Tamam, sorun değil. Bu sefer çalıların içine gireceğim ses yapıp, tavşanları ürküteceğim. | Open Subtitles | حسناً ، هذه المرة سأدخل وسط الحشائش وأخرج أصوات عالية لكيّ يخرج أرنب |
Benden başka kimsenin dinamitlere dokunmasını istemiyorum. Bu yüzden yalnız gireceğim. | Open Subtitles | لا أريد أن يمسّ أحد تلك المتفجّرات سواي، لذلك سأدخل وحدي |
Banyoya giriyorum. Beni yarın ara, bu meseleyi konuşalım, tamam mı? | Open Subtitles | سأدخل لآخذ حماماً، وأنت ستهاتفني غداً لكي نناقش هذا الأمر، حسناً؟ |
O zaman hemen konuya giriyorum. Emekliliğe geri dönmen gerek. | Open Subtitles | إذن سأدخل مباشرة في الأمر ينبغي أن تعود إلى تقاعدك. |
Eğer izin verirsen, o odaya girip yaptıklarımın arkasında duracağım. | Open Subtitles | والان اذا عذرتني سأدخل لهذه الغرفة حالا واعترف بما فعلت |
Evet, belki hapse girerim ama batarken seni de aşağı çekeceğim, emin ol. | Open Subtitles | ونعم ، ربما أني سأدخل السجن لكني سأحرص على أن اُوقع بك معي |
Andy günlerdir işe gitmediğini söyledi. İçeri geliyorum. | Open Subtitles | آندي قال أنك لم تأت للعمل منذ أيام، سأدخل. |
Auggie, daha önce de söylediğim gibi etraftaki en iyi takımla beraber gideceğim. | Open Subtitles | أوجي .. مثلما قلت لك مسبقا سأدخل مع افضل فريق موجود في المدينة |
Ben de banyoya gidiyorum böylece bunu yerken aynaya bakabilirim. | Open Subtitles | سأدخل الى المرحاض لأنظر الى المرآة بينما آكلها |
Soyunma odasına gireceğim ve gitarını akord ederken onu izleyeceğim. | Open Subtitles | سأدخل إلى حُجرة اللبس تلك، وسأحدّق به بينما يضبط غيتاره. |
Bugün birlikte vakit geçirelim diye onları okula yollamadım, yarın hapse gireceğim. | Open Subtitles | لم أرسلهما إلى المدرسة اليوم كي نكون معاً لأنني سأدخل السجن غداً |
O arenaya yaklaştığınızda ve kapıya elinizi koyduğunuzda, ve "İçeri gireceğim ve bunu deneyeceğim," diye düşündüğünüzde, utanç "Uh, oh. | TED | عندما تمشيء في الميدان وتضع يدك على الباب، وتفكر، "سأدخل وسأحاول القيام بهذا،" العار هو الشبح من يقول، "آوه، أوه. |
Böyle konuşmaya devam edersen yapmadığım bir şey için hapse gireceğim. | Open Subtitles | تتحدثثين الى بهذه الطريقه وكأنى سأدخل السجن لشيىء لم أفعله |
İçeri giriyorum. Beni durdurmak istiyorsan vur. | Open Subtitles | أنا سأدخل للداخل أتريد أن توقفني ، أطلق النار علي |
Beni de. İstediğini yapabilirsin ama içeri giriyorum. | Open Subtitles | أنا أيضاً ، يمكنك فعل ما تشاء لاكنني سأدخل معه |
Senin iyi olduğundan emin olmak içeri giriyorum. | Open Subtitles | سأدخل هذه الغرفة لأتأكد من أنك بأمان وغير متأذي |
İçerisi sıcak görünüyor, Şalgamkafa; ben giriyorum. | Open Subtitles | قرنبيط انه يبدو دافئا كفاية في الداخل لذا سأدخل |
Bir sorun olursa devreye girip eski usul açarım onu. | Open Subtitles | إذا عانت من مشاكل، سأدخل إلى هناك وأفتحه بالطريقة القديمة. |
Sana bir şey diyeyim ahbap. Oğlum içeri giremiyorsa ben içeri girerim. | Open Subtitles | دعني أقول لك شيئاً يا صديقي، إذا كان إبني لا يستطيع الدخول، سأدخل أنا لوحدي إذاً |
Pekâlâ, içeri geliyorum ama kıllı bir şeyler görmek istemem. | Open Subtitles | حسناً ، سأدخل ولا أود رؤية أى شيء مُشعراً |
Yarın sabah 10:00'da o bankaya gideceğim. | Open Subtitles | في الساعة العاشرة من صباح الغد سأدخل البنك |
Tamam , ben odama gidiyorum. | Open Subtitles | حسنا. سأدخل غرفتي أنت يمكن أن تبقى إذا كنت تريد |
Fakat diğer çalışanlara söyle birazdan bir kaç soru sormak için geleceğim. | Open Subtitles | أنني سأدخل خلال بضع دقائق وسأطرح عليهم بعض الأسئلة |
Bak, İçeri gidip, Kendall ve Dunbar'la konuşacağım, ve neler olduğunu anlamaya çalışacağım çünkü neler olduğunu umursuyorum ve senin de umursadığını biliyorum. | Open Subtitles | اسمع سأدخل الى هناك وسأتكلم مع كاندال ودنبار وسأحاول ان اكتشف كل شىء لأننى اهتم بماذا حدث هناك واعتقد انك كذلك ايضا |
Ama, bu kelebek bir milyarderin kolleksiyonuna ait olsaydı, Hapse girerdim. | Open Subtitles | الآن إذا تلك الفراشة تعود إلى مجموعة ثمينة لأحد الأغنياء ، فأنا سأدخل السجن |