| Size şans dilemek isterdim ama siz onunla ne yapacağınızı bile bilmiyorsunuz. | Open Subtitles | أتمنى لكم حظا طيبا ولكنكم لا تعرفوا ما تفعلونه عندما تحصلوا عليه |
| Ayrıca test ettiğimiz 120 kırmızı snapper balığı örneğinde sadece yedide birinin gerçek kırmızı snapper balığıydı, Bu yüzden kırmızı snapper bulmada bol şans. | TED | وسمك الحمرة، اختبرنا منها 120 عينة، سبع منها فقط كانت سمك حمرة حمراء حقيقية، لذا حظا طيبا إن كنت تريد أن تأكل سمك الحمرة. |
| - Hadi hoşçakal evlat, bol şans. | Open Subtitles | لقد انقذت حياتى حسنا اراك فيما بعد . و حظا موفقا |
| Önüne ne koyarsa imzalayacaksın çünkü sen dünyadaki en şanslı erkeksin. | Open Subtitles | سوف توقع كل ما تضعه امامك لأنك اكثر الرجال الاحياء حظا |
| Biraz önce, kızım Rebecca bana iyi şanslar mesajı attı. | TED | قبل لحظة فقط، راسلتني ابنتي ريبيكا متمنية لي حظا موفقا. |
| O halde tek yapabileceğim sana şans dilemek. | Open Subtitles | لدي دائما حسنا، إذن كل ما يمكنني القيام به هو أتمنى لك حظا سعيدا |
| Bol şans. Otwani ile arkadaş olduğunuzu biliyorum ama-- | Open Subtitles | حظا سعيدا أنا أعرف أنك صديق لعطواني لكنه 000 |
| Bu gece için şans dilemek istiyorum, her şey çok güzel olacak. | Open Subtitles | اردت فقط ان اتمنى لكم حظا سعيدا هذه الليلة أنت يكون تذهب أن يكون كبيرا |
| Semerkant Prensesi'yle evlendiğine göre... şans onun da yüzüne gülecek demek... | Open Subtitles | ليتزوج من أميرة سمرقند نال أخيرا حظا كبيرا |
| - Bana şans dile! - İyi şanslar, deli kız! | Open Subtitles | تمنى لى حظا طيبا حظا طيبة أيتها المجنونة |
| şans değildi. Buna sahip olmamı isteyen İsa'ydı. | Open Subtitles | لم يكن حظا لقد كان السيد المسيح الذي أرادني أن احصل على تلك الشاحنة |
| Bol şans, ve fırsatın olursa beni ara. | Open Subtitles | يجب أن أذهب , حظا سعيدا إتصل بي إذا حظيت بفرصة |
| Bu çantayı sat bunu aldığımdan beri kötü şans yakamı bırakmadı | Open Subtitles | قومي ببيع هذه الحقيبه منذ ان حصلت عليها ، لقد كان حظا سيئا |
| Eğer sihirli bi işaret beklemek seni mutlu edecekse, o zaman sana bol şans, bayan. | Open Subtitles | إذا كنت ترغب في الانتظار لعلامة سحرية للذهاب يكون سعيدا , ثم حظا طيبا لكم , سيدة. |
| Dünyanın en şanslı on adamı bunlar herhalde. | Open Subtitles | لا بد أنهم الـ 10 أوغاد الأكثر حظا في العالم |
| Gelecek ay Langley'de daha şanslı oluruz umarım. | Open Subtitles | أتوقع أننا سنلقى حظا أوفر في الشهر القادم |
| O kadar şanslı bir adam neden piyangoya katılmıyor demiştin. | Open Subtitles | "الذي لا الرجل الأسعد حظا في يدخل العالم اليانصيب؟ " |
| Çok iyi şanslar. Ve hayatımızın her iki uğruna, bu berbat yok. | Open Subtitles | إذن ، حظا سعيدا و لأجل سلامة حياتينا ، لا تفسد الأمر |
| Bunu onlara anlatmakta sana kolay gelsin. | Open Subtitles | حظا طيبا في ذكر هذا في محادثة عادية |
| Yeni şovunda iyi şanslar dilerim. Ortadan beşinci sırada olacağım. | Open Subtitles | حظا موفقا, في عرضك الجديد سأكون في منتصف الصف الخامس |
| Hepsi şanstı demiyorum. Sadece bir kere protokol kurallarına uymadığından bahsediyorum.. | Open Subtitles | أنا لم أقل أن الأمر كله كان حظا ما أقوله أنه لا يوجد بروتوكول يثبت ذلك |
| Birazdan yayindayiz. Iyi sanslar. | Open Subtitles | سنكون علي الهواء في 10 ثواني حظا موفقا, سيدتي |
| Hediye paketlerini daha şanssız serserilere dağıtmak için. | Open Subtitles | لكي نوزع الهدايا للذين اقل حظا منا المتشردون |
| Bütün bunları bir gıda etiketinde bulmanız dileğiyle, başarılar! | TED | حظا طيبا في العثور على ذلك كله على طابع المكونات الغذائية. |
| İyi şanslar.* *O canavarların sizi yemesine izin vermeyin.* | Open Subtitles | . تشرفت بمقابلتك,حظا سعيدا مع الوحوش |
| Dünyadaki en talihli kadın olduğunu biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أولست الأكثر حظا الإمرأة الكثر حظا في كل العالم؟ |