Yani,olur da gidersek burda ve buranın altında olan şeyleri öylece bırakacağımız için. | Open Subtitles | هذا إذا أمكننا أن نترك جراندفيو ونحن نعلم عن هذا المكان وما تحته |
Adın hemen onunkinin altında ve yanlışlıkla seni aramış olmalıyım. | Open Subtitles | اسمك يأتي تحته مباشرة حتماً نقرت رقمك عن طريق الخطأ |
altında kötü bir gün geçiren roketten uzaklaşmasını istiyorsunuz. | TED | تريد أن تبتعد الكبسولة عن الصاروخ الذي عانى يوماً سيئاً تحته. |
altına odunları yığdık, ...sonra da onu kemiklerine değin yaktık. | Open Subtitles | وكدسنا خشباً تحته وبعد ذلك قمنا بحرق اللحم من عظامه |
Erkenden buraya geldiğini söylerdi... ve altına oturup şiirler yazarmış. | Open Subtitles | قالتْ بأنّها كَانتْ تُصبحُ هنا مبكراً... ويَجْلسُ تحته ويَكْتبُ القصائدَ. |
- Tüm bina ve altındaki bütün mineral hakları her şeyi bizim olmalı. | Open Subtitles | كيف نفعل ذلك؟ علينا إمتلاك المبنى بأكمله، وكلّ شيءٍ تحته وكلّ حقوق المعادن. |
Örneğin derimiz, altından kan akarken rengini çok hafif değiştirir. | TED | جلودنا على سبيل المثال تتغير ألوانها قليلاً جداً عندما يتدفق الدم تحته. |
Bu görüntü için bir kamera uçurdular, altında SLR'la beş kilo ağırlığında bir cihaz. | TED | فبالنسبة لهذه الصورة، قاموا بالتحليق بالكاميرا، جهاز وزنه خمسة كيلوجرام مع كاميرا عاكسة مفردة العدسة تحته. |
Evet, ben de. altında dururken, asla havaya ateş etme. | Open Subtitles | وأنا أيضاً، وهو الا تطلق النار في الهواء، وأنت واقف تحته. |
Onun altında yerde uzandığınızı gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيتك مستلقية تحته على أرض غرفة المؤن |
Rüyamda yüzümdeki deriyi yırttığımı ve altında başka birinin olduğunu gördüm. | Open Subtitles | حَلمتُ أنا مزّقتُ كُلّ الجلد مِنْ وجهِي وكَانَ هناك شخص آخر تحته. |
Ve sonra yatağına girerdin, altında ben olduğumdan korkarak. | Open Subtitles | ثم تقفز في سريرك خائف كثيرا انني ساكون تحته |
Nasıl bir baskı altında kalmıştım.... ...bilemezsin! | Open Subtitles | ؟ أنت لاتعلم ماهو نوع الضغط الذي كنت تحته |
Yüzen bir parça, yavru balıkların altında saklanabileceği bir tür sığınak görevi görebilir. | Open Subtitles | أي قطعة حطام طافية يمكن أن تصبح مأوىً لتختبىء الأسماك الصغيرة تحته. |
Kitabın eski sahibinin altına çizdiği bir yer. | Open Subtitles | هنا شيئ قد وضع مالك الكتاب السابق خطاً تحته |
altına bir kova koy ve inekmiş gibi davran. | Open Subtitles | إجلسْ تحته و مَعك سطل و أتظاهر بأنّه بقرة. |
Vücudumu biraz sarıyor ama sebebi altına koruma yeleği giymemiz... | Open Subtitles | إنه إضطراري , قياس كبير لأن تحته صدرية واقية |
Başımın ön kısmının tamamı yarılmış, deri geriye doğru açılmış, altındaki kafatası açığa çıkmıştı. | TED | رأسي كان فيه جرح مفتوح عبرالجبهة ، بجلد مشدود نحو الخلف ، كاشفاً الجمجمة تحته. |
- altındaki tünellerin içinden çıkmak imkansız. - O zaman tek bir şansımız var beyler. | Open Subtitles | ـ تحته متاهة من الأنفق ـ حسناً, بلا شك أيها السادة |
Sıcak tutması için altından bu lanet olası hırkayı giymek zorundayım. | Open Subtitles | يجب أن أرتدي هذه البلوزة اللعينة تحته لكي أكون دافئ |
İnan bana, onun Altındakini hiç görmek istemiyorum. | Open Subtitles | صدقيني فأنا لا أريد أن أرى الكتابة الموجود تحته |
Sydney'nin bu 9 katlı binanın çatı katında... durduğu sırada 3 kat aşağıda ise bir kavga çıkmıştı. | Open Subtitles | في نفس الوقت الذي وقف فيه سيدني على سطح المبنى ذو التسع طوابق بدأ شجار تحته بثلاثة طوابق |
Evet, Empire State Binası'nın altındayız. Daha önceden çözmüştüm. | Open Subtitles | أجل, مبنى الآمباير ستايت, نحنُ تحته لقد عرفتُ ذلك من قبل |
Çünkü altlarında birbiriyle etkileşim içinde olan koca bir sisteme ihtiyaç duyarlar. | Open Subtitles | لأنهم يحتاجون، أن يحدث تحته نظام كامل من التفاعلات. |