"تطلبين" - Traduction Arabe en Turc

• istiyorsun
• istiyorsunuz
• benden
• istediğini
• soruyorsun
• sipariş
• istersen
• istemiyorsun
• teklif
• istedin
• söylüyorsun
• istersin
• istediğin
• istemek
• istiyorsan

Yani onu muayene etmesi için Naday'i buraya çağırmak istiyorsun.
اذا انتي تطلبين ان نجلب د.ناداي هنا لاختبار حاله تشارلي؟

Orada acı çeken adamın yalan söylemesine izin vermemi istiyorsun.
و انتِ تطلبين مني ان اترك مريضاً يئن من الألم

Yalnızca bir umut uğruna İmparatorluk yerleşkesini istila etmemizi mi istiyorsun?
تطلبين منّا غزو منشأة إمبراطورية بناءً على لا شيء سوى الأمل؟

Sizin için aslında var olmayan bir pozisyon yaratmamızı mı istiyorsunuz?
هل تطلبين منا إختراع وظيفة لكِ ، ليس لها وجود ؟

benden bir iyilik istiyorsun, ve bütün işime mani oluyorsun.
أقصد أنك تطلبين مني معروفاً ولكنك تتدخلين في شؤوني الخاصة

Bir tanığı ayartmaktan daha iyi olmayan bir şey yapmamı istiyorsun.
انت تطلبين منى عمل شئ ليست اكثر من رشوة شاهد

Sen ailemin ölümsüzlüğünü çalmak, köleler ve hayvanlar gibi, vücutlarının çürümesine izin vermemi istiyorsun.
أنت تطلبين أن أسرق الخلود من والداى ؟ و أن أترك جثتيهما تتعفنا فى العدم مثل جثث العبيد و الحيوانات ؟

Seni tanımamı istiyorsun. Başarıyorsun.
تطلبين مني الإعتراف بكِ تفعلين ذلك بشكل جيد ، عيناكِ دامعتان

Hayatımı tehlikeye atmamı istiyorsun. Ben ne alacağım?
أنت تطلبين مني أن أنهي حياتي وعلى ماذا سأحصل ؟

- 25.000 istiyorsun. Kendini kötü hissetmeni istemiyorum.
أنتي تطلبين مني 25 ألف دولار, لا أريد أن تشعري بالحرج

Bence ondan çok şey istiyorsunuz, kendinizden de.
أعتقد أنك تطلبين منها أكبر من طاقتها، ومن نفسكِ أيضاً

Biliyorum, ama şimdi her şey değişti. Boşanmaktan söz ediyorsunuz. Nafaka ödemesi, çocuk desteği istiyorsunuz.
كل شيئ تغير الآن , تتكلمين عن الطلاق, تطلبين أقساط النفقة و نفقات الطفلة و حضانتها

benden istediğin için minnettarım ama sahne alma işi biraz zor.
أقــدِّر أنك تطلبين منك ذلك لكن لا أدري حول تأدية أغنيــة

Ve birine arabadan inmek istediğini söylediğini duydum.
سمعتك تطلبين من شخص ما أن يخرجك من السيارة

Hep bunu soruyorsun. Her seferinde aynı şey.
أنتِ دائما تطلبين ذلك انه نفس الامر كل مرة

- Sanırım bu şeyleri haftalar önceden sipariş etmek zorundasınız, değil mi?
أفترض أنك تطلبين هذه الأشياء قبل أسبوع أليس كذلك ؟

Eğer sürpriz parti istersen, gerçekte bu bir sürpriz olmaz.
انها لا تنفع بهذه الطريقة. اذا كنتي تطلبين حفلة مفاجئة

Kaveri, Neden Mohan'dan burada Kalmasını istemiyorsun?
كافيرى. لماذا لا تطلبين من موهان البقاء هنا؟

Bana mafyayı kazıklamayı teklif ediyorsun.
انت تطلبين منى ان اساعدك فى ان تخدعى المافيا

Sadece çok çaresiz bir durumda olduğun için benden Sammy'ye bakmamı istedin.
والسبب الوحيد الذى جعلك تطلبين منى مراعاة سامى هو يأسك

Ona dans etme şansı verdik. Ama sen dans etmemesini söylüyorsun.
. لديه الفرصه ليرقص . الآن ، أنتِ تطلبين منه أن لا يفعل

tamam, 2 Donat, 2 Yabanmersini muffi, 2 çikolatalı Cappucino, sen ne istersin?
اعطنى اثنين دونت بالسكر واثنين مافن بالتوت واثنين شوكولاته مخفوقه وانت ماذا تطلبين

Solak birinden sağ eliyle atmasını istemek gibi.
الأمر يبدو كما لو أنكِ تطلبين من شخص أعسر أن يُصبح أيمن

Üzgünüm bebek, ama hayatım için sana yalvarmamı istiyorsan...
آسف عزيزتي, لكن ان كنت تطلبين مني أن أتوسل لحياتي