Bence askerden bilgi almak için çok uygun bir zaman. | Open Subtitles | ولكن هذا هو الوقت ل استخلاص المعلومات من الملازم |
Vincent'a Horatio'nun ateşine tepki verecek kadar zaman kalmıyor. | Open Subtitles | لم يكن هناك ما يكفي من الوقت ل فنسنت للرد على اطلاق النار هوراشيو. |
Bu evin başka bir ailenin anılarına tanıklık etme zamanı geldi. | Open Subtitles | لقد حان الوقت ل الأسرة الجديد لبدء ذكرياتهم هنا. |
Sana yardım etmeme izin vermenin de tam zamanı. | Open Subtitles | الآن هو الوقت ل اسمحوا لي أن أحاول ومساعدتك. |
Burada durup seninle anlambilimsel konuşacak vaktim olmadığı için yaptım bunu. | Open Subtitles | فعلت ذلك لأنني لم يكن لديك الوقت ل وقوف حول ويقول دلالات معك. |
"Senin ve benim için vakit ve 100 kararsızlık için vakit ve görüşmeyle çaydan önceki 100 görüntü ve düzeltme için vakit olacak. | Open Subtitles | "الوقت مناسب لك والوقت مناسب لي" "الوقت ل 100 قرار " "100 رؤيا ورؤيا" |
Makinenin tam güce ulaşması biraz zaman alacak. | Open Subtitles | سوف يستغرق بعض الوقت ل الجهاز للوصول إلى القوّة الكاملة |
Bu zamanlama ile, 3 gelenekselime zaman kalmayacak. | Open Subtitles | على هذا الحد, اريد بعض الوقت ل المعالج النفسي |
zaman bulup buraya gelip beni gördüğün için mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيد لأنك وجدت الوقت ل تعال وانظر لي. |
Sanırım zaman 'Agile Aile Manifesto' su için uygun. | TED | أعتقد أنه قاد حان الوقت ل "بيان الأسرة الرشيقة". |
Ama o, iki orospuyla ilgilenecek zaman bulabiliyor. | Open Subtitles | وقال انه لا يزال يجد الوقت ل... انقاذ اثنين من الصعاليك. |
Seninle zaman geçirmek istiyorum geleceği görmek ve hayal kurmak için. | Open Subtitles | - حسنا، كنت أريد ان يكون لديك الوقت ل... لتتوقعي, لتتخيلي. |
Gemiyi sarsmanın şimdi tam zamanı Steven. | Open Subtitles | إذا كان هناك أي وقت مضى من الوقت ل الصخرة القارب سخيف، ستيفن، هو الآن. |
Bay Cross, Noel listenizi hazırlama zamanı. | Open Subtitles | السيد الصليب ، حان الوقت ل ائحة عيد الميلاد الخاصة بك . |
Şimdi fiziki muayene zamanı. | Open Subtitles | حسنا الآن حان الوقت ل الفحص البدني |
- Sanırım zar atma zamanı geldi. | Open Subtitles | وأعتقد أنه حان الوقت ل لفة النرد |
Bu yüzden bu zamanı bizi aydınlatmak için kullanabileceğinizi düşündük. | Open Subtitles | ...لذا نعتقد أنه عليك استغلال هذا الوقت ل لإعلامنا عن السبب |
- Lakin bu ülke gördüğü en büyük düşüşün ortasındayken harcama kesintileri konusunda adım atmamızın zamanı geldi. | Open Subtitles | -لكن هذا حقاً الوقت ل ... للحد من هذه التخفيضات بشكل أعمق... من الإنحصارات التي واجهها هذا البلد؟ |
Hatalar ettim biliyorum, ancak Grace'i bulana kadar kimseden af dileyecek vaktim yok. | Open Subtitles | أنا أعلم أنني قد ارتكبت أخطاء، ولكن ليس لدي الوقت ل طلب الصفح من أي شخص حتى نجد جريس أولا. |
I senin boşta spekülasyon için vaktim yok. | Open Subtitles | أنا لم يكن لديك الوقت ل تكهنات الخاص بك. |
Senin saçmalıklarına ayıracak vaktim yok. | Open Subtitles | ليس لدي الوقت ل هراء الخاص بك. |