ve işleri doğru yapmak için ders alacağımız yer burası. | TED | و هنا نتعلم درسا حول كيفية القيام بالأمور بالطريقة الصحيحة |
Çok kötü bir ders almak üzereydi Bu işin en iyisinden | Open Subtitles | لقد أوشك أن يتلقى درسا في السوء, من الأفضل في العمل. |
Her halükarda, Kont'a utanç verici bir ders vermeni istiyorum. | Open Subtitles | على أية حال أريدك أن تلقن الايرل درسا في التواضع |
Ve 17. doğum günümde hız tutkumu bilen ailem bana bir sürüş dersi verdi hediye olarak. | TED | و في عيد ميلادي السابع عشر، والدي، بمعرفتهم حبي للسرعة، أعطوني درسا واحداً في القيادة لعيد ميلادي السابع عشر. |
Denedim... Sen, seneler önce dersini verdiğim o İspanyol yumurcak olmalısın. | Open Subtitles | لابد أنك ذلك الولد الأسبانى المؤذى الصغير الذى لقنته درسا طوال السنوات الماضيه |
Kafamdaki tek şey bir tane daha fazla ders vermekti. | Open Subtitles | وضعت الفكرة في رأسي أننا يجب أن نعطي درسا آخر |
Billy, şu arkadaşından biraz ders al ve kendine bir iş bul. | Open Subtitles | بيلي، هل يمكن أن تأخذ درسا من صديقك والحصول على وظيفة نفسك. |
Ed gerçekten sevişmeyi çok istiyor, ve bende Skylar'a bir ders vermek istiyorum. | Open Subtitles | إد يريد حقا الحصول على وضع وأنا حقا أريد أن يعلم سكايلر درسا. |
Afrika'daki çocuklar için bir ders hazırlıyordum. | TED | و قد كنت أعد درسا للتلاميذ حول إفريقيا. |
Bize bir ders anlattıklarında bunu vücutla yapıyorlar. | TED | وعندما يعلمونا درسا, يعلمونا له من خلال الجسد |
dolayısıyla bu proje bana hayatla ilgili başka bir ders verdi, şüphe duyuyorsan, doğaçlama yap. | TED | إذن المشروع علّمني درسا آخر عن الحياة، وهو أنّه، في حالة الشّك، عليك الارتجال. |
Ve buradan, bence, hepimiz için çok önemli bir ders çıkıyor. | TED | وهناك، أعتقد أنّ هناك درسا هاما لنا جميعا. |
Herkes bu otelde birlikte yaşıyor, öğretim üyeleri ve öğrenciler ve burada, gece yarısı 1'de daha önce planlanmamış bir ders olduğunu görmek hiç de şaşırtıcı değil. | TED | الجميع يعيش سويةً في هذا الفندق , محاضرينَ و طلاباً و من غير المفاجئ أن ترى درسا مرتجلا في الواحدة فجرا. |
Hızlıca beşinci basamağa atlıyoruz. bu adamın acımasız ve düşüncesiz olduğu kararına varıyoruz, ona iyi bir ders verilip haddinin bildirilmesi lazım. | TED | نقفز سريعا إلى الدرجة الخامسة، نحن خلُصنا إلى أن هذا الشاب بلا قلب، متهور ويحتاج لأن يتعلم درسا ويعرف حدوده. |
Kalenin tepesine çıkıp da, Hispaniola'daki İngiliz bayrağını gördüğümde bundan bir ders çıkarmam gerektiğini anladım. | Open Subtitles | عندما تسلقت الحصن ورأيت السفينة ورأيت العلم البريطاني عليها علمت باني سوف أتلقى درسا قاسيا |
Her hikâyede, küçük bir ders ve ahlak dersi vermeye çalışıyoruz. | Open Subtitles | فى كل قصصنا نحاول ان نتعلم درسا او نقطة ذات مغزى اخلاقى |
Bir aptal gibi bundan ders aldığımı söylememi ister misin? | Open Subtitles | أتريد مني أن أبتذل و أقول أن ذلك قد لقنني درسا ؟ |
Eğer herhangi bir seviyedeki bir oyun kuramı dersi aldıysanız, bu mesele hakkında bir miktar bir şeyler öğrenmişsinizdir. | TED | إن كنت قد أخذت يوما ما درسا في نظريّة الألعاب بأيّ مستوى، لكنت قد تعلّمت القليل بهذا الشأن. |
İskeleden hiçliğe adım attığında dersini almış olur. | Open Subtitles | انا واثق انك ستلقنها درسا حينما تخطوا من الرصيف الى لا شيىء |
Ona yardım edemezsin,.. ...işlerini kendisinin yapmasıyla ilgili bir derse ihtiyacı var. | Open Subtitles | لا تساعدها ، لا بد أن تتعلم درسا عن فعل الأشياء بنفسها |
Paine'ni görmedim. Görseydim ona gününü göstereceğimi... inkar etmiyorum. | Open Subtitles | انا لم ارى بيين, ولو كنت رأيته لكنت لقّنته درسا قاسيا |
Bak ne diyeceğim, birileri telefonu açtığı an onlara gününü göstereceğim. | Open Subtitles | دعيني أخبرك بأمر ، حين أتحدث مع أحدهم على الهاتف سألقنهم درسا فريدا |