Burası yatak odası şeklinde yapılmış bir çeşit oturma odası. | Open Subtitles | إنها نوع ما حجرة معيشة و نوم في نفس الوقت |
Ama bebeğim, bir yenidoğan odası düzenlemek, küçük karavanlarla test sürüşüne çıkmak, bebek telsizi almak için çok erken. | Open Subtitles | لكن الوقت مبكر على تأسيس حجرة للطفل أو تجريب قيادة حافلة صغيرة أو شراء جهاز لسماع الصوت عن بعد |
Bu kapalı yolun altında saklı bir oda var. Oradaydım. | Open Subtitles | لديهم حجرة خفية فى هذا الطريق المغلق لقد كنت هناك |
Seni bir çeyrek saat içersinde annenin odasında görmek istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أراك فى حجرة والدتك فى غضون 15 دقيقه |
Onunla konuşmam gerek. Daha eve gelmedi. Ceketini çıkar ve oturma odasına gel. | Open Subtitles | لم تعد بعد، اخلع معطفك و تعال إلى حجرة المعيشة، سأعد لك شراباً |
-Kanunlara göre ilk Taş senin. -Sen suçladın. | Open Subtitles | القانون يعطيك الحق فى القاء اول حجرة كنت انت |
Gelişmiş tıbbî cihazlar kullanıyorlar. Ameliyat odasını taşımak kolay değildir. | Open Subtitles | يستعملون معدات طبية معقّدة، لن يكون نقل حجرة العمليات سهلاً. |
Ateş Lordu'nun odası şu tarafta. Koridorun aşağısında, soldaki merdivenlerden yukarıda. Kaçırmanız imkansız. | Open Subtitles | إن حجرة زعيم النار أسفل الرواق ثم تصعدون السلم, لا يمكنكم أن تضيعوها |
Evet, sanıyorum, bu tür şeyleri herkes kadar az önemserim, fakat olabildiğince büyük bir yemek odası yaşamın gereklerinden biridir. | Open Subtitles | حسناً, أفترض أني لا أهتم كثيراً بهذه الأمور لكن وجود حجرة طعام كبيرة إلى حد ما هو أحد ضروريات الحياة |
Temel olarak çan odası, savaş zamanı, hava saldırısı sırasında bir uyarıydı. | Open Subtitles | بُنيت حجرة الجرس أساساً على نوعية الإنذار الخلفي للغارات الجوية في الحرب. |
Dışarıda bir oda dolusu gazeteci var. | Open Subtitles | تستطيع المساعدة الان لدى حجرة مليئة بالتقارير هناك |
oda, önceki gece içilen purolar yüzünden havasızdı. | Open Subtitles | حجرة المعيشة كانت لا تزال تحتفظ برائحة السجائر من الليلة الماضية |
Vezneye gidin, onbirinci katta, yirmiyedi numaralı oda. | Open Subtitles | حجرة 27 الدور ال11 سيعتنون بالمبلغ جيداً |
Dil balığını alabilmek için kapıcı odasında yaşıyormuş gibi mi yapıyorsun? | Open Subtitles | تتظاهرين بأنك تعيشين في حجرة حارس لمجرد الحصول على ذلك السمك؟ |
Belli ki henüz vücuduma dokunmamışlar. Muhtemelen tahrip odasında kalmış. | Open Subtitles | لم يصلوا لهذه المرحلة بعد العمل متراكم فى حجرة التشويه |
Bir erkeğin yatak odasına alışılmışın dışında davetsiz girmemi göz önünde bulunduracağın ortada. | Open Subtitles | لاشك بأنك ستعتبر هذا غير تقليدي لتواجدي في حجرة نوم رجلٌ بدون دعوة |
nasıl geleceksiniz? Çünkü benim gibi insanlar, bir oyun odasına girdiklerinde, otizmli bir çocuğu tanır. | TED | لتصل إلى الاضطراب الفعلي ؟ لأن أشخاص مثلي, حين يخطون في حجرة للعب, نستطيع تمييز الطفل المصاب بالتوحد. |
Üstüme yürüdüğünde... büyük bir Taş aldım ve attım. | Open Subtitles | و تقدم نحوي إلتقطت حجرة كبيرة والقيتها نحوه |
Gelişmiş tıbbî cihazlar kullanıyorlar. Ameliyat odasını taşımak kolay değildir. | Open Subtitles | يستعملون معدات طبية معقّدة، لن يكون نقل حجرة العمليات سهلاً. |
Katil, kadının odasından çıkarken görüldü. | Open Subtitles | حسنا ، لقد شوهد القاتل يخرج من حجرة القتيلة |
Her odaya bir tane. Ve kitaplıklar. Etrafta kitap olmasını severim. | Open Subtitles | سيكون هناك واحدة بكل حجرة ومكتبات ، احب الكتب بكل مكان |
Çalışma odasının mobilyalarını baban aldı ve biz de buna katlanmalıyız. | Open Subtitles | والدِك احضر آثاث حجرة الرسم ويجب أن نتعايش معه |
Dışarıdaki açık ve güneşli havayı göremediğimiz, penceresiz bir odada kendimizi bulduk. | TED | لقد كنا عالقين فى حجرة بدون نوافذ بدون أى أثر لليوم المشمس المشرق الذى تركناه. |
Horlamamdan hoşlanmazsan, yarın kendine bir kulübe inşa edebilirsin. | Open Subtitles | إذا لا تحبّ الشخير يمكنكَ أن تبني حجرة لكَ غداً |
kendimden geçerdim sonra, seni zorla oturma odasındaki halının üzerine yatırmak zorunda kalırdım. | Open Subtitles | و سيكون على اغتصابك بالقوة هنا على بساط حجرة المعيشة |
Pek çok koridoru olan altı depo her birinde yüzlerce bölme. | Open Subtitles | ستة مستودعات, بها أروقة متعددة و بها مئه حجرة لكل رواق |
Onlara 4. kattaki en dip odayı ver. İki gece ücretsiz kalacaklarını söyle. | Open Subtitles | اعطيهما حجرة بالطابق الرابع قرب الصالة الرياضية قدمي لهم تعويضاً الليلة و غداً |
Onların ve ilgili şirketin de desteği ile, bulunduğumuz alana dinleme kabini kurduk. | TED | ومشجعينه، وشركة المرافق، لبناء حجرة صغيرة لسماع الناس فى موقعنا. |