Depremler, tabakaların hareketlerinin kaçınılmaz sonuçlarıdır. | Open Subtitles | الزلازل هي أمر حتميّ نتيجة حركة الصفائح. |
Savaş zamanı öncelikli olarak barışla ilgilenen herkesin popüler olmayışının kaçınılmaz oluşunu anlıyorum. | Open Subtitles | أفهم أنّه أمرٌ حتميّ إذ أيُّ أحدٍ مهتمٌّ بالسلام .بشكلٍ أساسيّ ينبغي ألّا يكون محبوبًا في وقت الحرب |
Geceleri seni uyutmayan kaçınılmaz olduğunu bildiğin hâlimin hayalinin korkusu bu. | Open Subtitles | هذه رؤياي التي تؤرقك ليلًا، الخوف مما تعلمين أنه حتميّ. |
Özgürlük başta tatlı gelir ama sonra bir gün, kaçınılmaz olarak içinde bir boşlukla uyanırsın o hissizlik seni tanıyan sayılı insanın özleminin yarattığı acıyı hissedersin. | Open Subtitles | في البداية تشعر الحرية منعشة، ثم ذات يوم وبشكل حتميّ تستيقظ على لوعة مضنية. شعور غبي ومؤلم بكونك تفتقد الأناس الوحيدين الذين يعرفونك. |
Ne olursa olsun bu kaçınılmazdı. | Open Subtitles | مهما كان قراركَ، فهذا أمرٌ حتميّ |
Ölümün kaçınılmazdı. | Open Subtitles | -إنك فانٍ وموتك حتميّ . |
Ölüme yavaş ve acı şekilde sürünmek... hayatın kaçınılmaz bir gerçeği. | Open Subtitles | جزء حتميّ من الحياة |
Huntington'un varsa bu kaçınılmaz. | Open Subtitles | مع مرضى هانتنغتون، هذا حتميّ |
Bu kaçınılmaz. | Open Subtitles | -إنّه أمر حتميّ |
Öyleyse şiddet kaçınılmaz. | Open Subtitles | -العنف حتميّ إذًا . |
Öyleyse şiddet kaçınılmaz. | Open Subtitles | -العنف حتميّ إذًا . |
Ölümlüsün. Ölümün kaçınılmazdı. | Open Subtitles | -إنك فانٍ وموتك حتميّ . |