Frasier, çocuk çok muhteşem, insan her yerini yemek istiyor. görmedin mi daha onu? | Open Subtitles | الفتى مذهل، يجعلك تريد ان تأكله، الم تره بعد؟ |
Ruhların söylemeye çalıştığı buydu. Sen onu görmedin, değil mi? | Open Subtitles | هذا ما كانت الأرواح تحاول إخبارنا به أنت لم تره , صحيح؟ |
görmediğin şey ise tepe tarafında bir mağaralar sistemi bulmuş olmamız. | Open Subtitles | ما لم تره أننا وجدنا شبكة من الأنفاق في جهة التلال |
Onu 4 yılı aşkın süredir görmediğini söylüyor ama belki e-postalaşmışlardır. | Open Subtitles | قالت إنها لم تره منذ 4 سنين، لكن ربما يتراسلان إلكترونيًا. |
Brighton'da erkek kardeşi var ve onu 5 yıldır görmemiş. | Open Subtitles | لديها أخ في برايتون و لم تره منذ خمس سنوات |
Yani neredeyse 25 yıldır onu görmediniz ama kayıp olduğunu da bildirmediniz. Neden? | Open Subtitles | إذن أنت لمْ تره منذ ما يقرب من 25 عاماً، لكنّك لمْ تُبلّغ عن فقدانه. |
Altı ay sonra, John'ın yerini yetkililere bildirdi ve onu bir daha görmedi. | Open Subtitles | لم تره ابدا مرة اخري انتهت من تاليف كتاب |
O adamı hiçbir neden yokken döverek öldürdüğünü görmedin mi? | Open Subtitles | ألمّ تره يبرحُ رجلاً حتى الموت من أجل لاشيء؟ |
Onu görmedin. Eli ayağı birbirine karışmıştı. | Open Subtitles | أنت لم تره ، لقد كان كغزال ظهر فجأة أمام مصابيح السيارة |
Yine de elinde bir taş vardı ve sana vurana dek onu görmedin. | Open Subtitles | ورغم ذلك كان يحمل حجر الذي لم تره حتى ضربك به |
Hayır, sen ouyumaya gittikten sonra onu görmedin, tamam mı? | Open Subtitles | لا ، لم تره أنت بعدما ذهبت للنوم حسنا ؟ |
- Demek onu daha önce hiç görmedin, öyle mi? | Open Subtitles | اذن فأنت لم تره ابداً من قبل، ها؟ |
16 yaşından beri görmediğin birine duyduğun güvenle etkilendim babalık. | Open Subtitles | أَنا مُتَحَرّكُ بإيمانِكَ في شخص ما أنت لم تره منذ كَانَ بعمر 16 سنةً، ياأبي |
Ya daha önce hiç görmediğin ama, tasarladığın ya da düşlediğin bir şey olsaydı? | Open Subtitles | ماذا لو كان شيئاً لم تره من قبل ولكن فكرت به أو تخيلته؟ |
Şu anda annesiyle yaşıyor. Dünden beri onu görmediğini söylemiş. | Open Subtitles | حاليا يسـكن مع والدته التي ادعت أنها لم تره الليلة الماضية |
Onu yıllardır görmediğini biliyorum ama birbiriniz için ne kadar önemli olduğunuzu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك لم تره لسنوات لكن أعلم كم تعنيان لبعضكم البعض |
Dedem 7 yaşındayken onu bırakmış ve 14 yaşına kadar onu hiç görmemiş. | TED | تركت جدي عندما كانت في السابعة ولم تره مجدداً حتى أصبحت 14. |
Cinayetin olduğu akşam saat 8'de onu görmediniz mi? | Open Subtitles | لم تره الساعة 8 مساء الليلة قبل الجريمة؟ |
Ailesi dahi görmedi. Tabutu mühürlü. | Open Subtitles | حتى عائلته لم تره لقد تم الابحار بالتابوت |
İki yıl içinde Amerikalıların daha önce hiç görmediği ve tatmadığı bir yoğurdu piyasaya süreceğiz. | TED | خلال سنتين، سننتج هنا زبادي لم تره أميركا قط ولم تتذوق مثله أبدًا. |
Bunu daha önce de gördün değil mi, ihtiyar? | Open Subtitles | ايها العجوز, هل رأيت ذلك من قبل, الم تره من قبل؟ |
Eğer Jeremy dönüşümü görmediğine ikna olursa eğer o odadan canlı çıkartabilirse, çıkartacaktır. | Open Subtitles | إذا جيريمي مقتنع بأن لم تره يتحول إذا كان يمكن الوصول تلك الغرفة أنهاعلى قيد الحياة، وقال انه سوف |
Onu uzun zamandır görmüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أجل، لكن لم تره في الأرجاء منذ وقت طويل، أليس كذلك؟ |
Onu da mı izlemedin? | Open Subtitles | ألم تره من قبل؟ |
Sir Roderick'in gözleri görmüyordu ve kızı Bayan Norma da babasını beş yaşından beri görmemişti. | Open Subtitles | و كذلك فقد السيد رودريك بصره ، و إبنته الآنسة نورما لم تره منذ أن كانت في الخامسة من عمرها |
Bu kuşku, göremediğin şeyleri kovalama duygusu ile birlikte gelir. | Open Subtitles | الشك الذي يأتيك من مطاردة شيء لم تره أبداً |