Tapınak kutsal bir mekan hepimiz için büyük anlamı var. | Open Subtitles | الهيكل هو مكان مقدّس ذو أهميّة عظيمة لنا. |
Burun hava kilidini, pencereleri ve gövde paneli 19'u çıkarmalıyız. | Open Subtitles | نحتاج لإزالة الجزء العلوي لغرفة الضغط والنوافذ ولوحة الهيكل 19 |
Bu gayri resmi bir araştırma, ...ama iskelet o adama ait. | Open Subtitles | الآن و هذا ليس رسميا لكن هذا الهيكل العظمى لهذا الشخص |
Bu yapı 400 yıl önce yapılmış, ama halk 3000 yıl kadar eski. | Open Subtitles | الهيكل تم بناؤه منذ 400 سنة ولكن الحضارة يعود تاريخها الى 3000 عام |
Şöyle bir anlaşma yapalım. O iskeleti birleştirmek için kitaplardan destek alıyoruz. | Open Subtitles | إننا نستخدم مخطوطة من أجل أنّ نقوم بتجميع الهيكل العظمي من جديد |
Bir sonraki yapmamız gereken şey, tüm yapıyı kontrol etmek ve düzenlemek. | TED | الشيء التالي الذي يتعين علينا القيام به، هو مراقبة وتنظيم الهيكل بأكمله. |
ve bu yapının içinde şarkıcı yaratıcı, spontane olmak için tam bir özgürlüğe sahip. | TED | والمغني داخل هذا الهيكل له الحرية الكاملة أن يكون خلاق ، عفوي. |
O The Magician'da bir Corvette sürüyordu, The Incredible Hulk'ta ise bir Ford pikap... ve The Courtship of Eddie's Father'da yürüyordu. | Open Subtitles | قاد سيارة كورفيت في الساحر وشاحنة فورد صغيره في الهيكل الغريب و لمغازلة والد إيدي،لقد تحرك |
Eline kılıç verenler ve onu Tanrı adına kullanmanı isteyenler Tapınak Şövalyeleri'ydi. | Open Subtitles | فرسان الهيكل هم من أعطوك سيفاً لتستخدمه بإسم الرب |
Tapınak şövalyelerinde ki yozlaşma egemenliklerini etkilemesiyle Liderlik, kontrol etmek ve korumak olan görevini yok etmek olarak değiştirdi. | Open Subtitles | الفساد نال من صفوف فرسان الهيكل وقيادتهم ترى الانحراف في مهمتهم من الرقابة والحماية إلى القمع |
Tapınak dağındaki o kubbenin yerinde durmayacağından ve Tapınak dağının bize geri döneceğinden nasıl eminsem, bacaklarının kopmasında bizzat payım olan aynı katillerin, bunu hak ettiklerinden de eminim. | Open Subtitles | أنا متأكد من أن قبة الصخرة لن تبقى على جبل الهيكل وجبل الهيكل سيعود لنا |
Beni duyuyorsanız, aşağı inip gövde levhalarını ve telsiz uydusunu kontrol edeceğim. | Open Subtitles | إذا يمكنك سماعي، سأذهبوأتفقد.. أيّ أضرار في لوحات الهيكل وبعدها سأتفقد الإتصال. |
gövde valfları onarıldı. Tüm dümenler sıfırda. | Open Subtitles | تم تأمين صمامات الهيكل قراءة كلا من المستويين صفر |
Ben de iskelet röntgenlerini ve 3 boyutlu görüntülemesini yapayım. | Open Subtitles | سلأعمل صور ثلاثية الأبعاد و أشعة سينية لكامل الهيكل العظمي |
Alttaki iskelet yapıyı yenisiyle değiştirebiliyoruz, ancak yüz derisini değiştirmede hala yeterince iyi değiliz. | TED | يمكننا استبدال البنية الأساسية الهيكل العظمي، لكن لا نزال غير جيدين في استبدال بشرة الوجه. |
Siz tutkuları olan bir kahramansınız, onlar, engelle karşılaşıyorlar sonuçta dönüşüyorlar, basit yapı budur. | TED | هناك بطل محبوب ولديه رغبة يواجه البطل المصاعب ثم تظهر هذه المصاعب وتتحول وهذا هو الهيكل البسيط للقصة. |
Ve sonra onu rastgele sallarsın ve kendi kendine hata düzeltmeye ve yapı inşa etmeye başlar. | TED | ثمّ تقوم بهزّه بطريقة عشوائيّة. فيقوم بإصلاح الأخطاء و بناء الهيكل بنفسه. |
Fakat en önemlisi şimdi, insanların genlerin nerede aktive olduğunu anlayabilecekleri genel bir iskelet olan bu anatomik iskeleti haritalandırıyoruz. | TED | ولكن الأهم ، هو أننا نبني خرائط لذلك الهيكل التشريحي ، والذي هو بمثابة إطار أساسي للباحثين عن أماكن الجينات النشطة. |
Bu yapıyı çevreleyen diğer birkaç organ hep birlikte boşaltım sistemini oluşturur. | TED | ويحيط بهذا الهيكل عدة أعضاء أخرى والتي تشكلُ معاً الجهاز البولي بالكامل. |
Kağıt kesiminde yapının kendisi olarak çizim bulunuyor. | TED | وبالنسبة لتقطيع الورق يكون الرسم هو نفسه الهيكل |
"Sihribaz"da Corvette, "Müthiş Hulk"ta Ford Kamyonet kullandı "Eddie'nin Babası"nda ise yürüdü. | Open Subtitles | قاد سيارة كورفيت في الساحر وشاحنة فورد صغيره في الهيكل الغريب و لمغازلة والد إيدي،لقد تحرك |
Sonraki yüzyılda Avrupa'dan kaçtılar ve büyük tapınağı inşa edenler onuruna "Hür Masonlar" adında yeni bir kardeşlik kurdular. | Open Subtitles | وفي القرن التالي هرّبوه إلى خارج أوروبا وكونوا جمعية جديدة سموها البنائين الأحرار، تكريماً لبناة الهيكل العظيم. |
Yani bu binanın örgütsel yapısı, teknik ve sosyal, beşerî ve edimsel arasında bir hibritti. | TED | لذلك فإن الهيكل التنظيمي لهذا المبنى هو هجين بين التِقَني والاجتماعي، والإنساني والتنفيذي. |
tapınağın tepesinde 300 adam olacak ve 500 koruma size eşlik edecek. | Open Subtitles | سيكون لديك 300 رجل عند جبل الهيكل و سيكون مصحوب بـ 500 من حراس شخصيين |
Umarım öyledir, yoksa o gövdeyi tasarlamak için vakit kaybettim demektir. | Open Subtitles | أتمنى ذلك، و إلا سأكون صممت الهيكل دون فائدة |
Onların kafatası parçaları olduğunu sanıyordum ama iskeletin başka bir kısmına ait olmalılar. | Open Subtitles | ظننت أنهم من الجمجمة لكن لابد أنهم من جزء آخر من الهيكل العظمي |
Rahat bir torpidonun üzerinde uzanıyorsunuz çok hızlı gidiyorsunuz ayaklarınızla Gövdenin şeklini değiştirerek ve yönünüzü kollarınızla kontrol eederek | TED | أنكم متكئون على طوربيد مرن، تبحرون بسرعة كبيرة، متحكمين في شكل الهيكل بأرجلكم ومتحكمين في الشراع بأذرعكم. |
Efendim, dış gövdede yedi metrelik bir hasar var. | Open Subtitles | سيدى .. لدينا شق ، بمساحة سبعة أمتار ، فى الهيكل الخارجى |