوكي
    ağaçlık kısma gelince sıkıntı yaşadı. Open Subtitles حينما وصلنا إلى حدود الغابة أصيب ببعض المتاعب
    Peki burada ne olmuştu? Bu ormanda büyük bir ekonomik yıkım yaratmıştık. TED فماذا حدث هنا ؟ لقد صنعنا فشل اقتصادي كبير في هذه الغابة.
    Yahudiler ayrıca, buradan pek de uzak olmayan Kalisz yakınındaki ormanlarda öldürüldüler. Open Subtitles تم قتل اليهود في الغابة أيضا بالقرب من كاليش، ليس بعيدا عن هنا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus