"تعبث" - Traduction Arabe en Turc

    • dalga
        
    • uğraşma
        
    • bulaşma
        
    • oynama
        
    • taşak
        
    • uğraşıyorsun
        
    • kafa
        
    • bulaşmak
        
    • oynuyorsun
        
    • uğraşıyor
        
    • berbat
        
    • kazık
        
    • alay
        
    • oynuyor
        
    • karıştırıyorsun
        
    O çocuklarla dalga geçme demiştim. İşte sana tuzak kurmuşlar. Open Subtitles أخبرتك بألا تعبث مع هؤلاء الرجال الآن هم منتبهين إليك
    Benimle uğraşma pislik. Beni boş yere tutukladın! Open Subtitles لا تعبث معي ، أيّها الحقير قبضت عليّ بدون سبب
    Polis ailesine asla bulaşma, unutmazlar. Open Subtitles لا تعبث مع عائلات الشرطيين إتهم لا ينسون.
    Ondan çok hoşlanıyorum, bizimle oynama. Open Subtitles إنها أنا المولعة به بجنون لذلك لا تعبث معنا.
    Wendell, koridorda benimle taşak geçen sen miydin? Open Subtitles ويندل هل كان هذا أنت تعبث معى فى الصالة؟
    - Annenle böyle dalga geçmemelisin. - Başüstüne efendim, özür dilerim efendim. Open Subtitles ـ لا يجب أن تعبث مع والدتك هكذا ـ أجل، سيّدي، آسف
    Benimle dalga geçme Axel. Şimdi olmaz. Haydi, evine git. Open Subtitles "لا تعبث معي "أكسل ليس الآن ، إذهب إلى المنزل
    - Sakın hayalimle dalga geçme! Eğer bu işte varsan sorun yok, ama yoksa çekil karşımdan. Open Subtitles لا تعبث بخيالاتى إذا كنت تريد الخروج أغرب عن وجهى
    Boğa ile uğraşma delikanlı, yoksa payına boynuzları düşer. Open Subtitles لا تعبث مع الثور أيها الشاب . سيؤذيك بقرونه
    Bunlarla uğraşma, yoksa hiç rahat edemezsin. Open Subtitles حالما تعبث بهذه الأشياء لن تشعر بالراحة أبدا
    - İnsanları rahatsız etmeyi bırak, tilki. - Benimle uğraşma. Open Subtitles كفى ازعاجاً للناس ، يا مؤخرة الحكيم لا تعبث معي يا تانتــــــو
    Sevgilim CIA'ye bulaşma diyor. CIA, IRS ve motorcular. Open Subtitles صديقتي تقول لا تعبث مع السي آي إيه أو مع راكبي الدراجات البخارية.
    Patty, seni uyarıyorum. Bu gece bana bulaşma. Open Subtitles باتي ، وانا تحذير لكم ، لا تعبث معي هذا المساء.
    Benimle oyun oynama. Anında canına okurum. Open Subtitles لا تعبث معي يا صاح,سأركل طيزك بقسوة إلا أن تغطيه القذارة
    Benimle oyun oynama. Seni içeri tıkmak için mazarete ihtiyacım yok. Open Subtitles لا تعبث معى حول ذلك أنا لا أحتاج سببا لوضع مؤخرتك فى مقلاع
    Yanlış aileyle taşak geçiyorsun bok çuvalı! Open Subtitles أنت تعبث . مع العائلة الخاطئ . أنت قليلا من الهراء
    Dinle dostum, aklında ne var bilmiyorum ama yanlış kızla uğraşıyorsun. Open Subtitles أنصت، لا أعرف ما يجول بذهنك، لكنك تعبث مع الفتاة الخاطئة
    Bak, adamım, bu şapka gerçekten seninle kafa buluyor gibi. Open Subtitles إسمع، يا رجل، تلك القبعة تبدو مثل إنّها تعبث معك
    Bana bulaşmak istemezsin çünkü kıçına otu tıkarım. Open Subtitles انت لا تريد ان تعبث معى لاننى سوف اضرب خلفيتك
    O değil! Bunu uyduruyorsun! Benimle oynuyorsun! Open Subtitles إنها ليست هي ، أنت تختلق الأمر أنت تعبث معي
    Köpekbalıklarıyla uğraştı, şimdi de onlar bizimle uğraşıyor. Open Subtitles لقد عبثت مع القروش والآن القروش تعبث معنا
    50.000 ve berbat etme, benim zamanımı çalmayı bırak! Open Subtitles 50000و لا تعبث بوقف الخسارة الذي حدَّدته هذه المرَّة
    kazık atmaya çalıştığını öğrenirsem hapishanenin karanlık bir köşesine gidip saklansan iyi edersin. Open Subtitles وإن اكتشفت أنك تعبث معي من الأفضل أن تختبئ جيداً في هذا السجن
    Los Angeles'da üç tane, Phoenix'de de iki tane orospu benimle alay etmişti. Open Subtitles هناك ثلاث كلبات في لوس انجليس واثنان في فينيكس لذلك تعبث معي
    Ya silahın nerede olduğunu biliyor ve bizimle oynuyor ya da hiçbir fikri yok, bu durumda vakit kaybediyoruz. Open Subtitles إما أنها تعلم أين السلاح و تعبث بنا أو أنها ليس لديها أدنى فكرة و نحن نضيع وقتنا هنا
    Sen şu, beyaz ekmeksin. Ve çocuklarımın kafalarını karıştırıyorsun. Open Subtitles أنتِ الساقطة البيضاء التي تعبث بعقول أبنائي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus