Az önce, mesleğe seninle aynı zamanda adım atan adamı gördün. | Open Subtitles | لقد رأيت لتوك رجلا بدأ عمله المهنى فى نفس وقت بدايتك |
Öldüğü zaman cennetin ve dünyanın üzerindeki karanlığı gördün mü? | Open Subtitles | انت رأيت الظلام الذى ملأ السماء و الارض حين مات |
44'lük Magnum'un bir kadının yüzüne neler yapabileceğini gördün mü? | Open Subtitles | هل رأيت ما يمكن ان يفعلة مسدس ماجنوم بوجة امرأة؟ |
...Londra'da bir şeyler çevirmediğini kendi başınıza varsayamazsınız. Bombalanan apartmanı gördünüz. | Open Subtitles | لقد رأيت تلك الشقة التى فجروها قلت لك , انهم فعلوها |
44'lük Magnum'un bir kadının yüzüne neler yapabileceğini gördün mü? | Open Subtitles | هل رأيت ما يمكن ان يفعلة مسدس ماجنوم بوجة امرأة؟ |
Transa geçtiğin zaman o mezar taşından başka bir şey gördün mü? | Open Subtitles | عندما كنت في غيبوبتك هل رأيت شيئا ؟ بقرب ذلك القبر ؟ |
Orada ne olduğunu gördün. Hala onunla devam etmek istiyor musun? | Open Subtitles | رأيت ما حدث هناك وتريد أن تبقى معه بعد كل ذلك؟ |
- Bu doğru değil! - Bunun böyle olduğunu gördün! | Open Subtitles | ـ هذا ليس صحيحا ـ لقد رأيت بنفسك حقيقة ذلك |
- Bu doğru değil! - Bunun böyle olduğunu gördün! | Open Subtitles | ـ هذا ليس صحيحا ـ لقد رأيت بنفسك حقيقة ذلك |
İyi de nasıl kaynaştıklarını gördün mü? "Cilt 6. Ha-ha-ha." | Open Subtitles | نعم ، ولكن هل رأيت كيف كانوا يضحكون الإصدار السادس |
Adamlarından biri ona enerji silahı fırlattığında ne olduğunu gördün mü? | Open Subtitles | هل رأيت ماذا حدث عندما أحد الحراس ألقى لة سلاح ؟ |
- 20 dolarlık banknotun arkasını hiç gördün mü dostum? | Open Subtitles | هل رأيت ظهر ورقة 20 دولار؟ لا أعلم يا رجل |
Jessica King i öldürüldüğü gece gördün mü görmedin mi? | Open Subtitles | هل رأيت جيسيكا كينج فى الليله التى قتلت فيها ؟ |
- İlan kampanyamızı gördünüz. - Hayır, kaçırmış olmalıyım ilanları. | Open Subtitles | انت رأيت حملتنا الاعلانية فى الصحف لا، لابد انها فاتتنى |
Kız kardeşimi arıyorum! Ufak bir kız çocuğu gördünüz mü? | Open Subtitles | أنني أبحث عن أختي الصغيرة , هل رأيت طفلة صغيرة؟ |
Sonra bu düğmeleri buldum ve düğmeleri kazağın üstünde gördüğüm an ona bayıldım. | TED | ثم رأيت هذه الأزرار، وفي اللحظة التي كانت فيها الأزرار على السترة، أحببتها |
Beklerken bir adam gördüğümü düşündüm. O şu aktöre benziyordu: | Open Subtitles | واثناء انتظارى بداخله , رأيت شخصا اعرفه, وهو هذا الممثل |
Bu grafiği gördüğümde, bu durumu eşitlemenin bir yolu olduğunu biliyordum. | TED | عندما رأيت ذلك الرسم البياني، علمت ان هناك وسيلة لتطوير التنافس. |
Çok iyi. Şu uzun boylu adamı daha önce görmüş olabilir misiniz? | Open Subtitles | جيد جداً , هل تقولي بأنكِ رأيت هذا الوغد الطويل من قبل؟ |
O kıllı davul tokmaklarını görünce bir içki içmem gerektiğini anladım. | Open Subtitles | عندما رأيت تلك الساق المشعرة، علمت أني كنت بحاجة إلى شراب. |
Fakat onların fazla eğilmiş olanlarını görürsen bu ölmüş anlamına gelir! | Open Subtitles | لكن لو انك رأيت البعض يركع أيضا فهذا يعني أنهم موتى |
Mike, ne gördüğün ya da gördüğünü sandığın şey hakkında hiçbir bilgim yok. | Open Subtitles | مايك ، ليست لدي معرفة بما رأيت أو ما كنت تظن أنك رأيت |
Resminizi bir keresinde Filmmaker Magazin'de görmüştüm... ve filminizi de izledim. | Open Subtitles | لقد رأيت صورتك مرة فى مجلة لصانعى الأفلام.. و رأيت فيلمك |
- Bazen olmayan şeyleri görüyorum. - Hayır. Ben de gördüm. | Open Subtitles | ـ أحياناً أتوهم رؤية أشياء ـ لا، لقد رأيت ذلك أيضاً |
Eğer hamile bir kadın görürsem... gözlerim yorulana kadar... ağlıyacaktım. | Open Subtitles | إذا رأيت إمرأة حبلى حتى أبكي حتى تود عيوني السقوط |
Bir kere New York'tayken taksiye bindim, arka koltuğa oturdum ve önde bir oyunla ilgili bir şey gördüm. | TED | مرة كنت في نيويورك و ركبت سيارة أجرة. جلست في المقعد الخلفي، و أمامي رأيت شيئاً ما مرتبط بمسرحية. |
Bu kadar hayat dolu bir bebek hiç görmedim. Gerçekten. | Open Subtitles | لم يسبق أن رأيت طفل بهذه الحيوية، هذه هي الحقيقة |
Temiz dişler. Dişçi koltuğunun yanında bir dişçi görüyor musun? | Open Subtitles | هل سبـق أن رأيت طبيب اسـنان يمـلك مثـل هذا الكـرسـى. |