| Pankreatit teorisinin yanlış olduğu daha yeni kanıtlanmış biri için fazla neşelisin. | Open Subtitles | أنت مبتهج جداً بالنسبة لشخص ثبت للتو خطأ نظريته عن التهاب البنكرياس |
| Tek kişi için fazla büyük. Vergileri de düşününce... | Open Subtitles | إنه كبير جداً بالنسبة لفرد واحد ، ناهيك عن الضرائب |
| Farklı bir tınısı varmış; biraz uçuk, dinleyicileri için fazla ileri. | Open Subtitles | صوتهُ كان مختلف , بعيد جداً متقدّم جداً بالنسبة لجميع أولئك الآخرين |
| Bana göre çok kısa falan değilsin. Annenin ne dediği umurumda değil. | Open Subtitles | وانت لست قصيراً جداً بالنسبة لي وانا لا يهمني ما ستقوله امك |
| Ve dışarıdaki vagon da iki at için fazlasıyla ağır. | Open Subtitles | و هذه العربة التي في الخارج ثقيلة جداً بالنسبة لحصانين |
| Bugün, aslında benim için çok önemli bir gün. Çünkü doğum günüm. | TED | اليوم، في الواقع هو يوم خاص جداً بالنسبة لي لأنه عيد ميلادي |
| Bir piyade komutanına göre epey utangaçsın. | Open Subtitles | أنت خجول جداً بالنسبة لقائد مشاة |
| Bu müziğin, benim seviyeme göre fazla entelektüel olduğunu itiraf etmeliyim. | Open Subtitles | وأعترف أنني وجدت الموسيقى تأملية جداً بالنسبة إلى ذوقي |
| Buranın pek tarzına uyacağını sanmazdım. Onun için fazla sessiz. | Open Subtitles | لم أحسب أن هذا المكان من نمطها هادئ جداً بالنسبة لها |
| Dostumuz benim için fazla iyi. 46 sayıyla arayı açıp tutlmaz oldu. | Open Subtitles | انه بارع جداً بالنسبة إلي, لقد غلبني ببراعة |
| Şarkılarınız benim için fazla hüzünlü. | Open Subtitles | أغنياتك حزينة جداً بالنسبة لي على أي حال |
| Beni almasını istedim ama onun için fazla hızlıydım. | Open Subtitles | أردتُه أَنْ يَأْخذَني، لَكنِّي كُنْتُ سريعة جداً بالنسبة لَهُ. |
| Bir mürebbiye için fazla romantik. | Open Subtitles | الآن، الأمر برمته رومانسي جداً بالنسبة لمربية أطفال |
| Vaftiz kızımın doğum günü için fazla mı seksi oldu? | Open Subtitles | اليس هذا مثير جداً بالنسبة لحفلة عيد ميلاد ابنت زوجى السابق؟ |
| Hayır bu röntgen gölgeleri bunların kemik olması için fazla karanlık. | Open Subtitles | هذه الظلال الشعاعية معتمة جداً بالنسبة للعظام |
| Kadın sanki böylesine küçük bir insana göre çok ses çıkarıyor. Onlar, benim en iyi arkadaşlarım. | Open Subtitles | حسناً, هو تافه و هي صاخبة جداً بالنسبة لشخص واجد |
| - O yaşına göre çok olgundur. - Evet. | Open Subtitles | إنها ناضجة جداً بالنسبة لعمرها الصغير حقاً |
| Tanrısız bir adama göre çok dindar bir durum bu. | Open Subtitles | هذه كلمة ورعة جداً بالنسبة لشخص غير متدين |
| Eğer ışığın senin için fazlasıyla yeterli olduğuna inanıyorsan, kitabı delikanlıya ver. | Open Subtitles | إذا كانت الإضاءة خافتة جداً بالنسبة لك أعطِه للصبي أنا متأكد أنه يستطيع أن يقرأه |
| Dikkatli olsan iyi olur. Senin için çok acı olabilir. | Open Subtitles | الأفضل أن تأخذ حذرك ربما أنه حار جداً بالنسبة لك |
| Cılız bir çocuğa göre epey güçlüsün. | Open Subtitles | أنت قوي جداً بالنسبة لفتى هزيل. |
| Yüzü, kafasına göre fazla mı küçük? Bu da ne demek şimdi? | Open Subtitles | ' وجهه صغير جداً جداً بالنسبة لرأسهِ، ' ماهذا الذى تقوليه؟ |
| Görünüşe göre bu sizin için bayağı değerli. En az bu ganimet kadar. | Open Subtitles | يبدوا أن ذلك الأمر هامٌ جداً بالنسبة إليكم ها هنا الكثير من الكنوز. |
| Burada olmak senin için bu kadar zor olduğu için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسف من أن البقاء هنا كان صعب جداً بالنسبة لك. |
| 2200 yil öncesi için oldukça iyi bir sonuç bu. | Open Subtitles | و ذلك استنتاج جيد جداً بالنسبة الى 2200 سنة مضت. |