O kadar kıymetli bulduğunuz o vücut lime lime olacak. | Open Subtitles | ذلك الجسد الذي ترينه جِد ثمين سيتم تمزيقه قطعة بقطعة. |
Ayrıca sizden sonra gelecek doktor ya da acil müdahalecinin kıymetli zamanını kurtarılamaz biri için harcamasını önlemenizi de istiyoruz. | Open Subtitles | و تمنعون الطبيب التالي او تقني الاستعجالات الطبيه الذي يأتي بعدكم من قضاء وقت ثمين على مريض لا يمكن إنقاذه |
Su değerlidir. | Open Subtitles | قبل أن تبدأوا برش الماء فى كل مكان فالماء ثمين |
Ve keşiflerinden sadece birkaç yıl sonra, alüminyum gümüş kadar pahalı bir metalden bir genel yapı malzemesine dönüştü. | TED | و بعد سنوات قليلة فقط من اكتشافهما، تغير الألمونيوم من معدن ثمين تكلفته تساوي تكلفة الفضة إلى مادة بنائية خام شائعة. |
Özellikle ikincisi, boylamsal veri denilen çok değerli bir şeye erişim sağlardı. | TED | وخصوصا الأخير سيمكننا من الوصول إلى شيء ثمين! وهي بيانات لفترة طويلة. |
Sence bu hard diskte değerli bir şey var mıydı? | Open Subtitles | إعتقد كان هناك شيء شيء ثمين على ذلك القرص الصلب؟ |
Bana çok önemli bir ders verdi. Aşka dair hiçbir düşünce olamaz. | Open Subtitles | علّمتني درس ثمين لا يوجد هناك شيء يُدعى الحب |
Yani yiyeceklerimizi renklendirmek için kullandığımız çok kıymetli bir şey. | TED | فهو شيء ثمين جداً حيث نستخدمه في صبغ أغذيتنا. |
kıymetli ve eşsiz, hala bildiğimiz tek yuva. | TED | إنه ثمين, إنه متفرد, وما زال حتى الآن الملاذ الوحيد الذي نعرفه. |
- Ama gecelerin çok kıymetli! - Ne alakası var? | Open Subtitles | إفترضْ أمسياتكَ، مهما تفعله معهم أنه لشئ ثمين جداً |
Bütün hayatım bu kutunun içinde. Kargoya vermek için çok değerlidir. | Open Subtitles | الشيئ الموجود في هذا الصندوق انه ثمين جداً |
Çok değerlidir. Onunla birlikte patlamasına izin veremezdim. | Open Subtitles | انه ثمين للغايه اتعلمين كنت لن ادع ذلك يتفجر معه |
Seninle çalışabilirim, ama zamanım değerlidir. | Open Subtitles | استطيع ان اساعدك و لكن وقتى ثمين , اذا ذهبت مرة |
pahalı bir gerdanlığın bankada durmasının güzel olacağını düşünebilir. | Open Subtitles | ربما ظن ان وجود عقد ثمين فى البنك سيكون مفيدا له |
Araba pahalı olabilir ama lastiğin pahalı olduğu kesin. | Open Subtitles | ربما أنها سيارة ثمينة لكن بالتأكيد إطار ثمين |
Sanırım 'akşamların' çok değerli, her ne yapıyorsan artık. | Open Subtitles | إفترضْ أمسياتكَ، مهما تفعله معهم أنه لشئ ثمين جداً |
Sen yaşıyorsun ve yaşam çok değerli. | Open Subtitles | أنت حي . وذلك ثمين فقط ارم تلك التفاهات بعيداً |
Üst düzey suçlular, değerli bir şey taşıtmak istedikleri zaman bu adamı kullanıyorlar. | Open Subtitles | إنه الشخص الذي يقوم بعملية النقل حينما يرغب مُجرِم ثري بنقل غرض ثمين |
Küçük kadının gölgeye kıymet verdiği kadar... .. altın,gümüş,elmas ve yakutun kendisi için sandığı kadar önemli olmadığının farkına varmış. | Open Subtitles | لقد أيقنت بأنه على الرغم من كل مالديهامن ذهبوفضةوياقوت ... لم يكن لديها شيء ثمين كذاك الظل بالنسبة للمرأة الفقيرة. |
Yarım kutu! Dönünce şişman bir köpek istemem. | Open Subtitles | نصف علبه بالضبط,أنا لا أريد أن أعود لأجد كلب ثمين |
Her gün kıymetlidir. Hangisinin son günün olacağını asla bilemezsin. | Open Subtitles | كل يوم ثمين, وانت لا تعرف أبداً متي سينتهي |
Bak, bence modern fizik için çok değerlisin fakat bunları heba ettiğini görmek istemem. | Open Subtitles | كما ترين، أعتقد أنكِ شيء ثمين للفيزياء الحديثة ولكن أكره أن أراكِ تضيعين هذا هباءً |
sunu belirtmek istiyorum Goya, hepinizden önce kilisenin degerli bir üyesi olmustur. | Open Subtitles | اصرح قبل الكل منكم لو سمحتم جويا هو عضو ثمين من الكنيسة |
Zamanımız kısıtlı, o yüzden lafı fazla uzatmayacağım. | Open Subtitles | الوقت ثمين ، لذلك فإنني سوف اضطر الى تعذيبكم. |
Veremeyiz. Çok değerliler. | Open Subtitles | لا نَستطيعُ إعْطائك البيض، إنّه ثمين جداً |
Onu sakladılar. Çok değerliydi. | Open Subtitles | لقد أخفوه ، لقد كان ثمين جداً |