Köy karantina altına alındı ve çok sayıda insan, belki de yüzlercesi öldü veya şirketi korumak için infaz edildi. | Open Subtitles | تم الحجر الصحي علي القرية وكثير من الاشخاص ، من المحتمل المئات ماتو او تم اعدامهم من اجل حماية مشتركة |
Bir düzineyle başlayabilir, ama nihayetinde şehirlerimiz üzerinde uçan yüzlercesi olacak. | TED | وقد تبدأ الانطلاقة بدزينة منها، في النهاية، يمكن أن نحصل على المئات منها، تحلّق فوق مدننا. |
Robotikte yüz yıllık süreç geçti ve biz herhangi bir yöne birkaç adımdan fazla ilerleyebilen bir robot yapamadık. | TED | المئات من السنين من العمل على الرجال الآليين، ولم نتمكن من جعل رجل آلي يقوم ببضع خطوات ذهابا وإيابا. |
Sattığımız Mavi Bombacı'dan hala artmış birkaç yüz dolar var. | Open Subtitles | تبقيت لدينا بضع من المئات من بيع مفجر القنبلة 2 |
Orta Doğu'da, bu yol boyunca, tam olarak bu şekilde yüzlerce topluluk var. | TED | ان هناك المئات من هذه المجتمعات عبر الشرق الاوسط .. على هذا الدرب |
Ya da dünya çapında düzinelerce hatta yüzlercesini inşa etmek? | TED | او ان تبني العشرات منها, او المئات منها حول العالم؟ |
Sayın Başkan, ışık hızlı gemilerde hâlâ binlerce insan var. | Open Subtitles | مازال يوجد المئات من الافراد علي السفن ذات السرعة المنخفضة |
Maalesef habitat içinde bunlardan yüzlercesi var ve biri dahi kaçsa çok zarar verecektir. | TED | لسوء الحظ، هناك المئات منهم بداخل مواطنهم، وإذا هَرَبَ واحدٌ منهم، سيُحدث الكثير من المشاكل. |
Kurumlarımızda hergün iyi bir hayatı güzel hayattan ayırma potansiyeline sahip yüzlercesi gerçekleşmektedir. | TED | هناك المئات منها في مؤسساتنا كل يوم لديها القدرة على التفريق بين الحياة الجيدة و الجميلة |
Bazen yüzlercesi katılıyor. Bazense düzinelercesi. | TED | في بعض الأوقات يحضر المئات وفي أوقات أخرى العشرات. |
Bütün bu şehirlerde, yerel halk, ama yüzlercesi, resifler yaptılar. | TED | في كلٌ من هذه المدن، السكان المحليون، المئات والمئات منهم، قاموا بصنع الشعاب المرجانية. |
O zaman bilmiyordum fakat şimdi biliyorum ki, bunlar Yeryüzü Süzgeci, yüzlercesi. | TED | لم أكن أعلم وقتها، ولكنني أعلم الآن، إنهم متصفحو الكرة الأرضية، المئات منهم. |
Bundan yüz tane falan çekip nasıl oluyor bakalım bir. | Open Subtitles | دعنا فقط نصور المئات من هذا ونرى على ماذا سنحصل. |
Şundan yüz tane, bundan yüz tane alırsam, şu veya bunun ne olduğu hiç farketmez. | TED | لو عندى المئات من هذا والمئات من تلك، لن يشكل أى فارق ما يكون هذا او ذاك. |
Bir kaç yüz memeli türü var -- altı milyon böcek türü var. | TED | هناك عدد قليل من المئات من الثديات-- ويوجد ستة ملايين نوع من الحشرات. |
Bu temel bileşenlerden yaklaşık yüz tane var ve her biri şu üç küçük parçacıktan oluşuyor: proton, nötron, elektron. | TED | هناك حوالي المئات من هذه المكونات الأساسية، وجميعهم مصنوعون من ثلاثة جسيمات أصغر: بروتونات ونيوترونات وإلكترونات. |
Restoranın tam dışında olan kanalda, yüzlerce metrelik spiral borular var. | TED | في القناة، الملاصقة للمطعم، هناك المئات من الأمتار من اللفائف الأنبوبية. |
Her bir şov daha önceleri var olmayan yüzlerce işi var ediyor. | TED | كل عرض يخلق المئات من فرص العمل لم تكن موجودة من قبل. |
yüzlerce insan acımasız tasviri, yıkıcı sembolizmi ve karmaşık politik mesajı anlamaya çalışıyor. | TED | يجد المئات من المشاهدين صعوبة مع مجازها القاسي ورمزيتها الساحقة ورسائلها السياسية المعقدة. |
Anlaşılan bugüne kadar gazetecilerle sadece yüzlercesini paylaştın. | TED | لكن يبدو أن بعض المئات منها تم مشاركتها مع الصحفيين |
20 yıl içinde yüzlerce, belki de binlerce masun insanın ölümünden sorumlu. | Open Subtitles | ومسؤول عن قتل المئات وربما الآلاف من الأبرياء خلال العشرين عاماً الماضية |
Avlanma iyi olduğu için, yüzlercesi bu verimli sürü içinde bir araya geldi. | Open Subtitles | بعد أن حالفها الحظ بصيد وفير تجمعت المئات من هذه الدلافين معاً علي شكل قطيع هائل العدد. |
İçinde birkaç yüzlük ve bolca gazete kağıdı var. | Open Subtitles | لا شيء هناك سوى بضع المئات وبعض الصحف |
binlerce büyük baş hayvanı barındıran bu arazi, şimdi sadece yüzlercesine sahipti ve bununla nasıl başa çıkacağımızı bilemedik. | TED | هذه المزرعة التي كان بها الآلاف من رؤوس الماشية بها المئات فقط ولم نكن نعرف كيف نتعامل معها |
normal bir banka soygununda, çoğunlukla yüzlükler alınır. | Open Subtitles | في وظيفة مصرف قياسيّة، في الغالب يتم سرق فئة المئات. |