"النقي" - Traduction Arabe en Turc

    • Saf
        
    • taze
        
    • temiz
        
    • tertemiz
        
    • Rafine
        
    "Yalnızca kalbi temiz ve ruhu Saf olan kılıcı taştan çekebilir." Open Subtitles وحده صاحب القلب النقي ..والطبيعة الصادقة يستطيع سحب السيف من الصخرة
    Saf oksijen doğru katalizörle tepkimeye girdiğinde ortalığı ateşe verebilir. Open Subtitles الأكسجين النقي قد يعتبر احدهم إذا أجتمع مع المسرع الصحيح
    Tüm Fransanın önünde, Saf kanlı çoçuğa, sadakatimi taahhüt ediyorum. Open Subtitles أتعهد بولائي إلى الصبي ذو الدم النقي إلى فرنسا كلها
    Şu taze Hava Fonu çocuklarını şov işine sokmak istiyorsun. Open Subtitles أحصلي على أولئك فقط وامزجي صندوق الهواء النقي بصناعة الترفيه
    taze havanın tadını çıkarmak istiyorum. Benimle tadını çıkarır mısın? Open Subtitles أودّ أن أتمتّع بالهواء النقي فهل تودّ التمتّع به معي؟
    Peki ya yeteri kadar temiz hava ve temiz su olmazsa? TED ماذا لو لم يتبق ما يكفي من الهواء النقي والماء العذب؟
    Bir erkeğin tertemiz sevgisiyle sunabileceği tüm samimiyetle. Open Subtitles بكل الإخلاص الذي يُمكن أن يمنحه الرجُل من الحُب النقي.
    Böylece, Saf selülozdan bu minik nano lifleri üretiyorlar. TED وبالتالي تقوم بغزل ألياف النانو الدقيقة هذه من السليلوز النقي.
    Ironik bir şekilde, yasak ilişkiye başvurduğumuzda--- bu Saf aşkı aradığımız yerdi. TED ومن المفارقات، أننا نتوجّه إلى الخيانة الزوجية ذلك الفضاء الذي نسعى فيه إلى الحب النقي
    Bu insanlar inancın ve mutlak gerçeğin Saf ve özgün halini kendileri üretiyorlar. TED هؤلاء الناس يتصنعون النقي والإيمان الراسخ القوي واليقين.
    Yanında durduğumuz göl, Saf pil asidinden yapılmış. TED تلك البحيرة التي نقف أمامها مكوّنة من حامض الأسيد النقي.
    Şekerlemeye benzer, şekerleme gibi tadı vardır ama hemen Saf alkol olarak kana karışır. Open Subtitles تشبه الحلوى وطعمها كالحلوى، وسعرها كالحلوى ولكنها تسري في الدم مثل الحكول النقي
    Her 1 gramlık paket... sadece 0.3 gram Saf eroin içeriyor. Open Subtitles .. كيس بوزن واحد غرام يحتوي فقط على ثلث غرام من الهيروين النقي
    Saf eroin ani bir şokla ölüme sebebiyet verebilir. Open Subtitles الهيروين النقي قد يسبب الموت الناتج عن صدمة
    Kendini kibirli görmeyen ya da komşusunu yalancılıkla suçlamamış birisinin masum elleri ve Saf kalbi. Open Subtitles هو النقي اليدين الطاهر القلب الذي لا يميل إلى السوء ولا يحلف يمينا كاذب
    Bak şimdi, ben insanlara yaşamaları için taze hava satarım. Open Subtitles ها هو الإتفاق، أنا أجني المال ببيع الهواء النقي للناس.
    Gençliğin taze ve bozulmamışlığını seviyorum dünya tüm verdiklerini henüz almamışken. Open Subtitles يعجبني الشباب، النقي غير ملوث. قبل أن يحكم العالم قبضته عليهم.
    taze havayı içinize çekebileceğiniz 300 metre yükseklikte. TED يرتفع لأكثر من 300 متر في الجو، لنتنفس الهواء النقي.
    taze kır havası, elma toplamak, saman arabasında şarkı söylemek. Open Subtitles هواء الريف النقي وتفاح ينتظر من يقطفه ، والغناء
    Onların sayesinde elektriğiniz var, ısıtıcılarınız, temiz sularınız ve yiyecekleriniz. TED إنها السبب في حصولكم على الكهرباء، والحرارة والماء النقي والطعام.
    En basit dükkanda bulabileceğiniz şeyler - şık mağazalara gitmeden- çok Rafine tasarım örnekleri oluyor, bu sayede herkes bizi çok sofistike buluyor. TED ما تجده في المتجر في الزاوية، من دون الذهاب الى أي نوع من المتاجر الفاخرة، أنه نوع من التصميم النقي حيث يعتقد الجميع أن نحن جميعاً راقيين جداً.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus