"حتّى" - Traduction Arabe en Turc

    • bile
        
    • kadar
        
    • için
        
    • Hatta
        
    • dek
        
    • ki
        
    • da
        
    • de
        
    • Böylece
        
    • dahi
        
    • daha
        
    • önce
        
    • sonra
        
    • hiç
        
    • dahil
        
    Şimdi bile, onun gözlerini düşündüğüm zaman, kanım damarlarımda donuyor. Open Subtitles حتّى الآن، عندما أفكر فى عيونه يجمد الدم فى عروقى
    İyi bir konuşma yerinde olurdu. Gazeteler bile sizi kutluyor. Open Subtitles خُطبةٌ جيّدة ستكون ملُائِمة قريباً حتّى الصُّحُف تُهلّل لنا الآن
    Eğer bunlar bir şeye bağlıysa, bir kamyona bile, onunla evleneceğim. Open Subtitles إن كانتا موصولتان بأيّ شيءٍ حتّى لو كان شاحنةً، فسأتزوّج بها
    Gerekli şeyi söyledikten sonra istediklerini yapana kadar karşıma çıkıp bana eziyet ediyorlar. Open Subtitles وبعدما يقولون ما يريدونه، يستمرون بالظهور بشكل عشوائي ويعذبونني حتّى أقوم بما يريدونه
    Ta ki sizin odalarınıza gelip o yüz kızartıcı olay yaşanana kadar. Open Subtitles . حتّى دخلنا غرف نومكم . ثم رأينا أشياءاً محرجة وحدثٌ مشين
    Dostum, siktir et o zenciyi. Kendi kira payını bile ödeyemiyor. Open Subtitles كس أم ذا المخنّث حتّى العبد ما يقدر يدفع نص الأجار.
    Saçsız Amerika Güzeli olsa bile umurumda değil. Ben nişanlıyım. Open Subtitles لا يهمّني حتّى لو كانت ملكة جمال الصُّلع في أمريكا
    Eski Ahit'in cezaları, evet, ama şimdi bile kardeşlerim, şimdi bile, kuraklık ve hastalık bu büyük ülkenin kalbinde kol gezmekte. Open Subtitles سياط العهد القديم، نعم، لكن حتّى الآن يا إخوتي وأخواتي، حتّى الآن، قيح الوباء والقحط في ذات قلب هذه الأرض العظيمة.
    Şişko bir domuz gibi görünmeden kısa etek ve dekolte bile giyemiyorum. Open Subtitles ولا أستطيع حتّى ارتداء تنّورة صغيرة بدون أن أظهر وكأني خنزيرة سمينة
    Bir sorun olsa bile bunun senin yüzünden olduğunu düşünmen, çok egoistçe. Open Subtitles حتّى إن كان خطب ما، أعتقد أنّها لأنانية التفكير أنّه يتعلّق بك
    Çamaşırhanede iyi bir kadın bile boş makine için annesini doğrayacak kıvama gelirdi. Open Subtitles في المغاسل حتّى المرأة المهذّبة قد تصفع أمّها مرّتين من أجل مغسلة فارغة
    PVC'ler, çatı kaplamaları, Hatta kulübenin o pahalı kilidi bile kayıp. Open Subtitles الواجهة، ألواح السقف حتّى ذلك القفل الثمين على السقيفة قد اختفى
    Bahara kadar biraz zorlanacağız Ama eğer mezun olabilirsem, ben de çalışırım. Open Subtitles سيكون الأمر صعباً من الناحية المادية حتّى أتخرّج في الربيع وأجد عملاً
    Ben gelene kadar bir arkadaşının olmamasının bir sebebi varmış. Open Subtitles هذا هو سبب عدم حصولك على صديق حتّى أتيتُ أنا
    Onu tanımasa, nasıl tornavidayla öldürecek kadar yaklaşabilirdi ki? ! Open Subtitles من يستطيع الإقتراب منه حتّى يطعنه حتّى الموت بمِفك براغي؟
    Test sonuçları gelene kadar, bu hastalıkla savaşmak için kendi kanıma bakacağım. Open Subtitles حتّى نصل إلى نتيجة الفحوص سنجري التجارب على دمي لنجري مقارنة للمرض
    Bu yüzden onu bakım altında tutmaya karar verdik... kadar Open Subtitles لهذا السبب قررنا أن نبقيه تحت الملاحظة حتّى ذلك الحين.
    Eğer muzun bütün radyasyonunu absorbe edebilseydiniz yıllık dozajınıza ulaşabilmek için günde yaklaşık 170 tane muza ihtiyacınız olurdu. TED إذا استطعت امتصاص جميع الإشعاعات الموجودة في الموز، ستحتاج إلى 170 موزة في اليوم حتّى تصل إلى الجرعة السنويّة.
    Hayır, hayır, ben parayı görene dek aygıt falan yok. Open Subtitles لا، لا، لا، لن ترى الغرض حتّى أرى المال، مفهوم؟
    Cep telefonu sekreterinde olduğu için kendisiyle bağlantı da kurulamamış. Open Subtitles هاتفه كان لدى سكرتيره لذا لم يُمكن حتّى الاتصال به
    Muhteşem biri değildi ama onu unutmak yine de biraz zaman alacak. Open Subtitles إنّه ليس بالشّخص المثاليّ لكن سيتطلّب ذلك منّي بعض الوقت حتّى أتجاوزه
    Sadece reçeteye ihtiyacım var Böylece sigorta şirketimden geri ödeme alabileceğim. Open Subtitles أحتاج فقط روشتة حتّى يمكن تعويضي من قبل شركة التأمين خاصّتي
    Eczanede aradıklarımızın olup olmadığını dahi bilmiyorum. Sadece gidelim, olur mu? Open Subtitles لا أعلمُ إن كانت الصيدليّة تحوي كلّ ما نحتاجُ إليه حتّى.
    Yıllar geçtikçe bu konuyu daha az konuşmaya başladık sonuçta da hiç konuşmamaya. Open Subtitles مع مرور السنين نحن فقط أصبحنا نتحدّث عنه أقلّ فأقل حتّى في الأخير
    Yolculuktan önce herkes uyutulur. Biz kontrolden geçirinceye kadar kimse birbirinin yüzünü görmez. Open Subtitles يتمّ تخدير الجميع قبل الرحلة لذا لا يقابل أحد الآخر حتّى نسيّر معاملتهم
    İnsanlara kendi hayatlarını kontrol edemeyeceklerni söyleyemezsin ki param yok, evim yok ve de bunların hiç biri benim hatam değil. Open Subtitles أنت لا تستطيع إخبار الناس بإنّهم ما عندهم سيطرة على حياتهم بأنّني ليس لي مال، لا بيت، وهو حتّى ليس خطأي.
    Görüyorum ki orada yerliler de dahil olmak üzere... herkes tarafından sevilip sayılmışsın. Open Subtitles لقد كنتِ محبوبة و محترمة من قِبل الجميع هناك .. حتّى السكّان المحليين، فهمت.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus