"بشرف" - Traduction Arabe en Turc

• onurlu
• onuruyla
• onurla
• şerefine
• onur
• onuru
• şerefli
• şerefle
• onurunu
• onuruna
• şerefinle
• onurumla
• şerefini
• şerefiyle
• adil

Bu yüzden sana hak ettiğinden daha onurlu bir ölüm bahşediyorum.
هذا هو السبب في اكثر من الموت بشرف اكثر مما تستحق

Bu özel savaş, onurlu bir ölümle noktalandı.
هذه الحرب العسكرية حقا انتهت نهاية بالموت بشرف

Ağabeyin büyük ve asil bir dövüşçüydü sonunu onuruyla karşıladı.
شقيقك كان مقاتل عظيم ونبيل وقد لاقى نهايته بشرف

onurlu imparatorluk ordusunun bir üyesi olarak onurla savaşacağınıza güveniyorum.
كأعضاء ضمن الجيش الإمبراطوري العظيم، أثق بأنكم ستقاتلون بشرف

Mahkemeyi konuşmalarınızı duyabilmesi şerefine nail eder miydiniz?
هل يمكنك أن تسمح لنا بشرف مشاركة المحكمة بالطرفة؟

Tanışmaktan büyük onur duyduğum bu güzel, kötü muamelede bulunulmuş insanları düşünmeden geçirdiğim tek gün dahi yok.
لا يمر يوم دون أن أفكر بهؤلاء الناس الجميلين المهانين الذين حظيت بشرف كبير لالتقائي بهم.

NTS'in onuru için... hayır bu iş doğrudan Kore'nin onurunu ilgilendiriyor.
هذا يتعلق بشرف إن, تى ,إس بل يتعلق بشرف جمهورية كوريا

Bu yüzden onu öldürmeliydim, ama bunu şerefli bir şekilde yapmak istedim.
لذا وجب على قتله و لكنى أردت أن أفعلها بشرف

Görünüşe göre Irak savaşı sırasında ordudan şerefle terhis edilmiş.
يبدو أنه تم طردها بشرف من الجيش خلال حرب العراق.

Başkan Roosevelt beş inanılmaz alet onuruna bugünü ulusal tatil günü ilan etti.
الرّئيس روزفيلت أعلنَ اليوم عطلة رسمية. . بشرف هؤلاء الأجهزة الخمسة الذين سمعنا عنهم

Babamın ordusu için savaştan alınmışsanız, onurlu davranmanız gerekiyor.
لو اعتقلت في معركة من قبل جيش والدي لعوملت بشرف

Bence onurlu davranıp, park yerimi geri vermelisin.
أظن أنه عليك التصرف بشرف وإعادة مكاني لي

Shan'auc'un öldüğünden daha büyük bir onurla öldüklerine eminim.
أنا متأكد أنهم متاتو بشرف أكثر من شاناك

Sizin olağanüstü işiniz olmasa sizinle görüşme şerefine nail olamayacaktım.
بدون عملك المدهش، لم أكن لأحظى بشرف التعرف عليك.

Turnuva galibi onur, hayır, ayrıcalık kazanıp, sevimli Prenses Fiona'yı korkunç ejderhanın esaretinden kurtaracak.
وذلك البطل سيحظى بشرف.. لا، لا، بمتعة أن يذهب وينقذ الأميرة الجميلة فيونا

Ama eğer ailesi varsa, görevi sırasında onuru ve cesaretiyle öldüğünü bilmeliler.
و لكن إن كانت له عائلة ، فأرجو أن يعلموا أنه قد مات بشجاعة و بشرف فى سبيل الواجب

Alman haber kameramanı, Yahudilerin en sonunda ekmeklerini kazanmak için şerefli bir şekilde çalıştıklarını halkına gösterebilecekti.
كانت كاميرات الدعاية الألمانية تصور للناس فى الوطن أن اليهود قد اصبحوا أخيراً يعملون بشرف ليستحقوا خبزهم اليومى

Bu şerefle onurlandırıldığınız için şanslısınız ve görevinizi hakkıyla yerine getireceksiniz, yoksa tanrılar şahidim olsun, hayatınızı cehenneme çeviririm.
يمكنكم أن تشعروا بالفخر و أن تأدوا عملكم بشرف شرف؟

Senin görevin, sarsılmaz bir sadakatle... tanrının gelini kutsal kilisenin, lekesiz onurunu... koruyup kollamaktır.
هو لك، مرتديًا وشائج الإخلاص الراسخة لتحافظ وتحمي بشرف لا يشوبه شائبة

Bir kere kayalım, sonra Kuzey Kutbu'na gideceğiz. Hava bükücüler onuruna.
جولة واحدة, وننطلق إلى القطب الجنوبي أقسم بشرف مُخضعي الهواء

Kazayla bizzat aşırı doz insülin alıp hemencecik öleceksen ama bari şerefinle öl.
أنت ستأخذ جرعة زائدة غير مقصودة من الأنسولين خاصتك، وتموت فحسب ولكن افعلها بشرف.

Eğer bu şekilde sona erecekse onurumla gitmek istiyorum.
إن كانت هذه النهاية، فأود الموت بشرف..

Kilisenin kalemi ziyaret etme şerefini neye borçluyum?
لماذا أدين بشرف زيارة الكنيسة إلي قلعتي؟

Tutuklamayı George Mateo'ya ihale eder onu şerefiyle toprağa gömer sonra da bana ne yapacağına karar verirsin.
يمكنك أن تأخذ مكافأة إعتقال ماثيو إلى جورج وتدفنه بشرف ودع الأمور الباقية لي

Bunu söylemekten nefret ediyorum. Bu adamların adil oynayacağını sanmıyorum.
أكره أن اخبرك بهذا ، لا اعتقد أن هؤلاء الرجال سيقاتلون بشرف