"دعوتك" - Traduction Arabe en Turc

• davet
• çağırdım
• dediğim
• Davetin
• Davetini
• davetinizi
• dedim
• Davetiyenizi
• Davetiniz
• davetiyeni
• ısmarlayabilir
• davetiyen

Seni aşçım olarak davet etmemin üzerinden 3 ay geçti.
ثلاثة أشهر منذ أن دعوتك لتكون مسؤولي المفضل عن المطعم

Gelip evimi paylaşmak üzere seni davet ediyorum. Yalvarmamı istiyorsan o başka.
دعوتك للتو أن تشاركيني المنزل إذا أردتِ أن أرجوكِ فهذا شيء مختلف

Neden kimsenin seni bir yere davet etmediğini merak etmiyor musun?
أعني، ألا تستغرب مطلقا لماذا لا يتم دعوتك في أي مكان؟

Rakunların da böyle davranmalarını önermek için sizi buraya çağırdım.
لقد دعوتك الى هنا لكي استطيع فعل هذا لكل الراكون

Joan, sana fahişe dediğim için özür dilerim. Sen fahişe değilsin. Ben fahişeyim.
جوان أنا أسف لأني دعوتك بالعاهرة أنت لست عاهرة , إنما أنا العاهر

Davetin için teşekkür ederim Desmond ama önümüzdeki 14 yıl meşgulüm.
شـكرا على دعوتك ديزموند ولكني اظن اني مشغولة لل14 سنة القادمة

Allahtan Carla çok sakin. Lisede çıktığın kaltağı arayıp, Davetini iptal ettiğini söylemen için son şansın.
حسناً، هذه آخر فرصة لك لتلغي دعوتك لتلك الساقطة التي كنت تواعدها في الثانوية

Evet, davetinizi aldı fakat katılamayacak.
نعم, ستستلم دعوتك لكنها لن تتمكن من الحضور

Nerede olduğunu bilmenin tek yolu davet edilmek. - Bir nevi kısır döngü.
الطريقة الوحيدة لمعرفة مكانها بأن يتم دعوتك إنها كحفلة مذهلة أو ما شابه..

Hafta sonu sahile gidiyoruz ve annem seni davet edebileceğimi söyledi!
نحن ذاهبون للشاطئ بعطلة نهاية هذا الأسبوع وأمي قالت يمكنني دعوتك

Seni düğünüme davet ederdim ama bence o seni pek sevmez.
أرغب في دعوتك لحفل الزفاف لكنني لا أعتقد أنك ستروق له

Acaba şu mesleki ilişkimiz bittiğinde seni sadece kişisel olarak yemeğe dansa veya sırf muhabbet etmeye davet edebilir miyim?
هل تعتقدى, انه عندما ينتهى هذا العمل, أيمكننى دعوتك على العشاء وللرقص, و الحديث بصفة شخصية بحتة ؟

Sizi tekneye davet ettim çünkü size acımıştım, kardeşinizi kaybetmiştiniz.
لقد دعوتك على متن السفينة لانني كنت اشفق عليك على اساس انك خسرت اخيك وكل من لك

Bir de seni neden bu gece buraya davet ettigimi merak ediyordun.
وأنت أيها الرفيق تتسائل لما دعوتك هنا الليلة

Bakan senin işini çok takdir ediyor mükafat olarak seni Kyoto'ya davet etmek istediğini söyledi.
الوزير يقدّر عملك كثيراً.. وهو يفكّر في دعوتك إلى كيوتو كمكافأة.

Seni çağırdım çünkü torunun kaçırıldı, Jacob.
دعوتك ياجاكوب لأن حفيدَك اختطف الم تكن تعرف ان لديك حفيد ؟

Sizi buraya bunu önermek için çağırdım.
هذا ما دعوتك اليوم من أجله لكي أنصحك به.

Hayır, üzgünüm sana öyle dediğim için üzgünüm, sadece korkuyordum.
لا يا رجل، أنا آسف اننى أنا آسف لأنى دعوتك بسرعة لكنّي كنت حقا خائف جدا.

İtiraf etmeliyim ki Davetin beni şaşırttı.
عليّ الاعتراف بأنني تفاجئت عند استلام دعوتك.

Burada bulunanlar geçmişe saygımızdan ötürü ve iyiliğini düşündükleri için Davetini kabul ettiler.
هؤلاء الحظور قبلوا دعوتك من داعي الاحترام لاتفاقاتنا القديمه وليظهروا قلقهم

davetinizi aldığımızda oldukça şaşırdık, ama burada olduğumuz için mutluyuz.
لقد اندهشنا جدا لتلقي دعوتك لكن نحن سعداء حقا أن أكون هنا

Doktor, ben sana hap dağıtıcısı dedim mi?
دكتور ، هل دعوتك ببائع الأقراص المتجول ؟

Davetiyenizi görebilir miyim?
هل لي أن أرى دعوتك .. من فضلك ؟ حسناً.

Davetiniz için teşekkürler.
وأشكرك كثيرا على دعوتك لي بالبقاء في القصر

Büyük sergin için geldim. Elektronik davetiyeni aldım. Keşke daha dikkatli okusaydın.
لقد اتيت من اجل عرضك الفني الكبير لقد حصلت على دعوتك البريدية

Sana yemek ısmarlayabilir miyim?
هل لديك مخططات الليلة ؟ هل يمكنني دعوتك لعشاء ؟

Seni davet ettim. Fakat davetiyen postada kaybolmuş olabilir.
لقد دعوتك فعلاً، لا بد أن دعوتك ضاعت في البريد.