Oraya bir dizi çeyrek dolar serpmeli, böylece bize bir havuz kazar. | Open Subtitles | يجب ان أنثر أرباعاً على شكل دائرة هناك سوف يحفر لنا بركة |
Ve eğer gevşemek isterseniz, holun sonunda bir kapalı havuz var. | Open Subtitles | واذا شعرت بالخمول فهناك في الداخل بركة في نهاية هذه القاعة |
Hepiniz Romarins'de pınar olmadığını... biliyordunuz.Sadece gölet vardı. | Open Subtitles | كلكم تعلمون بأنه لا وجود لينبوع في الرومارين كانت مجرد بركة |
Vankomisini 1953'te Borneo'da ormanda bir çamurlu su birikintisinin içinde bulduk. | TED | وجدنا الفانكومايسين في بركة الطين في غابة في بورنيو عام 1953. |
Bir poşet toprak yer, tuvaletimizi çocuk havuzuna yapar, hayata devam ederiz. | Open Subtitles | نحن كنا نأكل كيس من التراب، ونتمدد في بركة كيدي حتى خرجنا |
Daha dün çocuk havuzunda, beraber çıplak bir biçimde yüzüyordunuz. | Open Subtitles | يبدو كأنّكم البارحة أنتم الإثنان تسبحون عرايا في بركة الأطفال |
Bir sel onları yeryüzünden silip götürse bu ülke için bir lütuf olurdu. | Open Subtitles | هو سيكون بركة لهذه البلاد إذا الفيضان يمسحهم من على وجه الأرض |
Barınaktaki göle genellikle birlikte gittiler. | TED | وكانا يذهبان عادة إلى بركة صغيرة في المأوى. |
Soğuk bir gündü ve havuz partisi vermiştik, unuttun mu? | Open Subtitles | لقد كان يوم بارد , وحفلة بركة السباحة أتتذكرين .. |
Komşularımız havuz yaptırdı bu ara orada çok vakit geçirdi. | Open Subtitles | حسنا الجيران لديهم بركة وهو يمضي الكثير من الوقت هناك |
Sanki durgun bir havuz içinde yaşıyor gibiydim ve kanser beni daha büyük denizden ayıran kaya parçasını dinamitledi. | TED | كان كما لو كنت أعيش في بركة راكدة والسرطان فجر الصخرة التي تفصل بيني وبين البحر الأكبر |
Ben bir gölet isterdim ... içinde hindiler, tavuklar, tavşanlar, civcivler ve sülünlerin olduğu. | Open Subtitles | . . أتمنى بركة مليئة بالديك الرومي، الدجاج الأرانب، الفراخ، الظبي |
Sürü liderleri bir sonraki su birikintisine ulaşmak için ailelerine rehberlik ediyor. | Open Subtitles | تقود الرّئيسات عائلاتهنّ على طول متاهة من الآثار نحو بركة الماء المُقبلة |
Burnumu akıtan o vaftiz havuzuna iki kere kafamı sokmuştum. | TED | غمست رأسي ليس مرة واحدة، وإنما مرتين في بركة المعمودية التي تدفع إلى التمخط. |
Çünkü, yaklaşık 10.000 yıl önce, ...Kaliforniya' da yerden sızıp, ... doğal olarak oluşan bir katran havuzunda gezindi. | Open Subtitles | لأنه مما يقارب ال١٠ آلاف عامٍ مضت، غرق هذا الحيوان في بركة من القطران الطبيعي المتسرب من أراضي كاليفورنيا |
Diğerlerinden gelen ufak yardımlar da senin için bir lütuf olabilir. | Open Subtitles | مساعدة صغيرة من الآخرين قد تكون بركة عظيمة |
Hayır, Henry'le göle kaymaya gitti. | Open Subtitles | لا , هي هي ذهب للتزلج مع هنري في بركة ميلر |
Benim çocukluğum bir gölette geçti ve her kış gider buzda kayardık. | Open Subtitles | عندما كنتُ طفلاً ترعرعتَ بجوار بركة. وكنّا نتزلج علي الجليد كل شتاء. |
Ve Zayday de merdivenlerden falan düşürse ya da havuzda boğulursa, ve sen de yeniden Kappa'nın bir numaralı sürtüğü olursun. | Open Subtitles | وعندما تقوم زايداي بإرتكاب سلسلة من الأخطاء أو تغرق في بركة التحكم فمن ثم ستُضاجع من جديد عاهرة منزل كابا الأولى |
Collect Pond'u ve akıntıları sayısallaştırabiliyoruz ve şehrin bugünkü coğrafyasında aslında nerede olduklarını görebiliyoruz. | TED | نستطيع أن نرقمن بركة كولكت والجداول المائية، و نستطيع أن نرى بدقة موقعها الجغرافي في المدينة اليوم. |
Ya da "Teyzem bana kuzeninin nehrin diğer tarafında..." "...su birikintisi bulduğunu söyledi." | Open Subtitles | وقالت عمتي أن ابن عمها وجد بركة ماء بالجانب الآخر من هذا النهر. |
Veliaht Prenses beni ararsa ona Bo Yong gölü'nde bekleyeceğimi söyleyin. | Open Subtitles | ان طلبتنى وليه العهد لاحقا فاخبريها انى انتظر بجانب بركة الزنبق |
Instantanium, depolama havuzunun zeminini çatlatmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أن الأستانتينيوم قد كسر قاعدة بركة التخزين |
Biraz kariyer yapıp ödül kazanırsan belki kendine daha büyük bir göl bulabilirsin. | Open Subtitles | كوّني نفسك وفوزي بجوائز واعثـُري على بركة أكبر ربما |
gölde... Olanın bir kaza olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | في بركة التزحلق , انا لست متأكد ان ما حدث كان حادثاً |