Jacob'u sevdiğini biliyorum, fakat bu konuda karmaşık bir şeyler var. | Open Subtitles | أعرف أنكِ تحبين يعقوب لكن هناك بعض التفاصيل التي تعقد القضية |
Neden her zaman basit şeyleri karmaşık hale getirirsin? | Open Subtitles | لماذ تعقد ان هذه الأشياء دائما بسيطة جدا ؟ |
Okuldaki kızlarla takılmayı denedim ama bu sefer işler iyice karıştı. | Open Subtitles | انا حاولت ان امارس مع الفتيات في المدرسة لكن ذلك تعقد |
Ön duruşma yapılacak. Büyük ihtimalle yarın. | Open Subtitles | سوف تعقد جلسة استماع تمهيدية، ربما تكون غدا |
Lütfen durumu zorlaştırma, bu işe gerçekten ihtiyacım var. | Open Subtitles | لذلك أرجوك، لا تعقد الأمر فأنا بحاجةٍ إلى هذه الوظيفة |
Flaş onları daha fazla tutamam. | Open Subtitles | فلاش، وأنا لا يمكن أن تعقد لهم قبالة أطول من ذلك بكثير. |
Kapatmam gerek tatlım. Dış İşleri acil durum toplantısı yapacak. | Open Subtitles | علي أن أذهب حبيبي، لجنة العلاقات الخارجية تعقد جلسة طارئة |
Üzgünüm Sam, işler son konuştuğumuz günden çok daha karmaşık bir hâle geldi. | Open Subtitles | آسف يا سام.. لقد تعقد الأمر كثيرا منذ حديثنا الأخير |
Lanet olsun. Bu durum düşündüğümüzden daha da karmaşık. | Open Subtitles | اللعنة، يبدو أن الوضع قد تعقد أكثر مما نتصور |
Durum yıllar öncesinden bugüne biraz daha karmaşık bir hal aldı. | TED | .و قد تعقد الأمر أكثر منذ ذلك الحين |
- Sense ölü. - Bu çok karmaşık Rocco. | Open Subtitles | لكنك ستموت أنك تعقد الأمور يا روكو |
Sudan'a bir ambargo uygulandı ki bu sebeple de yasa dışı oldu, ve böylece de durumlar karıştı. | Open Subtitles | وكان هناك حظر عليها وهذا ما يجعلها غير شرعيه وبعد ذلك كل شئ تعقد |
Olay biraz karıştı. | Open Subtitles | تعقد الأمر قليلاَ |
Hukuk departmanındaki çocuklara göre... yapılacak en iyi şey, suçunu itiraf edip... mümkün olduğunca sessiz sedasız pazarlık ederek... | Open Subtitles | الاشخاص في قسم القضايا يعتقدون ان افضل شيء هو أن تعترف بالذنب, تعقد صفقه مع المدعي من اجل تهدئة الوضع قدر الامكان |
Bizim onayımız olmadan Saylonlarla yapılacak bir ittifakın sonuçları olacaktır Amiral. | Open Subtitles | حاول أن تعقد تحالف مع السيلونز رغماً عنا.. وستحدث عواقب يا أدميرال |
Her şeyi zorlaştırma derdi. Ben de elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışırdım. | Open Subtitles | "لا تعقد الأمور" وأنا افعل ما بوسعي لذلك |
Tabancanı kameranın önüne koy. Durumu zorlaştırma. | Open Subtitles | ضع المسدس أمام الكاميرا لا تعقد الوقف |
Onu arayıp mal alacaksın. Bu işler nasıl yürüyor bilirsin. | Open Subtitles | تتصل عليه, تعقد الصفقة أنت تعرف كيف تُلعب اللعبة |
- Onları sonsuza kadar uzak tutamam! | Open Subtitles | أنا لا يمكن أن تعقد لهم إلى الأبد! تقريبا هناك! |
Eğer bir basın toplantısı düzenlemezseniz gider bütün hikayeyi anlatırım... | Open Subtitles | إن لم تعقد مؤتمراً صحفيـاً سأقوم بالبوح بالقصة الحقيقية |