Aşılarının hiç birini olmamış ve şimdi gözleri ara sıra kanıyor. | Open Subtitles | لم أحصل على أي من صور له والآن عيناه.. تنزف قليلاً. |
Zaten herhalde onu duyamazdım, kulağım hala kanıyor. | Open Subtitles | لما إستطعت سماعه بأي حال، فأذني ما زالت تنزف |
Bir şey yapıyorum, Morg. Burada oturdum kan kaybından ölmeni seyrediyorum. | Open Subtitles | إنى أعمل شيئا يا مورج أجلس هنا أراقبك تنزف حتى الموت |
Tamam, ama bunu çabuk yapalım ve Kanaman olmasa iyi olur! | Open Subtitles | حسنا لكن لنفعل هذا بسرعة من الافضل ان لا تكون تنزف |
Bu Amy Jacobs'un kanıyla, kanaması olmasından çok daha mantıklı. | Open Subtitles | يجعل إحساس أكثر من الفكرة بأنّها تنزف دمّ أيمي جاكوبس. |
Siyah bir şey ama kanıyorsun yani ölebilirsin. | Open Subtitles | تنزف مخاطاً أسوداً. ولكن كونك تنزف معناه أنك يمكن أن تموت |
Kesik başları hala kanıyor gözleri hala yaş döküyordu! | Open Subtitles | كانت رؤوسهم المقطوعة ما تزال تنزف عيونهم ما زالت تبكي |
Kesik başları hala kanıyor gözleri hala yaş döküyordu! | Open Subtitles | كانت رؤوسهم المقطوعة ما تزال تنزف عيونهم ما زالت تبكي |
- Kolun kanıyor! - O kırmızı kokan şey kan mıymış? | Open Subtitles | يا مجنده يداك تنزف هذا نتيجه اصطدامى بالعصاه الحمراء |
Kulağı hâlâ kanıyor mu? Caddedeyken feci şekilde... kanıyordu. | Open Subtitles | كانت أذنه تنزف كان نزيف أذنه حاداً في شارع السوق |
Dikkatli ol. Toynakları vites kolunun üzerine kanıyor. | Open Subtitles | احذرِ.ان حوافره الصغيرة تنزف على مغير الترسات |
Daha fazla kan kaybetmeden dönsek iyi olacak. Bu küçük maymunu öldüreceğim. | Open Subtitles | أجل، إصابتك تبدو خطيرة ومن الأفضل العودة قبل أن تنزف حتى الموت |
Amy Shepherd çok uzaktaydı ama Jessica Hall yaşıyordu ve kan kaybediyordu. | Open Subtitles | ايمي شيبرد كانت بعيدة جدا لكن جيسيكا هول كانت حية و تنزف |
Eğer her delikten oluk gibi kan akarken iyiydi, diyorsan tamam, sana inanıyorum. | Open Subtitles | إن كنت تعني أنها كانت تنزف الدماء من كل ثقب بجسدها فأنا أصدقك |
- İç Kanaman var. | Open Subtitles | انك تنزف من الداخل يابطل سوف أوقف المباراة.. |
Tanrım, şiddetli Kanaman var. İlk yardım kutusunu bulmalıyız. | Open Subtitles | تباً، أنت تنزف بغزارة علينا أن نجد حقيبة الاسعافات |
Bu işlemle aslında bir yırtılmış kızlık zarı yeniden yapılandırılır ve cinsel ilişki yaşarken kanaması sağlanır, bir çeşit bekaret kaybının yeniden canlandırılması. | TED | إذاً فإنه يعيد أساسا غشاء البكارة المتمزق ، مما يسمح لها أن تنزف عند الجماع الجنسي ، ليبرهن فقدان العذرية. |
Seansın ortasında banyoya koşuyor ve kanaması geliyor. | Open Subtitles | في منتصف الجلسة هَرَعت إلى الحمام و بدأت تنزف |
Eee, bir hayalet için iyi kanıyorsun. | Open Subtitles | حسنا ايها الشبح انت تنزف هذا جميل |
Sindirim sisteminde 13 adet kemik parçası olduğu için kanama geçirdin. | Open Subtitles | كنت تنزف لأنه يوجد 13 قطعة من العظام في المجرى الهضمي |
Nina 5-6 metre ötedeydi. kanlar içindeydi. Kızına dokunmak için hareket edemiyordu bile. | Open Subtitles | كانت نينا على بُعد 20 متر، تنزف بغزارة ولم يستطع حتّى الزحف ليعانقها |
Kulağı hiç durmadan akıyor, bir türlü akıntıyı durduramadık... ve ilaçlar da ateş pahası. | Open Subtitles | إنها تنزف باستمرار، ولا يبدو أن هناك شيء سيوقفها والدواء سعره مرتفع جداً |
Daha önce kanıyordu. O üzerine birasını döktü. Bende suni teneffüs yaptım. | Open Subtitles | لقد كانت تنزف قبل ان يشرب البيرة لقد اعطيته تنفس بالفم |
Yaralarını temizlemeye çalıştı ama en ufak baskıda yeniden kanamaya başlıyorlardı. | TED | حاولت تنظيف جروحها لكن مهما ضغطت على الجرح ، فهي تنزف مجدداً |
Ya da kanamadan ölmesine izin veririm, tek gerçek alternatifi bu sanırım. | Open Subtitles | أو أن أدعها تنزف حتّى الموت والذي أعتقد أنَّهُ أفضل خيار بديل |
Sonra, biraz tuvalet kağıdı alıyoruz küçük parçalar halinde kopartıp buraya, buraya ve buraya, kısacası kanayan heryere yapıştırıyoruz. | Open Subtitles | وتالياً تأخذ بعض من المناديل وتقطع قطعة صغيرة جداً وتلصق واحدة هنا ، وهنا ، وأي مكان تنزف منه |
Yaralanmışsın! Ambülans çağırın! | Open Subtitles | يا الهــى ، انك تنزف استدعوا الاسعاف |
Patron, fena halde Yaralısın,başaramazsın. | Open Subtitles | يا رئيس ، أنت تنزف بشكل سيئ توقف لا تفعل ذلك |