"تنزف" - Traduction Arabe en Turc

• kanıyor
• kan
• Kanaman
• kanaması
• kanıyorsun
• kanama
• kanlar
• akıyor
• kanıyordu
• kanamaya
• kanamadan
• kanayan
• Yaralanmışsın
• Yaralısın

Aşılarının hiç birini olmamış ve şimdi gözleri ara sıra kanıyor.
لم أحصل على أي من صور له والآن عيناه.. تنزف قليلاً.

Zaten herhalde onu duyamazdım, kulağım hala kanıyor.
لما إستطعت سماعه بأي حال، فأذني ما زالت تنزف

Bir şey yapıyorum, Morg. Burada oturdum kan kaybından ölmeni seyrediyorum.
إنى أعمل شيئا يا مورج أجلس هنا أراقبك تنزف حتى الموت

Tamam, ama bunu çabuk yapalım ve Kanaman olmasa iyi olur!
حسنا لكن لنفعل هذا بسرعة من الافضل ان لا تكون تنزف

Bu Amy Jacobs'un kanıyla, kanaması olmasından çok daha mantıklı.
يجعل إحساس أكثر من الفكرة بأنّها تنزف دمّ أيمي جاكوبس.

Siyah bir şey ama kanıyorsun yani ölebilirsin.
تنزف مخاطاً أسوداً. ولكن كونك تنزف معناه أنك يمكن أن تموت

Kesik başları hala kanıyor gözleri hala yaş döküyordu!
كانت رؤوسهم المقطوعة ما تزال تنزف عيونهم ما زالت تبكي

- Kolun kanıyor! - O kırmızı kokan şey kan mıymış?
يا مجنده يداك تنزف هذا نتيجه اصطدامى بالعصاه الحمراء

Kulağı hâlâ kanıyor mu? Caddedeyken feci şekilde... kanıyordu.
كانت أذنه تنزف كان نزيف أذنه حاداً في شارع السوق

Dikkatli ol. Toynakları vites kolunun üzerine kanıyor.
احذرِ.ان حوافره الصغيرة تنزف على مغير الترسات

Daha fazla kan kaybetmeden dönsek iyi olacak. Bu küçük maymunu öldüreceğim.
أجل، إصابتك تبدو خطيرة ومن الأفضل العودة قبل أن تنزف حتى الموت

Amy Shepherd çok uzaktaydı ama Jessica Hall yaşıyordu ve kan kaybediyordu.
ايمي شيبرد كانت بعيدة جدا لكن جيسيكا هول كانت حية و تنزف

Eğer her delikten oluk gibi kan akarken iyiydi, diyorsan tamam, sana inanıyorum.
إن كنت تعني أنها كانت تنزف الدماء من كل ثقب بجسدها فأنا أصدقك

- İç Kanaman var.
انك تنزف من الداخل يابطل سوف أوقف المباراة..

Tanrım, şiddetli Kanaman var. İlk yardım kutusunu bulmalıyız.
تباً، أنت تنزف بغزارة علينا أن نجد حقيبة الاسعافات

Bu işlemle aslında bir yırtılmış kızlık zarı yeniden yapılandırılır ve cinsel ilişki yaşarken kanaması sağlanır, bir çeşit bekaret kaybının yeniden canlandırılması.
إذاً فإنه يعيد أساسا غشاء البكارة المتمزق ، مما يسمح لها أن تنزف عند الجماع الجنسي ، ليبرهن فقدان العذرية.

Seansın ortasında banyoya koşuyor ve kanaması geliyor.
في منتصف الجلسة هَرَعت إلى الحمام و بدأت تنزف

Eee, bir hayalet için iyi kanıyorsun.
حسنا ايها الشبح انت تنزف هذا جميل

Sindirim sisteminde 13 adet kemik parçası olduğu için kanama geçirdin.
كنت تنزف لأنه يوجد 13 قطعة من العظام في المجرى الهضمي

Nina 5-6 metre ötedeydi. kanlar içindeydi. Kızına dokunmak için hareket edemiyordu bile.
كانت نينا على بُعد 20 متر، تنزف بغزارة ولم يستطع حتّى الزحف ليعانقها

Kulağı hiç durmadan akıyor, bir türlü akıntıyı durduramadık... ve ilaçlar da ateş pahası.
إنها تنزف باستمرار، ولا يبدو أن هناك شيء سيوقفها والدواء سعره مرتفع جداً

Daha önce kanıyordu. O üzerine birasını döktü. Bende suni teneffüs yaptım.
لقد كانت تنزف قبل ان يشرب البيرة لقد اعطيته تنفس بالفم

Yaralarını temizlemeye çalıştı ama en ufak baskıda yeniden kanamaya başlıyorlardı.
حاولت تنظيف جروحها لكن مهما ضغطت على الجرح ، فهي تنزف مجدداً

Ya da kanamadan ölmesine izin veririm, tek gerçek alternatifi bu sanırım.
أو أن أدعها تنزف حتّى الموت والذي أعتقد أنَّهُ أفضل خيار بديل

Sonra, biraz tuvalet kağıdı alıyoruz küçük parçalar halinde kopartıp buraya, buraya ve buraya, kısacası kanayan heryere yapıştırıyoruz.
وتالياً تأخذ بعض من المناديل وتقطع قطعة صغيرة جداً وتلصق واحدة هنا ، وهنا ، وأي مكان تنزف منه

Yaralanmışsın! Ambülans çağırın!
يا الهــى ، انك تنزف استدعوا الاسعاف

Patron, fena halde Yaralısın,başaramazsın.
يا رئيس ، أنت تنزف بشكل سيئ توقف لا تفعل ذلك