Şimdi size özel bir grupla ilgili -en iyi bilim insanlarıyla ilgili- yayınlanmış ve incelenmiş verileri sunmak istiyorum. | TED | ولكن دعوني أبين لكم بعض البيانات.. التي تم دراساتها بشكل جيد ونشرها .. ..حول مجموعة خاصة وتضم أكبر العلماء. |
Onlara olasılıklar üzerine para ödendiği için bunun tersi de oldukça iyi çalışıyor. | TED | وقد اتضح أنه، ولأنهم يتقاضون أجرهم احتماليا، فهو يعمل بشكل جيد جدا عكسيا. |
Ve 7 aylık tasarlanan ömrü için bu görevi çok iyi yaptı. | TED | وقد فعل ذلك بشكل جيد طوال مدة حياته المقرَّرة وهي سبعة أشهر. |
Doğru düzgün iyileşmezse o Güzel atleti bir daha giyemezsin. | Open Subtitles | اذا لم تعالجي بشكل جيد لن ترتدي هذه البذلة ثانية |
Bağlanmak konusunda kafayı yemek yapacağın tek şeydi ama onu bile düzgün yapamıyorsun! | Open Subtitles | الفزع من الالتزام هو الشيء الوحيد الذي يمكنك فعله ولم تفعله بشكل جيد |
Müteahhitleri tanıyan bir arkadaşım, ne kadar Güzel inşaa edildiğinden bahsediyordu. | Open Subtitles | صديق لي، يعرّف المقاولين أخبرني كم أن البناية مبنّية بشكل جيد |
Dışadönüklülük ve uyumluluğun ikisi de başkalarıyla iyi çalışabilmeyi iletir. | TED | ويفضي كل من الانبساط والقبول للعمل بشكل جيد مع الناس. |
Kaliforniya'da, ABD'de, Çin'de bu değişiklikler çok iyi kabul edildi. | TED | في كاليفورنيا، الولايات المتحدة والصين هذه التغييرات مقبولة بشكل جيد. |
İyi öğretmenleri fark edip, onlardan kullandıkları teknikleri öğrenme şansı veriyor. | TED | ويسمح لنا بمعرفة من يعمل بشكل جيد, لدعوتهم, لنتعرف على تقنياتهم. |
bütün oylar bütün bağımsız nabız yoklamaları gösteriyor ki ben seçileceğim çok iyi şimdi birkaç söz vermeye çalışabilirim | Open Subtitles | فى الحصول على الأصوات الزائفة وكل استطلاعات الرأي المستقلة والمعارضة تشير إلى أننى سأوفق فى الانتخابات بشكل جيد للغاية |
Daha iyi bir plan yap, Jake. Bu hiç bir işe yaramadı. | Open Subtitles | أفضل التفكير بخطة جديدة، جيك هذه الواحدة لا تعمل بشكل جيد جدا |
Sana karşı kendime dikkat etmem gerekecek, çünkü, ee, insanları oldukça iyi tanıyorsunuz. | Open Subtitles | لابد ان اكون حريصا مع نفسى امامك 'لأنك تفهم الناس بشكل جيد جدا |
Bu senin suflelerine benziyor. Eğer düzgün yapmazsak, felaket olabilir. | Open Subtitles | إنه مثل سمنتك إذا لم تفعليه بشكل جيد فستكون كارثة |
Ve diğerinin de omuz eklemlerinden birinde artirit var, b,lirsiniz, düzgün çalışmıyor, dolayısıyla şu şekilde yürüyor, ve biz diğer kolu, bilirsiniz, şu şekilde hareket ettirebiliyoruz. | TED | و الأخرى لديها مفصل معطل و لا يعمل بشكل جيد و لذلك فإنها تسير هكذا و نستطيع تحريك الذراع بهذه الطريقة |
Unutma ki hem genç, hem de yakışıklı bir delikanlısın bir de düzgün giyinsen... | Open Subtitles | عليك أن لا تنسى في هذه اللحظة أنك مازلت شابا و بأنك وسيمٌ كذلك لو لبست بشكل جيد هل تفهم ما أعنيه الآن ؟ |
Dışarıdan düzgün görünüyorlar ama içleri deforme. | Open Subtitles | يبدون بشكل جيد خارجيًا لكن دواخلهم مشوهة |
O saçma, aptal kurallar sayesinde hayatlarımız bu kadar Güzel! | Open Subtitles | جنوني وقواعدي الغبية هي سبب معيشتنا بشكل جيد في حياتنا |
Durumumun ümitsizliğini kabul edemediğimi dün çok Güzel bir şeklide ifade ettim. | Open Subtitles | أنا اعمل بشكل جيد بكوني بحالة نكران بخصوص استحالة الآمال بـ حالتي |
düzgünce dans etmek için kollarını belime dolaman gerekiyor. Güzel. | Open Subtitles | يجب عليك أن تحيط خصري بيديك لتسير الأمور بشكل جيد |
Sera etkisi bir yüzyıldan uzun bir süredir iyice anlaşıldı. | TED | تأثير الاحتباس الحراري تم فهمها بشكل جيد لأكثر من قرن. |
Sizi burada yeterince iyi tedavi ediyoruz, değil mi, Marquis? | Open Subtitles | ,نحن نُعاملك هنا بشكل جيد أليس كذلك أيها المركيز؟ |
Her şey yolunda giderse rahip gibi geçen son gecemdir bu. | Open Subtitles | إذا جرى هذا الأمر بشكل جيد هذه أخر ليلة لي بالرهبنة |