"رفعت" - Traduction Arabe en Turc

• kaldırdım
• kaldırdı
• sona ermiştir
• yükseltti
• açtım
• kaldırırsan
• kaldırır
• kaldırdın
• açtı
• açtın
• yüksek
• kaldırıp
• açar
• açmış
• parmak

Topluluk buraya insanları bulmak için geldiğinde elimi kaldırdım.
لذا عندما جاءت الجماعة للعثور على أشخاص، رفعت يدي.

Başını kaldırdı ve yüzünü gördüm, merhaba dedim ve hemen, burun kemerinin üzerinde kırışıklık gibi bir şey fark ettim.
رفعت رأسها للأعلى ورأيتُ وجهها، وقلت مرحبا ثم لاحظت مباشرةً شيئًا ما على طول أنفها تجعّد في جلدها

Teşekkür ederim. Duruşma sona ermiştir.
أشكركم ، رفعت الجلسة

yükseltti, hükümet gelirinin artabilmesi için tarifeleri yükseltti.
خفضت ام رفعت؟ رفعت التعريفة الجمركية فى جهود الحكومة الفيدرالية لجمع المزيد من الدخل

Bebeğim, kafama takılıyor. Bu kuruma karşı dava açtım.
عزيزي , انا معتنية بها رفعت دعوى قضائية ضد هذه المؤسسة

Şimdi, bu adama elini bir kere daha sebepsiz kaldırırsan karşında beni bulursun.
و أعرف كيف أـعامل مع الاوغاد أمثالك إذا رفعت يدك على هذا الرجل مرة أخرى بدون سبب

Bay Hilltop,... ..sol dizinizi... kaldırır mısınız, lütfen?
سّيد هيلتوب هلا رفعت ركبتك اليسرى رجاءا ؟

Yarım ton betonu kâğıt gibi kaldırdın.
رفعت نصف طن من الخرسانة كما لو كانت ريشة

Bir sonraki gün sınıfta, elimi kaldırdım; hoca beni çağırdı ve örnek olayı sundum.
في اليوم التالي، رفعت يدي؛ تم استدعائي، ثم عرضت حالتي.

Sana bir kere elimi kaldırdım.Az daha öldürecektim.
لقد رفعت يدى ضدك يوما ما و كان يمكننى قتلك

Ve bir gün,çenemi yukarı kaldırdım ve yaşamı herşeyiyle kabullendim.
لذا في أحد الأيام، رفعت ذقني وتمالكت نفسي

Karım bunu duyduğunda, bir taransta imiş gibi yüzünü kaldırdı.
عندما سمعت هذا رفعت زوجتى وجهها كما لو كانت فى غيبوبة

25,00 doları verdim, ayakkabısının içine soktu ve eteğini kaldırdı.
عندها اخرجت الـ 25 دولارا فالتقطتها واضعة اياها في حذائها ثم رفعت التنورة

Celse sona ermiştir.
.رفعت الجـــلــسـة

Bölge, tehdit seviyesini yükseltti.
لقد رفعت الهيئة الانذار من الدرجة الثالثة

Onlara rastladım, telefonu da şans eseri açtım. Endişelenmiyor musun?
رأيتهم هكذا و رفعت سماعة الهاتف بالصدفة..

Tümseği bir iki santim kaldırırsan, paramızı gölgeye yatırırız.
لقد رفعت التله بعض بوصات ونحن وضعنا مالنا على الظل

Eğer babamın yanındaysanız, ...elinizi kaldırır mısınız, lütfen?
إذا كنت تقف قريباً من والدي من فضلك هلأ رفعت يدك

Kokarca kuyruğunu kaldırdın ve kendini düşünmemenin tatlı kokusunu üzerime püskürttün.
لقد رفعت لتوك ذيلك البغيض. وقذفتنى برائحة الأناية الحلوة

Balon, Jön Asgeir Johannesson gibi insanların ortaya çıkmasına yol açtı.
لقد رفعت فقاعة أيسلندا كثير من الناس مثل جون اسجير جوناسون

Bir iki fıkra anlattın. Sonra da radyoyu açtın. Bu kadar.
ألقيت بعض النكات، ثم رفعت صوت المذياع وذلك كان كل شيء

Alo? Lütfen, biraz daha yüksek sesle konuşabilir misiniz?
مرحباً هلاّ رفعت صوتك لا أفهم شيئاً مما تقول

Bütün yaptığım elimi havaya kaldırıp hareket ettirmek oldu.
إذا، كل الذي فعلته هو أني رفعت يدي ثم حركتها.

Teçhizat kontrolü yapıyoruz da. Rica etsem televizyonunuzun sesini açar mısınız?
.إننا نتفقد المعدات هل تمانع لو رفعت صوت تلفازك؟

Çocuk doğduktan sonra, birkaç tane dava açmış... nafaka ve velayet sorunları.
بعد أن أنجبت الطفل، رفعت مجموعة من الدعاوي متعلقة بمسائل الدعم والحضانة.

Ya o kadehten parmak izlerini alıp cinayet mahallinden geldiğini söylersem?
ماذا لو رفعت بصماتك وقلت أنني جئت بها من مسرح الجريمه؟