"حجرة" - Traduction Arabe en Turc

    • odası
        
    • oda
        
    • odasında
        
    • odasına
        
    • Taş
        
    • odasını
        
    • odasından
        
    • odaya
        
    • odasının
        
    • odada
        
    • kulübe
        
    • odasındaki
        
    • bölme
        
    • odayı
        
    • kabini
        
    Burası yatak odası şeklinde yapılmış bir çeşit oturma odası. Open Subtitles إنها نوع ما حجرة معيشة و نوم في نفس الوقت
    Ama bebeğim, bir yenidoğan odası düzenlemek, küçük karavanlarla test sürüşüne çıkmak, bebek telsizi almak için çok erken. Open Subtitles لكن الوقت مبكر على تأسيس حجرة للطفل أو تجريب قيادة حافلة صغيرة أو شراء جهاز لسماع الصوت عن بعد
    Bu kapalı yolun altında saklı bir oda var. Oradaydım. Open Subtitles لديهم حجرة خفية فى هذا الطريق المغلق لقد كنت هناك
    Seni bir çeyrek saat içersinde annenin odasında görmek istiyorum. Open Subtitles أود أن أراك فى حجرة والدتك فى غضون 15 دقيقه
    Onunla konuşmam gerek. Daha eve gelmedi. Ceketini çıkar ve oturma odasına gel. Open Subtitles لم تعد بعد، اخلع معطفك و تعال إلى حجرة المعيشة، سأعد لك شراباً
    -Kanunlara göre ilk Taş senin. -Sen suçladın. Open Subtitles القانون يعطيك الحق فى القاء اول حجرة كنت انت
    Gelişmiş tıbbî cihazlar kullanıyorlar. Ameliyat odasını taşımak kolay değildir. Open Subtitles يستعملون معدات طبية معقّدة، لن يكون نقل حجرة العمليات سهلاً.
    Ateş Lordu'nun odası şu tarafta. Koridorun aşağısında, soldaki merdivenlerden yukarıda. Kaçırmanız imkansız. Open Subtitles إن حجرة زعيم النار أسفل الرواق ثم تصعدون السلم, لا يمكنكم أن تضيعوها
    Evet, sanıyorum, bu tür şeyleri herkes kadar az önemserim, fakat olabildiğince büyük bir yemek odası yaşamın gereklerinden biridir. Open Subtitles حسناً, أفترض أني لا أهتم كثيراً بهذه الأمور لكن وجود حجرة طعام كبيرة إلى حد ما هو أحد ضروريات الحياة
    Temel olarak çan odası, savaş zamanı, hava saldırısı sırasında bir uyarıydı. Open Subtitles بُنيت حجرة الجرس أساساً على نوعية الإنذار الخلفي للغارات الجوية في الحرب.
    Dışarıda bir oda dolusu gazeteci var. Open Subtitles تستطيع المساعدة الان لدى حجرة مليئة بالتقارير هناك
    oda, önceki gece içilen purolar yüzünden havasızdı. Open Subtitles حجرة المعيشة كانت لا تزال تحتفظ برائحة السجائر من الليلة الماضية
    Vezneye gidin, onbirinci katta, yirmiyedi numaralı oda. Open Subtitles حجرة 27 الدور ال11 سيعتنون بالمبلغ جيداً
    Dil balığını alabilmek için kapıcı odasında yaşıyormuş gibi mi yapıyorsun? Open Subtitles تتظاهرين بأنك تعيشين في حجرة حارس لمجرد الحصول على ذلك السمك؟
    Belli ki henüz vücuduma dokunmamışlar. Muhtemelen tahrip odasında kalmış. Open Subtitles لم يصلوا لهذه المرحلة بعد العمل متراكم فى حجرة التشويه
    Bir erkeğin yatak odasına alışılmışın dışında davetsiz girmemi göz önünde bulunduracağın ortada. Open Subtitles لاشك بأنك ستعتبر هذا غير تقليدي لتواجدي في حجرة نوم رجلٌ بدون دعوة
    nasıl geleceksiniz? Çünkü benim gibi insanlar, bir oyun odasına girdiklerinde, otizmli bir çocuğu tanır. TED لتصل إلى الاضطراب الفعلي ؟ لأن أشخاص مثلي, حين يخطون في حجرة للعب, نستطيع تمييز الطفل المصاب بالتوحد.
    Üstüme yürüdüğünde... büyük bir Taş aldım ve attım. Open Subtitles و تقدم نحوي إلتقطت حجرة كبيرة والقيتها نحوه
    Gelişmiş tıbbî cihazlar kullanıyorlar. Ameliyat odasını taşımak kolay değildir. Open Subtitles يستعملون معدات طبية معقّدة، لن يكون نقل حجرة العمليات سهلاً.
    Katil, kadının odasından çıkarken görüldü. Open Subtitles حسنا ، لقد شوهد القاتل يخرج من حجرة القتيلة
    Her odaya bir tane. Ve kitaplıklar. Etrafta kitap olmasını severim. Open Subtitles سيكون هناك واحدة بكل حجرة ومكتبات ، احب الكتب بكل مكان
    Çalışma odasının mobilyalarını baban aldı ve biz de buna katlanmalıyız. Open Subtitles والدِك احضر آثاث حجرة الرسم ويجب أن نتعايش معه
    Dışarıdaki açık ve güneşli havayı göremediğimiz, penceresiz bir odada kendimizi bulduk. TED لقد كنا عالقين فى حجرة بدون نوافذ بدون أى أثر لليوم المشمس المشرق الذى تركناه.
    Horlamamdan hoşlanmazsan, yarın kendine bir kulübe inşa edebilirsin. Open Subtitles إذا لا تحبّ الشخير يمكنكَ أن تبني حجرة لكَ غداً
    kendimden geçerdim sonra, seni zorla oturma odasındaki halının üzerine yatırmak zorunda kalırdım. Open Subtitles و سيكون على اغتصابك بالقوة هنا على بساط حجرة المعيشة
    Pek çok koridoru olan altı depo her birinde yüzlerce bölme. Open Subtitles ستة مستودعات, بها أروقة متعددة و بها مئه حجرة لكل رواق
    Onlara 4. kattaki en dip odayı ver. İki gece ücretsiz kalacaklarını söyle. Open Subtitles اعطيهما حجرة بالطابق الرابع قرب الصالة الرياضية قدمي لهم تعويضاً الليلة و غداً
    Onların ve ilgili şirketin de desteği ile, bulunduğumuz alana dinleme kabini kurduk. TED ومشجعينه، وشركة المرافق، لبناء حجرة صغيرة لسماع الناس فى موقعنا.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus