"رائعاً" - Traduction Arabe en Turc

    • iyi
        
    • harikaydı
        
    • hoş
        
    • mükemmel
        
    • güzeldi
        
    • Güzel
        
    • müthiş
        
    • havalı
        
    • harikaydın
        
    • iyiydi
        
    • süper
        
    • harika bir
        
    • muhteşem
        
    • çok şahaneydi
        
    Yaptığınız iyi bir şey çocuklar. Çok iyi bir şey. Open Subtitles . لقد أنجزتما شيئاً رائعاً يا أولاد شيئاً رائعاً للغاية
    Şunu söylemeliyim ki, efendim, burada gerçekten iyi iş çıkardık. Open Subtitles لا تتحرك أعترف يا سيدي أننا أدينا عملاً رائعاً هنا
    Yine de yaptığın harikaydı. Bu yüzden kendini harika hissetmen gerekir. Open Subtitles كنت مخطئاً، لكن لازال أمراً رائعاً يجب أن تسعد أنه رائع
    Kalem açar, tüm gün boyunca masamızda kahve içerdik. Tanrım, kulağa hoş geliyor. Open Subtitles أبري الأقلام، أشرب القهوة طوال اليوم وراء مكتب يا إلهي، يبدو هذا رائعاً
    İyi şanslar. İhtiyacın olan bir şey yok. mükemmel olacaksın. Open Subtitles حظ موفقاً ، انت لست بحاجه إليها سوف تكون رائعاً
    Tanrım, çok güzeldi. Sanırım artık bütün süreci anlamaya başladım. Open Subtitles كان رائعاً جداً ، أعتقد أنني بدأت أفهم العملية قليلاً
    Lucy ve ben şu herifi yürüyüşe çıkartalım. Hadi. Güzel olacak. Open Subtitles أنا ولوسي سوف نأخذ بوزو في نزهة سوف يكون ذلك رائعاً
    Evet, evet. müthiş olacak. Hadi, kötü bir surat yap. Open Subtitles نعم , نعم , سيكون رائعاً ضع وجهك لألتقط صورة
    Hep iyi bir müşteri oldu. Gürültü yapmaz, kimseyi rahatsız etmez. Open Subtitles لطالما كان ضيفاً رائعاً لم يقم بأي إزعاج، لم يضايق أحداً
    - Sana bahsettiğim albay oydu. - Zamanında çok iyi bir pilottu. Open Subtitles كان في ـ إستونيا ـ فيما مضى كان طياراً رائعاً في زمنه
    Ve hayatımız boyunca bir daha konuşmazsak... bence çok iyi olur. Open Subtitles .. واذا لم نتحدث مرة اخرى لبقية حياتنا سيكون هذا رائعاً
    -Başka yerdeydim. -Peki, dinle, bu iyi bir kurtarmaydı, Tosh. İyi yapmışsın. Open Subtitles حسناً ، اسمعِ ، كان هذا إنقاذاً رائعاً يا توش ، أحسنتِ
    - Bu tür filmleri seviyorum ben. - Evet, harikaydı. Open Subtitles ـ إنني أحب الأفلام كهذه ـ أجل، لقد كان رائعاً
    Rahibe olmakla ilgili sevdiğim bir diğer şey ise tedavilerinden sonra hastaları bir yıl ya da yıllarca görmekti çünkü nasıl değiştiklerini, hayatlarının nasıl geliştiğini ve onlara ne olduğunu görmek gerçekten harikaydı. TED إحدى الأشياء التي أحببتها في وظيفتي كممرضة رؤية المرضى بعد سنة أو عدة سنوات بعد تلقيهم العلاج فكم كان رائعاً رؤية مدى التغير الذي طرأ على حياتهم وكم تطورت حياتهم وماذا حدث لهم
    Yo yo yo, hiç de hoş değil. Ben şirketler yönetiyorum. Open Subtitles لا، لا، لا، هذا ليس رائعاً أنا رجل أدير شركات، بالجمع
    Kafamın içindeki sesleri ve bana her an mükemmel bir şey olabileceğini söylüyor. Open Subtitles صوتٌ في رأسي يخبرني بأن شيئاً رائعاً على وشك الحدوث في أي لحظة
    EM: Teşekkür ederim. CA: Muhteşemdi. Gerçekten çok güzeldi. TED أ م: شكراً. ك أ: كان ذلك مذهلاً، كان فعلاً فعلاً رائعاً.
    Bunu söylemem garip gelebilir ama kuyruklu yıldız çok Güzel görünüyor. Open Subtitles من الغريب قول هذا, و لكن في الحقيقة المُذَنب يبدو رائعاً
    müthiş adamın ta kendisi ile tanışmışlardı, onun tarafından verilen konuşmayı dinlemişlerdi; o suratlarını çamura bularken çok ama çok eğlenmişlerdi, TED فقد قابلوا شخصاً رائعاً ولقد تم توجيههم من قبل شخص رائع لقد استمتعوا كثيراً بتكسير مجدايفهم في الحوار
    Bilgin olsun diye söylüyorum, lisede kimse havalı değildir ben bile. Open Subtitles لمعلوماتك، لم يكن أحد رائعاً في المرحلة الثانوية، ليس حتى أنا
    Merhaba, geçen seni Amerikan Bilim dergisinde gördüm. harikaydın. Open Subtitles لقد شاهدتك في مجلة ساينتفيك الأمريكية لقد بدوت رائعاً
    Son günlerde her şey çok iyiydi. Çocuklarla top oynadık falan... Open Subtitles و بالأيام الماضية لقد كان رائعاً لعب الكرة مع أولئك الأولاد
    Teşekkürler. Bu süper oldu. Open Subtitles شكراً لك ، و هذا سيكون رائعاً بالنسبة لي لأنني وأخيراً سأنتقل إلى مكان فيه الكثير من الغسالات الكهربائية
    harika bir gösteri yaptığımızı biliyorum ama ahbap, güneş gözlüğü falan tak. Open Subtitles أعرف أننا نقدم عرضاً رائعاً لكن يا صاح حاول ألا تحدق بنا
    toplamaya başladım. Sonra babam beni cumartesileri bir hurda metal geri dönüşümcüsüne götürürdü ve ben de paramı alırdım. Bunun muhteşem olduğunu düşünüyordum. TED لكي يقود بي والدي يوم السبت الى مصنع تدوير النحاس . .. لكي ابيعها واحصل على مالي والذي كنت اعتبره امرا رائعاً ..
    Bu çok şahaneydi. TED لقد كان هذا رائعاً.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus