Hadi kızlar kitaplarınızı alın ve benimle 4.2 dakika sonra kütüphanede buluşun. | Open Subtitles | ما رأيكن يابنات أن تحضرن كتبكن وموعدنا في المكتبة بعد 4.2 دقائق؟ |
Bu kütüphanede ne vardı, en az üç içki mecburiyeti mi? | Open Subtitles | ما هي قوانين المكتبة ، ثلاثة كؤوس من الشراب كحد أدنى؟ |
kütüphanenin nasıl olabileceği hakkında deneme, yenilikçilik, sınırları zorlama örnekleriyle ilgili bombardımana tutulacaklardı. | TED | سيفاجؤون حينها بأمثلة عن الاختبارات، وعن الابداع، والتفكير بشكل أعمق عن ماهية المكتبة. |
kütüphaneden daha bir yıI önce bir felsefe kitabı almıştım. | Open Subtitles | لقد إستعرت كتابا فى الفلسفة من المكتبة لمدة ، حوالى.. |
Büyük babanızın yaptırdığı kütüphaneyi size ilk gösteren ben olabilir miyim? | Open Subtitles | هل لي أن أكون أول من يريك المكتبة التى بناها جدك؟ |
Hayır, kütüphanedeki Bayan Porter eski göçmenlerin yazdığı bir kitap verdi. | Open Subtitles | لا، لقد استعرت كتاب من المكتبة كتاب يحكى عن أصول الرواد |
Bir internet sayfası yapsan kütüphanede bir ayda kazandığının kaç katını kazanırsın. | Open Subtitles | لما لا تصمّم مواقع إنترنت أليس ذلك، أفضل من العمل في المكتبة |
O sırada kütüphanede bir şey görmüşseniz, bu katil de olabilir. | Open Subtitles | فى المكتبة ,فى هذه اللحظة , قد تكونى بهذا رايت القاتل |
Annem babam ve ben kütüphanede gülümserken çekilen resimler gazetelere çıktı. | Open Subtitles | كانت هناك مقالات صحفية وصور لأمي، أبي وأنا نبتسم في المكتبة |
Biliyorum. Yani biraz önce kütüphanede üstesinden gelirken sesini duydum. | Open Subtitles | أعلم، سمعتك وأنت تتعامل مع ذلك مؤخّرًا اليوم في المكتبة. |
kütüphanede hayvanlarla ilgili her kaynağa baktım ama bir şey bulamadım. | Open Subtitles | لقد بحثت في مواصفات كل حيوان داخل المكتبة وخرجتُ فارغة اليدين |
kütüphanede gömülüp akla gelebilecek her soru için bir cevap hazırlayacağım. | Open Subtitles | سأذهب إلى المكتبة لأُعد إجابات لكل سؤال قذر يمكنني التفكير به. |
Eski ve yeni planları karşılaştırdım. Eskiden kütüphanenin bulunduğu noktada şimdi... | Open Subtitles | لذلك طابقت المخطط القديم بالجديد وحيثما كانت المكتبة تماما فلدينا الآن |
kütüphanenin çoğu referans kitabının binanın bu kısmına göç ettiğini duydum. | Open Subtitles | سمعت أن مراجع معظم المكتبة هاجرت إلى هذا الجزء من المبني |
kütüphanenin önünde dikilmenin şöhretime ne yapabileceği hakkında bir fikrin var mı? | Open Subtitles | هل لديك أدنى فكرة عن مدى تأثير وقوفي أمام المكتبة في سمعتي؟ |
Hey, bebeğim eğer kütüphaneden bir not geldiyse, orada bırakır mısın? | Open Subtitles | أنا في الممر إذا كان هناك مفكرة من المكتبة أتركيها مكانها |
Eğer herkes kütüphaneden kitap çalarsa başkaları için hiç bir şey kalmaz! | Open Subtitles | أذا سرق الكل الكتب من المكتبة لن يبقى شيء لأي شخص آخر |
Efsaneye göre kütüphaneyi inşa etti ve tüm sırlarını korudu. | Open Subtitles | الأسطورة تقول إنه بنى المكتبة و يحافظ على كلّ أسرارها |
Yani, bu kütüphaneyi geminin tabanına oturtun -- işte bu şey o kadar büyük olacaktı. | TED | إذن، ضعوا هذه المكتبة في قاعدة المركبة الفضائية هذا يوضح لنا ضخامة هذا الشيء الذي قمنا بعمله. |
İnsanlar sınav sorularını çalarlar, kütüphanedeki araştırma materyallerini saklarlar, ve Profesörlere yalan söylerlerdi. | Open Subtitles | الطلبة كانوا يسرقون الامتحانات و يخبأون الكتب الهامة من المكتبة ويكذبون علي الأساتذة |
Ve daha fazlasını görmek isteyenler için, aşağıda kitapçıda kitabımı bulabilirsiniz. | TED | ولمن يريد رؤية المزيد، فكتابي موجود في المكتبة بالأسفل |
Kendisiyle Salt Lake halk kütüphanesinde telefon rehberlerini ezberleyerek bir gün geçirdik. Oldukça enteresandı. | TED | قضينا الظهيرة سوية في المكتبة العاملة لسولت سيتي نحفظ دفاتر الأرقام والذي كان لامعاً |
Sokak Kütüphanesi de dahil, birisi misafir defterini takma bir adla imzalamış. | Open Subtitles | حتى المكتبة التي بشارع 39 أحدهم وقع داخل ورقة الدخول تحت الاسم |
Tüm romanların birer örneğini almak için kitapçıya gitmiştim ve bunu gördüm. | Open Subtitles | حسناً, ذهبت الى المكتبة لأشتري نسخة من كل الروايات و رأيت هذا |
Fakat, M.Ö. 5. yüzyıl sonunda bu büyük Kütüphane yok oldu. | TED | ولكن بحلول نهاية القرن الخامس الميلادي، كانت المكتبة العظيمة قد اختفت. |
Kendi memleketim olan Philadelphia'dan bir örnek; geçenlerde, orada halk kütüphanesine gittiğimde varlıksal bir kriz yaşıyorlardı. | TED | مثال آخر من مدينتي فيلادلفيا: ذهبتُ مؤخرًا إلى المكتبة العامة هناك، وعلمت أن المكتبات تواجه أزمة. |
Kitapçı başımızı belâya sokacak ve bu ona değmez. | Open Subtitles | أمين المكتبة سيوقعنا في الكثير من المشاكل وهو لا يستحق. |
Hıristiyan kütüphanesinden kitaplar okuyabilirsiniz. | Open Subtitles | نزجى الوقت بقراءة الكتب من المكتبة الكتب المسيحية |
Bankada olmayan mücevherler bu çalışma odasına bir yere ustalıkla gizlenmiş olmalı. | Open Subtitles | المجوهرات , ليست فى المصرف بل تسكن خزينة خفية فى مكان ما هنا فى المكتبة |
Kazıklı Voyvoda hakkındaki her şeyi araştır. Ben kütüphaneye bakacağım. | Open Subtitles | عن أسطورة فلاد الوالاشي في الأنترنت وأنا سأبحث في المكتبة |