Ve sizin hükümetinizle bir şekilde bağlı. Size diyorum, bunu deşmeme izin vermelisiniz. | Open Subtitles | و هناك أتصال بحكومتكَ ، أنصحكَ , أن تتركه يخرج ما بمكنونه بنفسه. |
Ben söyleyesiye kadar, koşmalarına izin vermeyin. | Open Subtitles | ابقى تلك الكلاب على المقود لا تتركه يذهب مالم اخبره بنعم |
Evet. Benim yeni hayvanım. Gitmesine izin vermeyin. | Open Subtitles | . نعم ، إنه حيوانـي الجديد لا تتركه يذهب |
- bırak uyusun. Saat kaç? Sabahın 6'sı falan mı? | Open Subtitles | لم لا تتركه ينام كم الساعة السادسة صباحاً |
Bir daha ürün yetiştirecek olursan... işi küçük güzel bir kıza bırakma. | Open Subtitles | في المرة القادمة ستحصل على محصول أجود لا تتركه إلا شيء قليل منهُ. |
Bu işi geleneksel hukuk uygulayıcılarına bırakmak çok daha kolay olacaktır. | Open Subtitles | يمكن ان يكون اسهل بكثير ان تتركه بين يدي القانون المحلي |
Bisiklete binmesine izin vermeyin. Şüpheli bir mesaj aldı. | Open Subtitles | لا تتركه يركب الدراجة إنه يحمل رسالة مريبة |
Kazanmasına sen izin vermiyorsun. 40'ına kadar o kazanır. | Open Subtitles | لست تتركه يفوز، هو يفوز حتى تبلغ الأربعين |
Kendini olduğundan daha güçlüymüşsün gibi hissettirmesine izin verme. | Open Subtitles | لا تتركه يجعلك تعتقد انك أقسى مما أنت عليه |
Seni yenmesine izin veriyorsun. Bunu yapamazsın şampiyon. Hadi. | Open Subtitles | تتركه يضربك لا تستطيع فعل ذلك, يا بطل , هيا |
Seni yenmesine izin veriyorsun. Bunu yapamazsın şampiyon. Hadi. | Open Subtitles | تتركه يضربك لا تستطيع فعل ذلك, يا بطل , هيا |
Dostum, sakın baban hakkında bu şekilde konuşmasına izin verme. | Open Subtitles | ,يا رجل، لا تتركه يتحدّث عن أبّيك بهذه الطريقة. |
Silahını yok et. İyisi burada bırak. | Open Subtitles | اخفض سلاحك او من الافضل ان تتركه هنا ترجمـه الجـــزار |
Tek kelime etme. bırak, ne söylemesi gerekiyorsa söylesin, otur, dinle. | Open Subtitles | تتركه يقول ما لديه و تجلس مكانك و تتقبله |
Kız arkadaşını onunla yalnız bırakma, evcil hayvanını ondan uzak tut ve asla sana dokunmasına izin verme. | Open Subtitles | لا تتركه وحده أبدا مع امرأتك، و لا تسمح له بلمسك |
Onları evde bırakmak için oldukça güçlü bir teşvik, değil mi? | TED | إنه حافز قوي جدا أن تتركه في المنزل، اليس كذلك؟ |
Fakat şuna katılıyorum, son olarak arkanda bıraktığın şey insanların üzerinde bıraktığın etkidir. | Open Subtitles | أوافقك، أهم شيئ هو الانطباع الذي تتركه لدى الناس |
Leonard'ın öleceğine o kadar korkmuştun ki bir daha onu bırakamazsın. | Open Subtitles | لقد كنت مرعوباً أن لينارد سيموت لن تتركه أبداً. |
Onu yalnız bırakmanı kaç kere söylemem gerekli? O daha bir çocuk! | Open Subtitles | كم مرة يجب أن أخبرك بأن تتركه وشأنه؟ |
Çocuk yeterince şey gördü zaten. Onu niçin yalnız bırakmıyorsun? | Open Subtitles | رأى الشاب ما يكفيه بالفعل لماذا لا تتركه لحاله؟ |
Adamı orada bırakıp gitmeden önce ölüp ölmediğini kontrol etmiş miydiniz? | Open Subtitles | هل تفقدت إذا كان الشاب ميتا قبل أن تتركه هناك ؟ |
Onu o gezegende bırakmamalıydın. | Open Subtitles | أنت لم يكن عليك أن تتركه على الكوكب |
Sıcak bir günde güneşin altında bıraksan bile, erimez. | Open Subtitles | ويمكنك أيضاً أن تتركه في الشمس الحارة دون أن ينصهر |
Azarlanması için okulda bırakırsın ki başına ne geleceğini öğrensin! | Open Subtitles | تتركه في المدرسة لكي يعاقب وهو الشيئ الذي يستحقه |
Bu çukur da hayvanların onu rahat bırakmasını sağlayacak kadar derin. | Open Subtitles | وهذه الحفره عميقة بما يكفي .و الحيوانات سوف تتركه وشأنه |
- Onu bulduğun yere geri bırakmalısın. | Open Subtitles | كان يجب أن تتركه في المكان الذي وجدته فيه |
Seçeceğin yol seni yüzüstü bırakmaz yüzüstü bırakacak olan geride kalan yaşamındır. | Open Subtitles | الطريق الذى تختاره لا يدير حياتك ما يديرك هو الطريق الذى تتركه خلفك |