Her şeyin, şelaleden akan sular gibi, elinden akıp gitmesine izin verme. | Open Subtitles | لا تتركي الأمر يخرج عن السيطرة مثل تلك الشلالات هناك |
Sana kız arkadaşının bisikletini kahrolası garajın önünde bırakma demiştim. | Open Subtitles | فُلت لكي لا تتركي هذه الدراجه في هذا المدخل اللعين |
Kocanı ve bu korkunç evi terk etmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدكي أن تتركي زوجكي .و هذا البيت السيء |
Evet. Kardeşini hastane yatağında bırakıp gidecek bir insan değilsin sen. | Open Subtitles | أجل، ليست من طبيعتك أن تتركي أخاك على فراش المستشفى وترحلي |
Doğruyu söyleyip her şeyi oluruna bırakmak basit bir çözüm olabilirdi. | Open Subtitles | الحل البسيط هو قول الحقيقة و تتركي الأشياء تمشي كما تريد |
Sen her şeyi bana bırak. Ben her şeyi yaparım. Endişelenme. | Open Subtitles | سينجح، يجب أن تتركي لي الأمر كله سأجعل كل شئ يتحقق |
Buraya gelmemin tek sebebi sana Silver'ı rahat bırakmanı söylemek. | Open Subtitles | السبب الوحيد لمجيئي هنــا هو لأخبركـ أن تتركي سـلـفر وحدهـا |
Riya... bir yerlere varabilmek için, arkanda bir şeyler bırakmalısın. | Open Subtitles | ريا.. لتصلي الى مكان ما عليكي ان تتركي شيئأ خلفك |
Tedaviyi bana bırakman konusunda ısrar ediyorum. | Open Subtitles | انا يجب ان اصر علي ان تتركي امر المعالجه لي فقط |
Sen okulunu bırakmıyorsun ve bizde seni kesinlikle bir sirkte çalışmaya falan göndermiyoruz. | Open Subtitles | لن تتركي المدرسة و بالتأكيد لن نقرضك إلى السيرك |
Aptal polislerin gezmesine izin verdiniz ama benim asıl branşım fizik ve kimya. | Open Subtitles | لا بأس بكِ بأن تتركي الشرطة الأغبياء يدخلون، |
Tanrı aşkına kraliçem, can güvenliğiniz için ülkenin daha fazla endişelenmesine izin vermeyin. | Open Subtitles | حب بالله يا سيدتي , لا تتركي العناية بأرضكِ تكون معلقة في الميزان لوقت أطول |
Gargarensia'ya git ve erkeklerin hiçbirini hayatta bırakma! | Open Subtitles | إهجمي على جارجريسينيا و لا تتركي أي رجلِ حي |
Sen de pencereler kapalıyken arabanın içinde süt falan bırakma. | Open Subtitles | لا تتركي حليباً في السيارة والنوافذ مفتوحة |
Sen okulu terk edip gitmeden önce seni bir kere daha göreyim dedim. | Open Subtitles | اعتقدتِ أنني قد ألحق عليكِ قبل أن تتركي الجامعة للأبد و لن أراكِ مجدداً |
Jasper'ı terk etmek mi istiyorsun? Bütün bu olayları ona mı yıkmak istiyorsun? | Open Subtitles | أترغبين أن تتركي جاسبر يقوم بكل شيء لوحده؟ |
Bay Ferguson ve Rosalie Dr. Bessner'e yardım ederlerken hastanızı kamarada bırakıp silahı almaya gitmiş olabilirsiniz. | Open Subtitles | بينما السيد فيرغسون والآنسة روزالي يساعدون الدكتور بسنر كان من الممكن أن تتركي مريضتك فاقدة الوعي وتذهبي لأخذ المسدس |
Biliyor musun bazen topu o çılgın ihtiyara bırakmak daha akıllıcadır. | Open Subtitles | أتدرين، أحياناً من الحكمة أن تتركي الكرة للعجوز المجنون. |
- İstersen bir not bırak. | Open Subtitles | تفضلي بالدخول ، أتريدين أن تتركي له ملاحظة ؟ هنـاك ورق على مكتبـه |
Ve senin anne ve babanı bırakmanı istiyor ve o donmuş kara parçasına gitmeni ve orada evlenmenizi mi? | Open Subtitles | ويطلب منك أن تتركي أمك وأبيك؟ لتنضمي إليه في تلك القفار المتجمدة؟ |
Belki sadece denemeli ve geçmişi yalnız bırakmalısın. | Open Subtitles | ربما يجب أن تُحاولي أن تتركي الماضي وتنسيه |
Buralarda senin kadar fazla bulunmadım Kate, ama bunu, evdeki masanın üzerinde bırakman gerektiğine eminim. | Open Subtitles | أنا لم تكن موجودة تقريبا بقدر ما كنت، وكيت، ولكن أنا متأكد من أنك من المفترض أن تتركي هذا على الطاولة الليلة |
Ama bana hiçbir seçenek bırakmıyorsun. | Open Subtitles | مثل أبنة لي ولكنك لم تتركي أمامي خيار |
Pekâlâ, tatlım. Her şeyi masada bırakabilirsin. | Open Subtitles | حسناً حبيبتي، يمكنك أن تتركي كل شيء على المنضدة. |
Hiçbir ayrıntıyı atlama. Her şeyi bilmek istiyorum. | Open Subtitles | ولا تتركي أي تفاصيل، أريد أن أعرف كل شيء |
Peki, sen y... sen sadece, öyle, ellediğin parçayı bırakamazsın. | Open Subtitles | .. لا يمكنك لايمكنك فقط ان تتركي القطعة التي لمستها |
Çok iyi, bana seçenek bırakmadınız. | Open Subtitles | جيد جدا ، لم تتركي لي آي خيار |
Sen burada bekle. Buradan ayrılma. | Open Subtitles | انتظري هنا لا تتركي هذا المكان |