"تقليد" - Traduction Arabe en Turc

• gelenektir
• geleneğidir
• geleneğimiz
• taklidi
• taklit
• taklidini
• taklitçi
• sahte
• kopya
• geleneğin
• geleneğini
• geleneksel
• tekrarı
• imitasyon
• geleneğinin

Bir milyon yıla kadar uzanan el baltası geleneği, insanlık ve proto-insan tarihindeki en uzun artistik gelenektir.
تمتد على مدى ملايين السنين، تقليد الفأس اليدوي هو أطول التقاليد الفنية في تاريخ البشرية والإنسان البدائي.

Aynı şey, Batı medyasında sürekli işlenen namus cinayetleri konusu için de söylenebilir. Bu da tabii ki, bir başka korkunç gelenektir.
والامر ذاته فيما يخص جرائم الشرف والتي هي جزء دائم من الاعلام الغربي الذي يهاجم الثقافة الاسلامية وهو تقليد شنيع جداً

Efendim, bütün yeni öğrenciler anneleriyle fotoğraflarını getirir. Bir akademi geleneğidir, efendim.
.سيدي, جميع الطلاب يتصورون مع أمهم .إنه تقليد في الأكادمية, يا سيدي

Korumamız gereken geleneğimiz... savunmamız gereken şöhretimiz var.
عِنْدَنا تقليد لندعمه وسمعة لندافع عنها وسَنفعل

Bana sanki Cy Twombly'nin ucuz bir taklidi gibi geldi.
انها تبدو لي كحاله سيئه كسيحه مزيفه ذات تقليد سئ

Oyunun amacı sadece gerçeği taklit etmek değil... ayrıca aldanışa sevketmek.
غرض التمثيل ليس فقط تقليد الواقع و لكن أيضاً خلق الوهم

Çünkü klasik müzik 1000 yıldan daha eski bozulmamış, canlı bir gelenektir.
لان الموسيقى الكلاسيكية هي تقليد حي لم يمت بعد يعود باصله الى اكثر من 1000 سنة

Burada, Hialeah'daki muhteşem flamingolar şerefine, yarışın bu gününde pembe giyinmek bir gelenektir.
وهو تقليد في هذا اليوم من السباق.. إرتدأ اللون الوردي تكريما لطيور النحام الجميلة ..

Arkadaşlıkların başlangıcında öpüşmek gelenektir.
قبلة إنه تقليد الأصدقاء أن يفتتحون بقبلة

Bu eski bir Jamaica muhasebe geleneğidir. Zaman çizelgesini yakarız.
إنه تقليد محاسبي جامايكيِ قديم نُحرقُ بطاقة ساعات عمله

Fotoğraflar ve hatırlanası şeyleri hatıra albümlerine anlamlı yazılarla birlikte koyma geleneğidir.
تقليد لوضع الصور والأشياء التذكيرية لعائلة تضع ألبوم تذكير عائلية مع صحيفة لذو القرابة

Bunu bilmiyorum. Uzun bir gangster filmi geleneğimiz var.
لست أعرف، لدينا تقليد أساسي عن العصابات في السينما

Bizim bu ülkede bir geleneğimiz var.
لدينا شهادة تقليد حكم عرفي نعم أنا أ رآه

Bağlılık içinde birbirimize sıkıca sarıldığımız o günler ucuz bir merhamet taklidi miydi?
الوقت الذي قضيناه سوية هل تعتبره وفاءا فقط تقليد رخيص للشفقة

Başka yaptığı şey şu, bu bitki böcekler için harika bir yiyecek deposu olan diğer bir orkideyi taklit ediyor.
والامر الثاني الذي تقوم به انها تقليد لزهرة الاوركيد والتي تكون غنية بغذاء الحشرات

Bu çeşit psikolojik savaş, Optrikalı geçit yolu safsatalarının taklidini yapmak, en temel inançlarımızı çürütmeye çalışmak,...
هذا النوع من الحرب النفسية و تقليد البوابة الأوبتريكية للتقليل من شأن معتقداتنا

Asıl katille aynı bıçağı ve yöntemi kullanan bir taklitçi.
تقليد لجريمة قتل بإستعمال نفس السكين ونفس طريقة القاتل الأصلي.

Birini başarılı bir şekilde taklit edersen seninle ilgili her şeyi bir kenara bırakır diğer erkeğe sahte ilgi duyarsın.
إن كنت سوف تنجح في تقليد الكائنات البشرية يوماً ما فإن عليك ان تتوقف عن ربط كل شيء بك و تتدعي الاهتمام بالشخص الأخر

Orada belli kişilere ait görüntüleri verebilen 12 kopya cihazı vardı.
هناك 12 جهاز فضائي قادرة على تقليد شخصيات محدده

Bugün, yüz yıI önce başlayan... bir geleneğin parçası olacaksınız.
اليوم تشاركون في تقليد بدأ منذ مئات الأعوام

Chloe, gazete paçavranda kutsal bir okul geleneğini yerden yere vurmak sence hoş olabilir ama, bence iğrenç.
كلوي تعتقدين أن تدمير تقليد مدرسي مقدس في مجلتك الفضائحية الرخيصة أمراً مسلياً ولكنني أراه مقرفاً

Ve geleneksel Amerikan defin işleminde, naaşı canlı göstermek için ceset dolgular ve kozmetik maddelerle kaplanır.
ففي تقليد تشيع الجنائز الأمريكية، يتم تغطية الجثة بحشوات الأسنان ومستحضرات التجميل لتجعل الجسد يبدو على قيد الحياة.

Tarih öncesi iklim değişimlerinin tekrarı o.
تقليد لنموذج بروجنوسيس التاريخي

Ayrıca derisi imitasyon, yapıştırıcısı iyi değil 2 hafta içinde dışı paramparça olacak, geriye de bir tek Ochi Tchornya kalacak.
إنه تقليد للجلد و الصمغ ليس جيداً سوف يتفتق فى غضون أسبوعين و كل ما سيتبقى لك هو " أوتشى تشورنيا"

Sparta'nın karanlıktan çıkışından önce anlamsız bir geleneğinin artıkları.
قبل ارتقاء سبارتا مِن الظلامِ. بقايا تقليد بلا إحساس.