yarım gün atölyede çalışıyor ve arada bir, renkli bir kişiliğe bürünüyor. | Open Subtitles | يعمل بدوام جزئي بالمحل ويمكنة في بعض الأحيان أن يكون شخصية متقلبة |
Adı Derek Poole, ASA için yarım gün çalışan biri. | Open Subtitles | اسمه ديريك بوول ويعمل بدوام جزئي في اي اس اي |
Evet, belki de part-time iş imkanını bana söylemeyi unuttun | Open Subtitles | نعم , نسيتِ إخباري ان هناك وظيفة بدوام جزئي متاحة |
Yıldız Filosu İstihbaratı yalnızca askeri kaydının bir kısmını temin edebilmiş. | Open Subtitles | استخبارات أسطول النجم كانت الوحيدة وحسب القادرة على إمدادنا، بتقرير جزئي عن سِجلّه العسكريّ. |
sonra 8.sınıfta 13 yaşındayken Putu isimli bir reklam panosu artisinin yanında part time olarak çalışmaya başladım | TED | ثم, حين كنت في عمر قرابة 13 سنة؛ بدأت أعمل في وظيفة بدوام جزئي مع أحد مصممي اللافتات يدعى بوتو. |
En sevdiğim bölüm mutlu çiftlerin konuştuğu andır. | Open Subtitles | هذا في الواقع جزئي المفضل. الزوجان السعيدان يتحدثان مع بعضهما. |
En sevdiğim kısım. "İyi doktor kötü adamı kulağından kaldırdı ve 'Görgü kuralı dersine ihtiyacın var! | Open Subtitles | هذا جزئي المفضل بحركة واحدة رفع الطبيب الوغد من أذنيه معلناً |
Bu yarım günlük bir iş. - Bu şartlarda mümkün değil. | Open Subtitles | هي على خطا,انها وظيف بدوام جزئي فلذلك اتصور انها لن تنفع معكي. |
Aslında ona yarım puan vereceğim. | Open Subtitles | في الواقع، بسبب هذا الجواب سأعطيه إئتمان جزئي |
Tam bir set iz ve bir adet yarım, ama hiçbiri Albay O'Neill'ınkiyle uymuyor. | Open Subtitles | هناك بصمة واحده بالكامل وأخرى بشكل جزئي لكن كلاهما لاتطابق الكولونيل أونيل |
Molly yarım gün emlakçılık yapar. | Open Subtitles | ومولي تقوم بالعمل في شركة مبيعات بدوام جزئي |
Sen üç yıldır hâlâ yarım gün çalışıyorsun. | Open Subtitles | عندما كنت هنا منذ ثلاث سنوات كنت مازلت تعملين بدوام جزئي الآخرين |
Yani çetede çalışan aynı çocuklar aslında aynı zamanda McDonalds gibi yerlerde part-time olarak çalışıyorlardı. | TED | فنفس الشبان الذين في العصابة قد يعملون عمل جزئي في مكان كمكدونلدز. |
Küçük bir şehir gazetesinde part-time iş bulup uluslar arası suikatçıların hedefi olmayı sadece babanız başarabilirdi. | Open Subtitles | وحده والدك يستطيع الحصول على وظيفة بدوام جزئي في جريدة ببلدة صغيرة وينتهي به الحال كهدف لقتلة محترفين دوليين |
Ayrıca part-time olarak karşıki şeker dükkanında çalışıyorum. | Open Subtitles | كذلك أعمل بدوام جزئي في متجر الحلويات في الشارع المقابل |
Ben de burada oturmuş büyük günün benimle ilgili kısmını nasıl görmezden geldiğinizi düşünüyordum. | Open Subtitles | وأنا كنتُ جالسةً هنا، كيف جميعكم تتجاهلون جزئي من يومي الكبـير. |
Ben bir danışmanım.Part time olarak D.A'da çalışıyorum.Epeyce sıkıcı. | Open Subtitles | أنا مستشارة لدى المحامي العام بدوام جزئي ، عمل ممل جدا |
En sevdiğim bölüm ne biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف جزئي المُفضل في هذا الجزء حيث يمكنك تقطيع الاوصال |
En sevdiğim kısım Jacob'ın, Rachel'ın babasıyla saunada olduğu sahneydi. | Open Subtitles | جزئي المفضل, هو ذلك الجزء عندما قطع جيكوب علاقته بوالد رايتشل في حمام الساونا |
İnsanlığı kurtarmana yardım ettim, sende bana Zack ve diğerlerini bulmama yardım et. Ben bana düşeni yaptım. | Open Subtitles | أنا أساعدك في إنقاذ الحضارة ، وأنت تساعدني في إيجاد زاك والآخرين ، ولقد نفذت جزئي من الإتفاق |
İş ortağının eşi. Sizin şirkette yarı zamanlı olarak çalışıyor. | Open Subtitles | هذه زوجة شريكك التجاري, و تعمل بدوام جزئي في الشركة |
Goldman Sach'sın başı için bile, En azından bir kısmı. | TED | حتى بالنسبة لرئيس بنك جولدمان ساكس، على الأقل بشكل جزئي. |
Belki de senin benim bir parçam olduğunu hiç düşündün mü? | Open Subtitles | ألم تفكري على الاطلاق ربما انت هي جزئي الاخر؟ |
Filmin En sevdiğin bölümü: Bizim çıkıyor olmamızdı. | Open Subtitles | جزئي المفضل من الفلم هو لما تبادلنا القبل |
Anlaşılan iş ön sevişmeye gelince çarşafları değiştirmek benim favori kısmım. | Open Subtitles | بالطبع عندما نصل للمداعبة تغير الشراشف انه جزئي المفضل |
Hatta daha bile kötüydün. Bokun hiç değilse moleküler seviyede bir enerjisi vardır. | Open Subtitles | وربما أسوء, لأن في الحقيقة في مستوى جزئي الهراء يفور عندما يتعرض للطاقة |
Proksimalse kısmi ablasyon uygulardım çünkü böylece fistül oluşma ihtimali daha düşük olur. | Open Subtitles | ولو كان دانيا، سأقوم باستئصال جزئي لأنه الأقل احتمالا في أن يسبب ناسورًا. |
- Tam bir inkârcısın. - Belki ama kısmen inkârcı olmaktan iyidir. | Open Subtitles | انت بإنكار تام حسناً ، ربما ، ولكن افضل من انكار جزئي |