Bu da bir soruna yol açtı. Çünkü ultraviyole ışık cilde zarar verebilse de aynı zamanda önemli bir faydası da vardır. | TED | وقد شكّل هذا مشكلة لأنه على الرغم من أن الأشعة فوق البنفسجية قد تدمر البشرة، إلا أنها تمتلك منافع مهمة ومماثلة كذلك. |
Çünkü çiğ et yiyorsun, küvete sıçıyorsun ve her şeyi mahvediyorsun. | Open Subtitles | لانك تأكل اللحم الني وتتغوط في الحوض وانت تدمر كل شيء |
Katilleri tekrar sokağa gönderen bu çökük yasal sistemi korumak için kendi hayatını mahvetme riskini? | Open Subtitles | تجازف في انك تدمر حياتك مشان تحمي نظام فاسد قانون بيرجع القتلة للشوارع؟ |
Harika Conrad, ev battı, parti mahvoldu ve şimdi de Lewins gitti. | Open Subtitles | هذا رائع يا كونراد المنزل بأكمله تدمر الحفلة ستفسد، ونيفينز ذهب |
Tek bir düşüncen var, babamın yaptığı her şeyi mahvetmek! | Open Subtitles | إن لديك فكرة واحدة فقط أن تحطم و تدمر كل ما فعله أبى |
İlaçlar kafandakini tedavi ederken, pankreasını mahvediyor. | Open Subtitles | الأدوية تعالج ما برأسك لكن تدمر البنكرياس |
Antikorlar, sistemi tehdit eden bakteri ya da öteki yabancı saldırganları yok ediyor. | Open Subtitles | الاجسام المضاده تدمر البكتريا او اى اجسام غريبه تهدد النظام |
Kötü bir olayın tüm yaşamını mahvetmesine izin veremezsin. | Open Subtitles | لا تسمحي لهذه الصدمة العنيفة أن تدمر حياتك |
Gördüğümüz sahneler aynıydı: binaları yerle bir eden bombalar, kaos, tahribat ve bağırıp kaçışan insanlar. | TED | رأينا كلنا هذه المشاهد : من قنابل تدمر المباني، فوضى عارمة، و دمار في كل مكان وأناس يركضون ويصرخون. |
Eğer ödeme zamanında yapılmazsa bu şirketimizi mahveder. | Open Subtitles | إن لم تصعد هذه الشحنة في وقتها سوف تدمر هذه الشركة |
Sadece bisikletin gerçek sahibi bisikletin zarar görmesindense, başka birisine verilmesini tercih eder. | Open Subtitles | فقط صاحب الدراجه الحقيقي سيفضل ان يعطيها لشخص اخر من ان يراها تدمر |
Çok büyüyüp çok tüketen toplumlar kendi kendilerine zarar veriyorlar. | Open Subtitles | الحضارات التي تعاظمت ..واستهلكت الكثير تدمر الأنظمة التي تدعم حياتها |
İnsanları, onların ailesi olduğuna inandırıyorsun, sonra da terk edip hayatlarını mahvediyorsun. | Open Subtitles | تجعل الناس تظنك أحد أفراد عائلتها ثم تهجرهم و تدمر حياتهم |
Çekil başımdan. Şu anda gecemi mahvediyorsun. | Open Subtitles | اخرج من رأسي انت تدمر ما يدور فى خيالى الأن |
Sen 16 yaşındasın, kendini mahvetme, Giancarlo, hayatını mahvetme. | Open Subtitles | أنت ما زلت فى السادسة عشر لا تدمر حياتك,كارلو لا تدمر حياتك |
Dışarıya ne yaptığınıza bir bakın. Mahallenin yarısı mahvoldu. | Open Subtitles | ألقوا نظرة على ما فعلتم بالخارج، نصف الحي تدمر |
Neden devamlı her şeyi mahvetmek istiyorsun biliyor musun? | Open Subtitles | أنت تعرف لأنني أريد دائما أن تدمر كل شيء؟ |
Sadece senin hayatını mahvetmekle kalmıyor diğerlerininkileri de mahvediyor. | Open Subtitles | هي ليست تدمر حياتك فقط هي تدمر حياة الجميع |
Kırılıyorum, çünkü bu kendime olan son saygı kırıntılarını da yok ediyor. | Open Subtitles | اكره هذا لأنك تدمر ما تبقى لي من ثقتي بنفسي |
"Kızımın, onu geçindiremeyecek amele bir çiftçiyle evlenip hayatını mahvetmesine izin vermem." | Open Subtitles | لن أدع أبنتي تدمر حياتها بالزواج من مزارع فاشل لايمكن أن يؤمن لها مستقبلها |
Ve bu aileyle hareket ederek ailenin her ümidini yerle bir ediyorsun. | Open Subtitles | وأنت تدمر أي امل لهذه الأسره ليحصلوا على أب مرة أخرى |
Bu sınırları aşmak olur ve sizi de mahveder. | Open Subtitles | هو عبور خط أونكروسابل، وأنها سوف تدمر لك. |
Bu, muhtemelen internetteki en berbat arama sonucu. Z jenerasyonu ise hapı yutmuş. | TED | ولعل أكثر نتائج البحث بشاعة على الإنترنت هو أن جيل زد قد تدمر. |
Bu hikaye senin geleceğini mahvedebilir... ve bende bunun olmasına izin veremem. | Open Subtitles | هذه القصة من الممكن أن تدمر حياتك و انا لن أسمح بذلك |
Çok klasik; eğer takımın kalbinin kalbini kırarsan, takımı da imha edersin. | Open Subtitles | للفوز بالمحليات عليك أن تدمر القلب لقلب الفريق ومن ثم ستدمر الفريق |
Yalan söylediğim ayarttığım ve terk ettiğim kızlardan biri hayatımı mahvetmeye çalışıyor. | Open Subtitles | كذبت عليها وأغريتها ومن ثم هجرتها تحاول أن تدمر حياتي |
Güneşten gelen UV ışınları zararlı patojenlerin DNA'sını yok eder ve suyu temizler. | TED | الأشعة فوق البنفسجية من الشمس تدمر الحمض النووي للملوثات و مسببات الأمراض و تنظف المياه. |