| Sahneye çıkın ve iyi vakit geçirin. İyi şanslar çocuklar. | Open Subtitles | فقط، اخرج لهم و اقضي وقتاً ممتعاً بالتوفيق يا رفاق |
| Pekala, sınıfa geç kalıyorum. Sana iyi şanslar. | Open Subtitles | حسنا, انا متأخر عن درسي .بالتوفيق لك برحلتك |
| İyi şanslar evlat. İkimize de iyi şanslar. | Open Subtitles | بالتوفيق لكِ أيتها الطفلة بالتوفيق لنا نحن الإثنين |
| Ama o kızla ilk aşamadan ileri gitmede sana bol şans. | Open Subtitles | بالتوفيق لك في تجاوز المرحلة الأولى من المغازلة مع تلك الفتاة. |
| Böylece ben de artık gökyüzüne doğru kanat açabilirim. Eyvallah dostum, iyi şanslar. | Open Subtitles | سأنطلق إلى السماء الآن المعذرة, بالتوفيق |
| - İyi şanslar, Bugsy. - Güzel uçuşlar. | Open Subtitles | بالتوفيق يا ـ باغزي ـ طر بثبات وعسى غرائزنا |
| - Bize yardım edecek kimse yok. - İyi şanslar. | Open Subtitles | لأنه لا يوجد أحد آخر كي يحمينا - بالتوفيق - |
| Sadece hoşça kal ve iyi şanslar demek istedim. | Open Subtitles | لقد أردتُ أن أقول مع السلامة, و بالتوفيق. |
| Peki, iyi şanslar o zaman. | Open Subtitles | فوظيفتي هي مطاردة الناس حتى أحصل على الحقيقة صحيح , حسناً إذاً بالتوفيق لك في ذلك |
| Artık Tianjin şehri bizim kim olduğumuzu biliyor gerisi sana kalmış İyi şanslar! | Open Subtitles | الآن مدينة تانجن تلك تعرف من نحن هذا يعود لك ان تبني على ذلك بالتوفيق |
| Supernatural kitaplarla sana iyi şanslar. | Open Subtitles | بالتوفيق لك بتأليف روايات الظواهر الخارقة |
| Peki, sana iyi şanslar, ama bil ki bu henüz bitmedi. | Open Subtitles | حسنا بالتوفيق في ذلك لإن الامر لم ينتهي بعد |
| Peki, sana iyi şanslar, çünkü farketmemişsindir diye söylüyorum, adam her an bu sorguya bir son verebilir. | Open Subtitles | نعم بالتوفيق لك في هذا لانك ان لم تلاحظ فهو علي بعد دقائق معدوده من منعنا من الوصول الي هذه النقطه |
| Hadi, hadi, herkese iyi şanslar! | Open Subtitles | تعالوا واحصلوا عليها هيا ، بسرعة ، بالتوفيق |
| Pekâlâ, ona karşı bir program yapmada iyi şanslar dilerim. | Open Subtitles | حسنًا,بالتوفيق في محاولة إيجاد برنامج حينها للوقوف تجاهه. |
| Her neyse acelem var. Size iyi şanslar. | Open Subtitles | على أيّة حال، عليّ الذهاب، بالتوفيق لكما. |
| Sana iyi şanslar, Lass. Bunu kendiniz istediniz. | Open Subtitles | بالتوفيق لكِ أيّتها الفتاة فإنّكم جلبتم ذلك على أنفسكم |
| - Her şey hazır, başlayabilirsin. Sadece Record'a basman yeterli, bol şans. | Open Subtitles | حسنا ، يجب أن أذهب الأن كل ما عليك فعله تضغط زر التسجيل، بالتوفيق |
| bol şanslar sana. Eminim, o da memnun olur, yaz istersen... | Open Subtitles | بالتوفيق في ذلك.لكنني متأكدة من انه سيكون فخورا بذلك. |
| Pekala, Yolun açık olsun, bol şans. Seni geçireyim. | Open Subtitles | حسنا، بالتوفيق وحظا طيبا، سأرافقك إلى الخارج |
| Yüzbaşı, Yüzbaşı. Yolunuz açık olsun. | Open Subtitles | كابتن كابتن بالتوفيق |
| - Tanrı yardımcın olsun Hemşire! | Open Subtitles | ليصعد الجميع بالتوفيق في العمل الجيد، راهبة |
| Dertlerinde sana başarılar ve bir daha durup öğrencilerle konuşmamayı alışkanlık haline getireceğim çünkü benim için feci bir zaman kaybı oldu. | Open Subtitles | لذا , بالتوفيق مع مشاكلك و سوف اجعلها عادة عدم الوقوف والتحدث مع الطلاب |
| Politika danışmanı olarak geçirdiğim son 20 yılda ulusal ve uluslararası ihtiyaçları bir araya getiren yüzlerce politika örneği gördüm. Açıkçası politikalar bu şekilde daha iyi. | TED | في وظيفتي كمستشار سياسي لأكثر من 20 عاماً أو شيئاً كهذا، رأيت مئات الأمثلة على سياسات تقوم بالتوفيق بين الاحتياجات الدولية والمحلية، ويصنعون سياسة أفضل. |