"خياراً" - Traduction Arabe en Turc

    • seçenek
        
    • seçim
        
    • seçeneğim
        
    • şansım
        
    • seçeneğin
        
    • seçeneğimiz
        
    • çaresi
        
    • seçeneği
        
    • şansımız
        
    • çarem
        
    • Seçme
        
    • şans
        
    • tercih
        
    • şansın
        
    • çare
        
    Bu senenin seçim süreci örnek liderlik yapmak için iyi bir seçenek sunmuyor. TED العملية الانتخابية لهذا العام لم تعطِ خياراً جيداً لم تكن مثالاً يحتذى به.
    ve çaresizce normal olmayı istemeyi, ama böyle bir seçenek yok. Open Subtitles ولإرادة لذا للغاية لِكي يَكُونَ الوضع الطبيعي، لَكنَّه فقط لَيسَ خياراً.
    Üzgünüm Randy. Bak, başka seçeneğim yok. Listeye sadık kalmalıyım. Open Subtitles آسف راندي، لا أملك خياراً عليّ الالتزام بالقائمة، تحلّ بالايمان
    - Sorun değil, senin hatan değildi. - Başka şansım yoktu. Open Subtitles لا توجد مشكلة ، إنه ليس خطئك لم أملك خياراً آخر
    Yani arabayı hızlı kullanmaktan başka bir seçeneğin yok, değil mi? Open Subtitles لذا، ليس لديك خياراً آخر عدا أن تقود مسرعاً للمطار فقط
    Bakın, bunlara olanak verme gibi bir seçeneğimiz yok. Lafı bile geçmeyecek. Open Subtitles إسمعوا ضياع هذه الصفقة منا ليس خياراً إنه أمر غير مطروح أصلاً
    Belki önce tıraş olmalısın. Randy, bu bir seçenek değil. Open Subtitles ــ ربما عليك الحلاقة أولاً ــ راندي، هذا ليس خياراً
    Kabak kafalıyla birlikte ikili buluşmamız var-- eğlence bir seçenek olamaz. Open Subtitles أنا ذاهب في موعد مزدوج مع رأس اليقطينة المتعة ليست خياراً
    Biz ona başka seçenek sunmadıkça çevresel olmadığını kabul etmeyecek. Open Subtitles لن يقبل بأنّه ليس بيئيّاً ما لم نترك له خياراً
    Biliyor musun, bunu söylemek zorunda kalmamayı umuyordum ama, ...bana başka seçenek bırakmadın. Open Subtitles أوتعلمي، كنت آمل ألا أقول هذا لكن لا أظن أنك تعطيني خياراً آخر
    Yeni çocuklara çıkışın seçenek olmadığını göstermenin etkili bir yolu. Open Subtitles هذه طريقة فعّالةٌ ليروا الأطفال أنّ الخروج ليس خياراً متاحاً
    Savunma artık bir seçenek değil. Kuşatmayı kaldırıp hücum etmeliyiz. Open Subtitles لم يعد الدفاع خياراً مطروحاً لنا علينا فك الحصار والهجوم
    Çünkü bir çılgının ne zaman sadist bir seçim sunacağını bilemezsin: Open Subtitles لأنك لا تتوقع متى يصادفك معتوه ما ويقدم لك خياراً سادياً
    Baban olmayabilir ama sanırım ben harika bir seçim yaptım. Open Subtitles قد يكون والدك مات ولكن أعتقد أنني لدي خياراً ممتاز
    Peşimden ayrılmıyordun, başka seçeneğim yoktu. Open Subtitles عندما لم تترك لي مجال, لم تترك لي خياراً آخر
    Sanırım, pek bir seçeneğim yok, değil mi? Open Subtitles أعتقد بأني لا أملك خياراً بهذا الشأن ، أليس كذلك
    Kötü adamlar aday olmamı istemiyorsa sanırım başka şansım yok. Open Subtitles لو أراد الأشرار وقفي من الترشح، حينها لا أملك خياراً
    - ...daha haklı. Kurşunu yiyen o sonuçta. - Will, seçeneğin var. Open Subtitles لقد كانت كانت علي الجانب المؤلم للطلقة ويل , لديكِ خياراً
    bu operasyon için başka seçeneğimiz yok. Open Subtitles . أسفـة ، لا نملك خياراً أخر هذه الخطة الوحيدة
    Bu, her şeyini kaybetmiş varlıklı bir ailenin ...ve bu aileyi bir arada tutmaktan başka çaresi kalmamış oğullarının hikâyesidir. Open Subtitles الآن قصة عائلة غنية فقدت كل شيء و الأبن الأوحد الذي لم يكن لديه خياراً سوى ان يبقيهم كلهم معاً
    Bu, her şeyini kaybetmiş varlıklı bir ailenin ve onları bir arada tutmaktan başka seçeneği olmayan bir oğlun hikayesi. Open Subtitles الآن قصة عائلة غنية فقدت كل شيء و الأبن الأوحد الذي لم يكن لديه خياراً سوى ان يبقيهم كلهم ماً
    Bu işte tek şansımız var, ve başarısızlık bir seçenek değil. Open Subtitles لدينا فرصه واحده في هذا العمل و الفشل ليس خياراً
    Onunla resmi olarak tanışamazsam onu izlemekten başka çarem kalmaz. Open Subtitles وبدون تقديم رسمي إليه، لا أملك خياراً سوى التحرّش به
    Belki haklısındır fakat dünyaya bu şekilde gözlerini yumdu, yani Seçme şansım yok gibi. Open Subtitles ربما لا لكنها الصورة التي رحل بها عن عالمنا لذا لا أرى أن هناك خياراً آخر
    Kısmetle, sonuçları önceden tasarlayabilirsin ama kader sana başka bir şans tanımaz. Open Subtitles مع القدر يُمكنكِ ترصّد النتائج. ولكن المصير, المصير لا يتركُ لكِ خياراً.
    Böyle bir tercih olmadığını ikimiz de biliyoruz. Sahile sadece çeyrek mil kaldı. Open Subtitles كلانا يعلم أنّ هذا ليس خياراً وارداً إنّه ربع ميل فقط حتّى الشاطئ
    Gördüğüm kadarıyla pek fazla bir şansın yok? Open Subtitles برأيي لا تملك أي خيار, صحيح؟ لا أعتقد أنك تملك خياراً
    Pekala o zaman.Bana savaş ilan etmekten başka çare bırakmıyorsun. Open Subtitles حسناً إذاً انت لم تترك لي خياراً سوى إعلان الحرب

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus